Peki, sadece vatandaşı olduğumuz için Türkiye Futbol Milli Takımını desteklemek zorunda mıyız? Takım tüm ülkenin renklerini temsil eden bir milli takım mı? Bu soruya belki hem Galatasaray hem de Milli Takımın “İmparator” lakaplı hocası Fatih Terim’in derin devlet ile bağlantılarına, bir dönem milli takımın ve Terim’in prensi Emre Bölezoğlu’nun hem İngiltere’de hem de Türkiye’de oynarken saha içindeki ırkçı söylemlerine ya da 2006 yılında oynanan İsviçre maçında İsviçreli futbolcuların linç edilmek istenmesine değinerek de “Hayır” cevabı verebiliriz…
*
Tolga Güney /pontosgercekicin yazdı: Neden Türk Milli Takımını Tutmuyoruz?
Euro 2024 turnuvasında son grup maçları oynanırken, gruptan çıkarak yola devam edecek olan ülkeler netleşmeye başladı. Turnuvada sahada oynanan futbolun yanı sıra tribün ve sokaklarda yaşananlarda dikkat çekmeye devam ediyor. Özellikle Avrupa Parlamentosu seçimlerinde birçok ülkede aşırı sağcı, milliyetçi partilerin seçimleri önde bitirmesi, göçmen düşmanlığının kıtada yayılması, saha dışı olaylarını tetikleyebileceği düşünüldü.
Fakat Arnavutluk-Hırvatistan maçında iki ülke taraftarlarının Sırpça “Sırpları öldürün” tezahüratında bulunmalarının dışında gözle görülür bir ırkçılık yaşanmazken bu sloganlar nedeniyle Arnavutluk Futbol Federasyonu da 47.250 Avro para cezası, Sırp karşıtı sloganlar atan taraftarları kışkırttığı gerekçesiyle Arnavutluk’un forvet oyuncusu Mirlind Daku’ya iki maç ceza alan verildi.
Her turnuva ve “milli maç” öncesi milli duyguların kabardığı “tek yürek” olan Türkiye taraftarları ise ilk oynadıkları Gürcistan maçı öncesinde arasında daha önce hiçbir tartışma bile olmayan ülkenin taraftarlarına saldırırken, milli marşlarını yuhaladı. Saldırgan tavırlarını gizleyemeyen taraftarlar ardından ise eski HDP Milletvekili Ferhat Encü’nün Türkiye-Portekiz maçı öncesinde yaptığı “Bijî Portîkez…” paylaşımı tartışmalara neden oldu. Encü, paylaşımın altında ırkçı tehdit, hakaret ve hedef göstermeye maruz bırakılırken, milli maçlarda yurttaşların vatandaşı olduğu ülkeleri destekleme zorunluluğu tartışılmaya başlandı. Portekiz maçı öncesi Almanya’nın orta yerinde savaşa gider gibi mehter marşları çalan Türk taraftarlar, Portekiz’in desteklenmesine alındı. Öyle ki mehter marşı ile gidilen Portekiz maçında varlık dahi gösteremeyen kendi kalesine gol atan Türkiye’nin adeta Viyana kapılarından dünüşü unutuldu, Encü’nün paylaşımı gündem oldu.
Peki, sadece vatandaşı olduğumuz için Türkiye Futbol Milli Takımını desteklemek zorunda mıyız? Takım tüm ülkenin renklerini temsil eden bir milli takım mı? Bu soruya belki hem Galatasaray hem de Milli Takımın “İmparator” lakaplı hocası Fatih Terim’in derin devlet ile bağlantılarına, bir dönem milli takımın ve Terim’in prensi Emre Bölezoğlu’nun hem İngiltere’de hem de Türkiye’de oynarken saha içindeki ırkçı söylemlerine ya da 2006 yılında oynanan İsviçre maçında İsviçreli futbolcuların linç edilmek istenmesine değinerek de “Hayır” cevabı verebiliriz.
Ancak konu Ümit Özdağ’ın Ferhat Encü’ye gösterdiği “TBMM üyesi ol, bu milletin vergileri ile maaş al sonra yaşasın Portekiz diye X’e at” tepkisi olduğu için konuyu Kürtler ve diğer azınlıkların uğradığı ırkçı saldırılara getirmek gerekiyor. Gittiği her deplasmanda saldırıya uğrayan, Afyon’da maç öncesi İl Jandarma Komutanının “Gönlümden geçeni söylüyorum: 5-0. Eze eze yenersiniz, buradan göndeririz” sözleriyle “onlar” diye bahsettiği, Bursa’da beyaz Toros, JİTEM’ci katillerin posterleri ve su şişeleri ile karşılaşan, yöneticileri Ankaragücü yöneticisi ve taraftarları tarafından linç edilerek, tribünden atılan Amedsporlu bir taraftarın, Bursasporlu ve Ankaragücü taraftarları ile birlikte aynı milli takımı desteklemesi mümkün mü? Ya da aynı saldırılara uğrayan, gittikleri statlarda askeri operasyon görüntüleri yayınlanan, Cizre’de bodrumlarda siviller ölürken, ölüme sevinen pankartlar açılan Cizrespor, Vanspor, Batman Petrolspor taraftarlarının Sakaryaspor ve Eskişehirspor taraftarlarıyla aynı milli duyguları paylaşması beklenebilir mi? Veya arkadaşları, sevdikleri, annesi, ablası, yoldaşı 10 Ekim Ankara Gar katliamında IŞİD tarafından katledilenler, İzlanda ile oynanan milli maçta yapılan saygı duruşunu ıslıklayan, yuhalayanlarla aynı tribünde yan yana durabilir mi?
Kolunda “Azadi” dövmesi olan Deniz Naki’ye gittiği her statta yapılan ırkçı saldırılar ve federasyonun verdiği cezalar sonrası “Türkiye kökenlisiniz” söylemine “Kürdüm” diyerek karşı çıkan Deniz Undav’ın Türkiye için oynaması ne kadar mümkün değilse, bu taraftarların da aynı milli duygularla aynı ülkeyi desteklemesi bu kadar imkansız.
Tüm tartışmaların yanı sıra yıllardır kimlikleri, inançları, cinsiyetleri veya siyasi görüşleri nedeniyle Türkiye devleti tarafından dışlanan milyonların, bu sorunları yerine hangi milli takımı desteklediğini soran ırkçı, milliyetçi kafa ile karşı karşıyayız. Eğer tüm Türkiye vatandaşlarının aynı milli duyguyu paylaşması ve “tek yürek” olması isteniyorsa, öncelikle yürütülen ırkçı, savaşa dayalı politikalardan vazgeçilmesi, kimlik ve inançların eşit yurttaşlık temelinde barış içinde yaşamayı gerekir.