Türkiye’nın batısında oy kaybeden AKP’nin en sert düşüşü yaşadığı yerlerin başında Kürt illeri geliyor. AKP, Kürt illerinde ilk seçime girdiği 2002 seçimlerinden sonra 2015 Haziran seçimleri dışında oyunu hep artırdı ya korudu. 2016’da Kürt illerinde kayyum politikasına geçen AKP, önce 2019 son olarak 2024 seçimlerinde ciddi anlamda oy kaybına uğradı.
AKP oylarında sert bir düşüş yaşandı.
Son 20 yıldır Diyarbakır, Van, Mardin, Bitlis, Muş, Iğdır, Kars, Ağrı, Batman, Şırnak, Siirt ve Hakkari gibi yerlerde DEM Parti’nin tek rakibi olan AKP’nin oylarında sert bir düşüşün olduğunu görüyoruz.
AKP ‘Tabela’ partisine döndü
Kürt coğrafyasında 12 ilin seçim sonuçlarına baktığımızda AKP’nin tabela partisine döndüğünü söyleyebiliriz. DTP, BDP, HDP ve son olarak DEM’li siyasetçilerin 20 yıldır sık sık söylediği ‘AKP’yi bölgede tabela partisi haline getireceğiz’ söylemi 31 Mart seçimlerinde gerçek oldu.
VAN
AKP’nin 2000’li yıllarda belediye seçimlerini kazandığı, milletvekili sayısında DEM’in öncülü partilere karşı üstünlük sağladığı Van, yüzde 68 ile seçime katılımın en düşük olduğu il oldu. 2019 yerel seçimleri ile 2024 yerel seçimlerinin oy oranlarını kıyasladığımızda 2019 yılında 196 bin oy alan AKP, 2024 yerel seçimlerinde 120 bin 147 oy aldı. 7.500 seçmen artışına rağmen AKP’nin 76 bin oyu nereye gitti? Yeniden Refah Partisi ise 2019 seçimlerine göre 14 bin oy arttırarak 23 bin oy aldı. AKP’li seçmenin 14 bin oyunun YRP’ne gittiğini düşündüğümüzde yine 56 bin oyu kayıp. Buda bize şunu gösteriyor. Van’da sandığa gitmeyen 250 bin seçmen var. 2019 yılında yüzde 78 olan katılım oranı 2024’te yüzde 68’e düştü. Önceki seçimlerde 100 bin kişinin doğal olarak çeşitli sebeplerden sandığa gitmediğini düşünürsek son seçimde 150 bin kişi bilinçli bir biçimde sandığa gitmedi. Buradan baktığımız zaman AKP’li seçmenin Van’da sandığa gitmeyerek seçimi boykot ettiğini söyleyebiliriz.
DİYARBAKIR
Diyarbakır’da 2019’ta yüzde 78 olan katılım oranı 31 Mart 2024 seçimlerinde yüzde 67’ye düştü. 2019 yerel seçimlerinde 241 bin oy alan AKP, 2024’te 121 bine düştü. YRP ise 2019’de 15 bin oy alırken, son seçimde 26 bin aldı yani sadece 11 bin oy artış gösterdi. Bu 11 bin oyun YRP’ye gittiğini düşünsek bile AKP’nin 110 bin oy kaybetmiş. Bu da Diyarbakır’da 20 yıldır AKP’ye oy veren muhafazakar Kürtlerin artık bundan vazgeçtiğini ve AKP’yi boykot ettiğini gösteriyor.
MARDİN
2019’da yüzde 84 olan katılım oranı 31 Mart 2024 seçimlerinde yüzde 78’e düştü. AKP, 143 bin oydan 105 bine düşerken, YRP 4 bin olan oyunu 17 bine yükseltti. AKP’nin 13 bin oyu YRP’ye gitsede 30 bin oyu kayıp ve 2019’e göre düşen katılım oranının AKP tabanı nedeniyle oldu. Mardinli AKP’li seçmende AKP’den vazgeçti.
URFA
2019’da 516 bin olan oy oranı 2024’te 300 bin oldu. Katılım oranı düşen Urfa’da AKP oyları Yeniden Refah Partisine gitti.
Diğer illere baktığımızda;
Iğdır’da MHP ile ortak aday çıkarmasına rağmen hem belediye seçimlerini DEM’e kaybeden ancak oylarını koruyan AKP, Bitlis’te 2019 seçimlerine göre 240 oy kaybı yaşadı. Muş’ta 4 bin oy gerilemesi olan AKP’nin Ağrı merkezde 25 bin olan oy oranı, 16.747’ye düştü. Batman’da 51 bin olan oylarının yarısını kaybeden AKP, seçimleri kazanmak için adeta ablukaya aldığı Şırnak’ta bin oy kaybı yaşadı. AKP’nin Kürt coğrafyasında oylarını arttırdığı tek yer Hakkari oldu. 2019 seçimlerinde göre AKP, Hakkari’de 3200 oy arttırdı. Urfa dışında AKP oylarının YRP’ye gittiğini söylemek mümkün değil.
Kürt illerinde AKP’nin 22 yılın en büyük düşüşünü yaşadı. 2000’li yıllarda ‘askeri vesayete sorun vereceğiz, Kürt sorununu biz çözeceğiz’ gibi oldukça önemli söylemlerle yola çıkan AKP, 2000’li yıllarda bazı Kürt illerinde yüzde 60’ı aşan bir oy oranına dahi ulaştı.
2010’lu yıllarda çözüm süreci ile Kürt illerinde tabanını koruyan AKP; son 10 yıldır MHP ile ittifak, Kürt karşıtı politikaları, Rojava politikası ve kayyumlar ile önce gerilemeye şimdi de tabela partisi olmaya doğru ilerliyor.
Bugüne kadar Erdoğan’ın yanında duran muhafazakar Kürt seçmen, AKP’nin artık sorun çözebileceğine inanmıyor. AKP’nin son 10 yıldır Kürt sorununda MHP ile aynı noktaya gelen politikası, ‘Dindar Kürtler nasıl olsa bana oy veriyor, arada Türk milliyetçilerinin oyunu da alırım’ stratejisi çökmüş oldu.
Aslında muhafazakar Kürt seçmeni AKP’nin son 10 yıldır çözüm yerine savaş, demokrasi yerine otoriter, hukukun yerine ‘Devletin bekası’ politikasını geçici bir süreç olarak değerlendirdi ve sabır gösterdi. Muhafazakar Kürt seçmende ‘Reis taktik yapıyor, sonunda mutlaka fabrika ayarlarına dönecektir’ umudu da artık yok olmuştur.
Muhafazakar Kürt seçmen belli ki son yerel seçimlerde AKP’den vazgeçti ama kime oy vereceğine henüz karar vermedi. Önümüzdeki dönem, ‘Kürt sorununu çözmek isteyen, demokrasiyi esas alan siyasi parti ya da iktidarlar henüz karar verememiş olan muhafazakar Kürt seçmenin oyuna talip olabilir.
Kürt coğrafyasında aksi politikalar bir kez daha kaybetti.