Kurban Bayramı için bize ayrılan 9 günlük tatilin henüz başındayız. Ancak Kurban Bayramına nasıl girdik, önce ona bir bakalım.
Hrant Dink’in katili Ogün Samast tesbihiyle elini kolunu sallayarak ‘şıkır şıkır’ aramıza daldı.
DEM Partili Hakkari Belediyesine kayyum atandı. Devlet Bahçeli; “Yetmez ama evet” diyerek ‘tüm DEM’li Belediyelere kayyum atanmalı’ diye hokurdadı. Cumhurbaşanı Erdoğan da Bahçeli’nin homurdanmasına “Gereği yapıldı, yapılacak.” diye yanıt verdi.
İspanya’da bir gazeteci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a; Demirtaş ve Kavala’yı sordu. Erdoğan “Başını sallama, başını sallama” diyerek soruyu soran gazeteciyi ‘fokur fokur’ haşladı, sonra da Demirtaş ve Kavala ‘ya ‘terörist’ dedi.
Türkiye’de yaklaşık 10 bin emekli, bayrama 10 bin TL maaş ile girdi. ‘Tıkır’ 10 bin TL’yi cebe indiren emekliye ‘Sus payı’ olarak ‘tıkır’ 3 bin TL bayram ikramiyesi ödendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Özgür Özel arasındaki muhabet ‘kıkır kıkır’ devam etti. Şapur-şupur olan tarafların önümüzdeki günlerde daha da ‘sıkı fıkı’ olması bekleniyor.
İYİ Parti eski Genel Başkanı Meral Akşener de soluğu Saray’da aldı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kikirdedi. İkili beraber, ‘Tak tak takırdama, şak şak şakırdama/Her yüze gülene hak hakırdama’ türküsünü söyledi.
Önce Bahçeli’yi, sonra Özel’i yanına alan Erdoğan, Meral Akşener’i de masaya dördüncü yaptı. Böylelikle Akşener, tarihe Dördüncü Meral olarak geçecek.
Tüm bunlardan rahatsız olan Doğu Perinçek, Erdoğan’a seslendi: “Gelin ülkeyi beraber yönetelim” diyerek âdeta “Geçiyorsun uzaklardan, ellere var, bize yok mu” türküsünü tüttürdü.
‘Yüce Türk milleti’ iki bayram arası düğün olmaz der ama siyasiler iki bayram arası boş durmadılar ve siyasi nikah kıydılar.
2024 yılında Kurban Bayramı için bit pazarında ucuz ürün peşinde koşanlar, bankamatik kuyruğuna dizilen emekliler, birazcık huzur ve sükûnet isteyenler, barış ve demokrasi diyenler bir kez daha Türk politik kazanında fokur fokur haşlanıyor. Onlar birbirleriyle kıkır kıkır gülüşürken, yüce milletimiz; müjgan ile ağlaşıyor!
Türk siyasetinin son 20 yılı, camide abdest alan kişilerin astığı ceketlerden değerli eşyalarını cumburlop eden siyasetçi görünümlü din istismarcısı hırsızların etkisinde geçti ve anlaşılan o ki bu devran bir süre daha devam edecek.
‘Yüce milletimiz’ kurbanlık koyun gibi boynunu uzatmış, bekliyor.
Neticede Türk siyaseti; şıkır şıkır, fıkır fıkır, tıkır tıkır, şapur şupur, hokur hokur, hopur hopur tıngır mıngır, lıkır lıkırlamaya devam ediyor. Onlar açısından bir problem yok. Hepsi birleşke bir obezite partisi kuracak duruma geldi.
Politik fingirdeşmeler siyasetçilerin ruhuna iyi gelirken, kamunun ruhuna el fatiha dedirtiyor.
Kemalist rejim, Onuncu Yıl Marşı ile gazı veriyordu, siyasal dinciler de mehter marşı ile gaza getiriyor.
En iyisi bu zerzevat takımını boşverelim. Anlatıyorsun da, ne anlatıyorsun? Boşu boşuna!
Şu iki üç gün politik çekişmelere ara verelim. Sadece dört gün de olsa küçük çocuklara bayram harçlığı verelim, şeker verelim. Onlar mutlu olsun, dünyamız da mutlu olabilsin.
Bugün birbirimize ‘İyi bayramlar’ diyoruz. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan bugünlerde’ ‘İyi bir bayram olur mu?’… Sanmıyorum ama yine de bayram bayramdır diyelim ve yalanda olsa mutluyuz ya bu bize yetiyor.
Herkese iyi bayramlar!
/hbrcaldiran.com/
