Oktay Candemir: Siyasi Korucu

Yazarlar

Van’da AKP’nin tuhaf isimli, garip bir milletvekili var. Nerede ne konuşacağını bilmiyor. İnsana ‘’Ağzı olan konuşuyor’’  dedirten bir siyasi garabetten söz ediyorum.

AKP’nin Van Milletvekili Abdulahat Arvas,  Gelenler köyünde depremzedelere şunları söyleyebiliyor:

“Valimiz ve bakan yardımcımız sizin hizmetinizde. Cumhurbaşkanımız talimat vermiş. Üç gündür sizin için buradayız. Siz Valiye, Jandarmaya hakaret ediyorsunuz. Eğer beğenmiyorsanız tüm ekibimizle kalkıp gidelim, onlar gelsin size baksın. Talimat verelim diyelim biz bu köyü terk ediyoruz. Diyeceğiz bu köyün ihtiyacı yoktur ve perişan olmamıştır. Bu köy zengin ve ağa köyüdür. Kim geliyorsa gelsin bu köye sahip çıksın. Bunu da yapabiliriz…”

Gelen yardımları engelledikten sonra kalkıp halkıi, ‘Çeker gideriz’ diyerek tehdit ediyor.  O köyler HDP’ye yüzde 90 oy verdiği için bunları söylüyor. Aslında kendince o köyleri cezalandırıyor.

Bunları söylerken ‘Siyasi Koruculuk’ görevini yerine getirerek Valilik ve Jandarma’ya yönelik halk tepkilerini de bastırmaya çalışıyor. Koruculuğun siyasi versiyonu olduğunu da böylelikle ortaya koyuyor.

Maho Ağa gibi: “ Ula karnınizi ben doyiriyem. Hepinizi ben besliyim, vallaha sataram köyü. Bakalım o zaman ne yapacaksınız” diyor.

Konuşması sırasında Kürt insanını aptal yerine koyarken, kendini akıllı sanıyor. Aslında orada sadece o köylülere değil, hepimize hakaret ediyor.

Son 15 yıldır Van’da AKP’den çıkan en cahil milletvekili Abdulhalat Arvas’tır. Tamam diğerleri de öyle veya böyle yetersiz insanlardı ama bu zır cahil… Temiz bir suda yüzünü izlemeye kalksa o su oracıkta taşar. Konuşmaları dayanılacak gibi değil.

İşin kötü tarafı kendini bilen biri sanıyor. Bir gün kendisiyle karşılaşırsak bu konuşmasını ona bir kez daha dinletip, ona ne kadar cahil olduğunu dilim döndüğümce anlatmaya çalışacağım.

Hatırlıyor musunuz? Bu şahıs 31 Mart seçimlerinden önce ‘’HDP burada belediye kazanırsa, başörtülü bacılarımız sokağa çıkamaz’’ deme düzeysizliğini bile göstermişti. HDP seçimi kazandı ve kayyım atanana kadar aylarca belediye yönetti. Öyle bir sorun yaşandı mı?
İşte böyle bir müfteridir Abdulhalat Arvas…

Hadi bunları ‘Siyasettir, olur’ deyip geçelim peki, bu konuşmayı hayatımızın neresine koyacağız?

Başkale’nin köylerinde deprem olmuş, on kişi ölmüş, neredeyse bütün evler yıkılmış ve o acının ortasında ve köyün meydanında depremzede insanlarımıza hakaret ediyor.

Bir haftadır oraya doğru düzgün bir yardım ulaşmamışsa, depremzede insanımız elbette tepkisini ortaya koyacak. Bu demokratik bir haktır ve siz de bu tepkileri dinleyip önünde saygıyla eğileceksiniz.

Sizin işiniz o sorunları çözmek, çözüm isteyen yurttaşları tehdit etmek değil.

“Bu köy zengin ve ağa köyüdür” ne demek??? Devletin deprem olmuş bir köyde yardım kriteri o köyün zengin olup olmaması mı?

‘Zengin ve Ağa köyü’ dediğiniz o köyde insanlar yoksulluktan kaldıkları kerpiç evlerde öldüler HALAT Bey, bundan haberiniz var mı?

Dün o köyleri gezdim, bizzat tanık oldum. Cumhuriyet tarihinin en büyük trajedilerinden biri yaşanıyor o köylerde.

İnsanlarımız zor durumda ve yardıma muhtaç halde kendilerine dışarıdan gelecek yardımları bekliyor iken siz kalkıp o insanlara parmak sallayamazsınız?

Kusura bakmayın ama burada tek siz yaşamıyorsunuz? Bu coğrafyanın öyle insanları var ki, seçim günü gelir, o parmağınızı indirir de, ne olduğunu bile anlayamazsınız…

İlginizi Çekebilir

Günay Aslan: İdlib düğümü nasıl çözülecek?
Oktay Candemir: HDP Kongresi Yeni Bir Çözüm Sürecinin Başlangıcı mı?

Öne Çıkanlar