🔴 Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Çarşamba günü Budapeşte’de ağırladığı aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin lideri Alice Weidel’i müttefik olarak nitelendirdi. Orban’ın açıklamaları, Almanya’da seçimlere iki haftadan az bir süre kala geldi.
AfD lideri Alice Weidel ise Macaristan’ın Rus gazı ithal etmesini ‘mantıklı’ bir enerji politikası olarak övdü ve Orban’ın göç karşıtı duruşunu ile Ukrayna’ya silah yardımı yapılmasına karşı çıkmasını destekledi.
Bu ziyaret anketlerde muhafazakârların ardından ikinci sırada yer alan ve 23 Şubat’ta ulusal seçimlere girecek olan AfD için önemli bir dönüm noktası oldu. Şimdiye kadar Avrupa’daki liderler hatta Fransa’daki aşırı sağcı lider Marine Le Pen bile AfD’den temkinli bir şekilde uzak duruyordu.
Orban ise Almanya ile ilişkilerini riske atmamak için AfD’ye mesafeli yaklaştığını kabul ederek, “Ama bu değişiyor ve oldukça açık ki AfD geleceğin partisi,” dedi.
Anketlerde yaklaşık yüzde 20 destek gören AfD’nin, seçimden sonra iktidara gelmesi beklenmiyor. Almanya’daki tüm partiler, güvenlik servisleri tarafından ‘potansiyel aşırılıkçı tehdit’ olarak görülen AfD ile iş birliği yapmayacaklarını açıkladı.
Ancak Weidel’in Budapeşte’ye davet edilmesi, partinin uluslararası arenada artık tamamen yalnız olmadığını gösteriyor. Bu davet özellikle bir diğer ideolojik müttefikleri olan Donald Trump’ın ABD başkanlığına geri dönmesinin hemen ardından geldi.
Weidel ve Orban, Ukrayna’nın Rus işgaline karşı silahlandırılmasına karşı çıkışlarını ‘barış’ yanlısı bir duruş olarak tanımlayarak birbirlerini desteklediler.
Orban ayrıca, AfD’nin bir gün Almanya ve Avrupa Birliği’nin Macaristan’a göçmen alması yönündeki baskılarından ülkesini kurtarmaya yardımcı olacağını savundu.
“Şimdiye kadar göğsümüzün üzerinde iki çizme vardı: Brüksel’deki ‘ilericiler’ ve Amerikan liberal yönetimi,” diyen Orban “Biri kalktı,” diye ekledi.
Ancak derin görüş ayrılıkları da vardı. Weidel, düşük vergiler ve küçük bir devlet anlayışıyla ekonomik ‘özgürlüğü’ savunduğunu belirtti. Bu ise Orban’ın daha müdahaleci ekonomi modeliyle çelişiyor. Ayrıca, eşiyle birlikte iki çocuk büyüten Weidel aile yaşamının kişisel bir mesele olduğunu ve devletin bu alana müdahale etmemesi gerektiğini söyledi.
Bu ise evliliğin yalnızca bir erkek ve bir kadın arasında olabileceğini savunan Orban’ın görüşleriyle taban tabana zıttı.
Weidel Brüksel’i hedef aldı
Weidel AB’de kapsamlı bir reform yapılması çağrısında bulunarak Brüksel’in yetkilerinin büyük ölçüde azaltılmasını ve kararların ulusal parlamentolarda alınmasını istedi.
ABD Başkanı Donald Trump ve onun kıtaya yönelik gümrük vergisi tehditleri karşısında Avrupa’nın ‘lidersiz’ olduğunu söyledi.
Aşırı sağca lider, “Avrupa’nın müzakere masasında oturan birinin olması önemlidir. Ancak Avrupa’da bu yok çünkü çok bürokratik bir yer, dolayısıyla ABD’nin konuşacak kimsesi yok,” dedi.
Orban sözlerini Avrupa’yı içinde bulunduğu ‘krizden’ sadece Almanya ve Fransa’nın kurtarabileceğini söyleyerek bitirdi ve ekledi: “Macaristan gibi küçük bir ülke bunu yapamaz. Eğer AB çalışırsa Macaristan da çalışacaktır.”
AfD şu anda Avrupa Parlamentosu’nda Orban tarafından kurulan sağcı Avrupa için Vatanseverler grubunun bir parçası değil.
Parti daha önce, bir İtalyan gazetesine verdiği demeçte tüm Nazi SS üyelerinin suçlu olmadığını söyleyen eski lideri Maximillian Krah’ın tartışmalı yorumları nedeniyle aşırı sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) grubundan ihraç edilmişti.
/euronews/