🔴 Türkiye’ye barışın gelmesi gerektiğini vurgulayan CHP lideri Özel, Erdoğan’ı uyardı: “Suriye’deki yapıda Kürtlerin temsilcisi olmaz” derse yanlış yapar.” ifadelerini kullandı…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Habertürk TV‘de konuştu. Programda olası yeni sürece dair konuşan Özel, “Türkiye’ye barışın gelmesi lazım” dedi.
Beşar Esad yönetiminin devrilmesine ilişkin de konuşan Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suriye’de kurulacak yeni yapıda Kürtlerin yer almasına karşı çıkmaması gerektiğini vurguladı.
Özel’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
* (Şam düşmeden iki gün önce Esad’la görüşülmesi gerektiği çağrısı yapmasına gelen eleştirilere cevap) Cumhurbaşkanlığı sitesinde 6’sında ne söylenmiş. “Esad’a çağrımız olmuştu, ne yazık ki olumlu cevap alamadık. İdlib zaten tamam ama Humus muhaliflerin elinde. Bu sıkıntılı yürüyüşler arzu ettiğimiz şekilde değil, gönül bunları istemiyor maalesef bölge sıkıntıda.” Ertesi gün zafer. Erdoğan’ın elinde MİT var, sahada Türkiye Cumhuriyeti’nin birçok elemanı var. Biz ana muhalefet partisiyiz. Sağ olsunlar devletin bilgisi, belgesini kendilerine özel gibi tutuyor. Erdoğan ‘durum hiç istemediğimiz gibi ilerlemiyor, muhalifler Şam’a doğru ilerliyor’ diyor. Bu sözü ben söylemiş olsam, bugünün 10 katı eleştiri alırdım. Ben ne dediğimin çok farkındayım. O gün değil Pazartesi Şam düşseydi, kimse Özgür Özel bunu dedi demezdi. Kilis’teyim o arada. O konuşmayı yaptıktan 16 saat sonra Esad’ın ülkeyi terk ettiğini öğrendik.
‘BENİM İÇİN ESAD HER ZAMAN DİKTATÖRDÜ’
* Ben tatile gitmedim ki yasını tutayım. Benim için Esad her zaman diktatördü. Her zaman Suriye’nin demokratikleşmesini savundum. Esad rejimi 61 yıl artı 12 günde yıkıldı. Cezaevinizde işkence varsa, siz zenginseniz halk yoksulsa, eninde sonunda rejim yıkılır. Esad babasının yaptıklarını da ödedi. Meseleyi Baas rejiminden demokrasiye evriltme noktasında fırsatı yakaladı, Erdoğan gibi çarçur ettiği gibi 13 yıl var. Ben hiçbir zaman Esad’çı olmadım, Esad’a ‘Esed’ demedim.
‘COLANİ’YLE GÖRÜŞMEYİ DÜŞÜNMEM’
* Şu an için (HTŞ lideri) Colani’yle görüşmeyi düşünmem. Suriye’de demokrasiye doğru adım atılır, gerçek geçiş hükümet kurulursa, tüm kesimleri temsil ediyorsa biz de iletişim kurarız. İçinde dünya kadar cihatçı unsurların olduğu, BM raporlarında işkence yaptığı, insan kaybettiği söylenen bir terör örgütü olan, Türkiye’nin terör örgütleri listesinde olan bir yapı HTŞ. O yapının başındaki kişinin El Nusra’yı, çeşitli örgütleri kurduğu, İŞİD’çi olduğu gerçeği değişmedi. Kravat takmakla bu iş değişmez.
‘AMERİKA VE İSRAİL YAPTI’
Şu andaki tutumları HTŞ’yi kendi haline bıraksan yapacağı işler değil. Bunu Amerika ile İsrail yaptı. Bu HTŞ’den demokratik yapı çıkmaz. Bir terör örgütü olarak tarihteki yerini alacak. Bu devrim bayrağına yeni isim verilecek. Bir yandan da PYD de aynı bayrağı kullanmayı karar vermiş. Erdoğan’a sormak lazım “PYD terör örgütü mü, değil mi?” diye. Bundan sonra Fırat’ın doğusundaki devrim bayrağı kullanan yapıyı, PYD’yi terör örgütü olarak mı görecek mi, görmeyecek mi? Bence Erdoğan’ın bu soruya hızlı bir yanıt vermesi lazım.
‘KÜRTLERİN TEMSİLCİSİ OLMAZ DERSE YANLIŞ YAPAR’
Gerçekten Suriye’de Alevisi ile Sünnisi ile Kürdüyle Türkmeniyle bütün yapıların geleceğini hep birlikte birlikte yaşayacakları formüle katkı sağlarsak. Bu konuda Suriye yaşanabilir bir yer olursa, hükümet doğru adımları atarsak biz destekleriz. Eğer Erdoğan “Suriye’deki yapıda Kürtlerin temsilcisi olmaz” derse yanlış yapar. “Bugüne kadar Arap Alevileri yönetti, biraz da burası yönetsin” derse yanlış yapar. Lazkiye’de yaşayan Arap Alevileri dünyanın en iyi insanları. Savaşın en mağdurları. Bu kadar diken üstünde yaşamak. Onlar da demokrasiyi hak ediyor.
* CHP’nin Suriyeli sığınmacıların mümkün olan en kısa zamanda memleketlerine dönmesiyle ilgili iradesi var. Ama şu gerçeği görmek lazım. Suriye’nin dönülebilecek duruma gelmesi için askeri istikrarın sağlanması lazım. Ardından siyasi istikrarın sağlanması. Ailelerden birer kişi gidip bakacak, “Evim duruyor mu” diye. Öbür türlüsü boş laf. Gidenlere şöyle yanlış yaptılar ‘gidersen dönemezsin’ dediler, kimse gitmedi. Gidip bakma şansı verilmesi lazım. Türkiye’deki vergi borcu varsa trafik cezası ödemeden salmıyorlar. Adam gidecekse bırakın gitsin. Bir an önce gitmeleri lazım ama bir an önce gidilecek ortamın oluşması lazım.
* Hükümete önerim; Suriyeli sığınmacılar için eve dönüş paketi önermeliyiz. Şunu çalışmalıyız, gideni ne kalanı ne motive ediyor? Benim siyasi okumalarım şunu gösteriyor çocuğu Türkiye’de doğmuş olanlar, çocuğu olanlar sağlık kaygılarıyla gitmek istemiyor. İkincisi çocuğumun eğitimi ne olacak kaygısı. Bizim Suriye için paket önerimiz olacak. En başta Türkiye’de doğmuş çocuklar için üniversite okumak istediklerinde yabancı öğrenciler arasında öncelik. Türkiye’ye tatil vizesi verilebilir. Özel kimlikle Türkiye’de doğmuş çocuklar için belli indirimlerden, ayrıcalıklardan faydalanabilir. Türkiye’de okusun diyene “Gidin gerekirse yine gelir” diyebilmeliyiz. Suriye’de sağlık problemi olunca çözülmezse ‘biz yine bakarız Türkiye’ye gelebilir’ demeliyiz. Sınıra yakın hastaneler yapabiliriz.
‘SURİYE’Yİ 8’İNCİ TEŞVİK BÖLGESİ İLAN EDELİM’
* Türkiye’de asgari için alan için çok düşük veren için çok yüksek. Fabrikaların Mısır’a taşınması yerine Suriye’ye taşınması. Bu fabrikalar Suriye’de Suriyeli çalıştırsın. Orayı 8. teşvik bölgesi ilan edelim. Yeter ki, gitsinler, memleketlerinde yaşasınlar, kazansınlar ve barınsınlar. Böyle bir paketi Türkiye’nin düşünmesi lazım. Ben sosyalist enternasyonelde AB’de tüm çabalara destek veririm. Suriyeli sığınmacılar şu anda AB’nin sınırındalar. O yüzden Suriye dönüş paketi meselesi bence çok kritik.
‘BİR KÜRT SORUNU VAR’
* Onlar ne kadar inkar etse de bir Kürt sorunu var. Türkiye’de terörün bitmesini istiyoruz. Silahları gömmesi değil, gömmek bir taahhüttür. Sonra geri alırlar. Bu silahların bırakılması lazım. Türkiye’ye barış gelmesi lazım. Türkiye’nin Suriye’de de Türkiye’de de ‘yurtta barış dünyada barışı’ı savunması lazım Atatürk’ün dediği gibi. En kritik adım Meclis odaklı süreç yürütmek. Hiçbir partiyi ve aktörü dışlamamak. Sadece ana dilde eğitimi konuşmak, sadece onu, bunu konuşmak bu süreci başarısızlığa götürdüğü için. Bir müzakere öncesi dönem var, yapılması gerekenler var. Müzakereye geçerken güven artırıcı adımların atılması lazım. Müzakerenin katılımcı, şeffaf olması lazım.
* Hiçbir aktörün dışlanmaması siyasetin tam temsil edilmesi ve sonrasında takvimin uygulanması lazım. Eğer bu süreçte hata yaparsanız çatışma süreci hızlı geriye döner. Oradaki hata neydi? CHP o gün de doğruyu söyledi; “Biz bu süreci Meclis’te olması, toplumsal mutabakat aranması, siyasi çıkarlara alet edilmemesi samimiyetle yürütülmesi şartıyla kredi açarız” dendi. Erdoğan ‘al kredini başına çal’ dedi. Parlamento dışlandı. Partiyle adadaki terör örgütü kurucusu lideri arasında müzakereler yürütüldü. Bir terör sorununun çözülmesinden siyasi parti çıkar umuyorsa başarılı olmaz. Ülkenin çıkarı olması lazım.
‘KÜRT NİYE KENDİNİ MUTSUZ HİSSEDİYOR?’
* Bu sorunun müzakere edilmesi lazım. Kürt niye kendini mutsuz hissediyor. Niye eşit hissetmiyor. Örneğin memleketim Manisa’da belediye başkanı seçebiliyorsun ama Hakkari’de belediye başkanı, Diyarbakır’da seçemiyorsunuz. Seçtiğin yere kayyum atıyorlar. Temiz kağıdını devlet verdi, belediye başkanını devlet verdi, gizli tanıkla mahkum edildi, gizli tanığın sahte olduğu mahkemede ispatlandı. Esenyurt’ta Ahmet Özer, 10 yıl önceki telefon görüşmesinden sorumlu tutuluyor. AK Parti’nin belediye başkanlarının 10 yıl önceki telefon görüşmeleri esas alınsa FETÖ’cülükten içeri girerler. Yarın seçim olsa iktidarı alsak, bu kanunlar yerinde dursa bir tane belediye başkanı bırakmayız. Türkiye’de Kürtler eşit hissetmiyoruz diyorlarsa o sorunu çözmek hepimizin boynunun borcu. Bütün partilerin davet edilmesi lazım. ‘Ben şehit ailelerin gözünün içine bakarım’ dedim. Bunu Bahçeli’den sonra söyledim…”
/Kaynak: Artı Gerçek/