CHP Lideri Özgür Özel, MHP lideri Bahçeli’nin elini öpen Özel Harekat Başkanı Süleyman Karadeniz’e “Devlete olan sadakatin altını çiziyorum. Dün gördüğüm bir şaşkına da söylüyorum ki sen devletin polisi olmayı yanlış anlamışsın. Yanlış Devlet’in eline sarılmışsın” şeklinde tepki gösterdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.
Ankara’daki Emniyet Özel Harekat Başkanlığı’nı ziyaret eden Devlet Bahçeli’nin elini öpen Özel Harekat Başkanı Süleyman Karadeniz’e tepki gösteren Özel, “Sen devletin polisi olmayı yanlış anlamışsın” dedi.
Özel’in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
“Darbeden medet ummadık”
Yıllarca mücadele ettik. Meclis tutanaklarında mevcuttur; Kamer Genç yıllarca uyarıda bulundu. O gece 16 arkadaş genel merkezimizde toplandık. Kısa bir değerlendirmeden sonra dedik ki tüm darbeler Meclis’i kapatır. Bizim teklifimizle Meclis’i Sayın İsmail Kahraman açtı. Biz o gün darbelerden medet ummadığımızı ifade ettik. Kim darbeye yeltenirse karşısındayız. Demokrasinin arkasındayız.
“CHP Parlamenter sistemden vazgeçmedi”
Zaman zaman diyorlar ki; CHP artık güçlendirilmiş parlamenter sistem demiyor mu?’ Açık söylüyorum, her konuda bu ülkeyi nasıl yöneteceğimizi, işçiler, emekçiler, gazeteciler, basın özgürlüğü için, en üst düzeylerde demokratik standartlarda hak arama mücadelelerine destek vermek için, tarım, milli eğitim, dış politika, savunma sanayii için bu partinin önerileri vardır, bu ülkeyi nasıl yöneteceğini hem kademe kademe önümüzdeki seçime doğru tüm şeffaflığıyla vurgulayacaktır. Bu ülkenin yönetim sistemi için de CHP’nin vazgeçmediği tercihi, güçlü bir parlamentodur, parlamenter sistemdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
“Yanlış Devlet’in eline sarılmışsın”
Aynı hataların tekrar başladığı bir süreçteyiz. Devlete olan sadakatin altını çiziyorum. Dün gördüğüm bir şaşkına da söylüyorum ki sen devletin polisi olmayı yanlış anlamışsın. Yanlış Devlet’in eline sarılmışsın. Bir siyasiye saygı gösterilmesi eyvallah. O siyasinin bunu nasıl karşıladığı kendi tercihidir. Ama bu devletten maaş alan, bu milletin tamamı için görev yapması gereken birilerinin bu ülkede siyasette küçük bir kısmının temsiline el etek öpmesini asla kabul etmiyoruz nokta. Bundan sonraki süreçte devletin memuru, devletin memuru gibi davranacak, böyle basit konularla Türkiye gündemini işgal edilecek işlere girişilmeyecek. Siyasiler de üzerine düşen yükümlülüğün farkında olacaklar. Ben bir devlet memurunun, bir siyasi liderin eline sarılmasında muhatap hangimiz olursa olsun o devlet memuruna üstlendiği vazifenin gereğini hatırlatma gereğinde bulunurum.
“Kusuru olan kim varsa cezalandırılacak”
İzmir’deki faciada kusuru olan kim varsa cezalandırılacak. CHP Genel Başkanı olarak hepinize söz veriyorum. Bu mesele ile ilgili arkadaşlarım bir Meclis araştırma komisyonu kurulması için başvuracak. Bunun için hep birlikte çalışacağız. Bir kaza olursa belki de ucu bize dokunacaklar hayır diyorum, belki de ucu bize dokunacak. Ama kaldırın engelleri diyorum.
Ölümün bu kadar kolay olduğu başka ülke yok.
Görüntülere hiçbirimizin kalbinin dayanamadığı akıl almaz bir ihmal sonucunda gencecik iki evladımızı kaybettik. Özge Ceren Deniz’in babası Ahmet ağabey ile uzun konuştum. Gencecik İnanç Öktemay… Ağabeyi Gökhan beyle konuştum.
İki tarafın da söylediği şu; ‘Yüreğimize su serpen şey, CHP’nin bu işin siyaseti olmaz, ucu nereye giderse gitsin, soruşturulacak demesidir.’
Biz pozisyonumuzu tekrar söylüyoruz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na talimatımız şu oldu; sorumlu kimse, belediye personeliyle belediye, dağıtım şirketiyle dağıtım şirketi, savcılarla iş birliği içinde bu mesele nasıl olmuş, cezaların çekilmesi üstümüze düşen ne varsa yapılmasında kati bir tutum içinde olacağız dedik. Bu özgüvenle meseleyi takip ediyoruz. Bu konuda kusuru olan kim varsa cezalandırılacak. Adalet arayışının önünde engel olanlardan değil, ailelerin yanında adaleti arayanlardan olacağız. CHP Genel Başkanı olarak hepinizin önünde söz veriyorum.
“Komisyon kurulması için teklif vereceğiz”
Bu konuda Meclis Araştırma Komisyonu kurulması için teklif vereceğiz. Bir kaza olunca, aman ucu bize dokunacaksa diye her şeye hayır diyenlere, AKP ve MHP’ye sesleniyorum. Belki ucu bize dokunacak. Kaldırın elleri, engelleyelim ölümleri. Kurun şu komisyonu.
“Ölümlü iş kazalarında dünya birincisiyiz”
Ölümlü iş kazalarında dünya birincisiyiz. Gerimizde ne Eritre var, ne Fas, ne Mozambik. Birinciyiz. İş kazasından ölümde de Malezya’dan sonra ikinciyiz. Dünyanın hiçbir ülkesinde hayat bu kadar ucuz, ölüm bu kadar kolay değil. yazın serinlemek için, kışın ısınmak için ölmüyor kimse. Trafikte, sokakta, kaldırımda, balkonda ölüm kol geziyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde soba gazından insanlar zehirlenerek ölmüyorlar. Yılda 800 kişinin boğularak öldüğü başka ülke yok. Şofbenden sızan gazdan ya da sahte alkolden yılda 500 kişinin öldüğü ülkede bu durumu izah etmek mümkün değil. Dünyanın hiçbir ülkesinde minibüste viyadükte insanlar boğulmuyor. Hayatın bu kadar ucuz olduğu, ölümün bu kadar kolay olduğu bir başka ülke yok.
“Çevre Bakanı bumerang gibi millet atıyor geri geliyor”
Hafta sonu, çiçeği burnunda Çevre Bakanı bumerang gibi millet atıyor geri geliyor, İstanbul’a gitti geldi, Bumerang Bakan. Çıktı inanılmaz açıklamalarda bulundu. Erdoğan 650 bin konut söz verdi 1,5 yılda 76 bin konut yaptılar. Şimdi çıkmış 2025 sonu bütün konutlar bitecek diyor. Seni atayan dolma kalemin sahibi 1 yıl sonra olacak oyu bana verin dedi. İnsanlar yetki verdi. Sen diyorsun ki 3 yıl sonra bitecek. Yani daha 1,5 yıl daha toz toprak konteyner. İşi bilenler diyor ki bu iş 6-7 yıl sürer. Bugün de söylüyorlar bu yıl daha 5 yıl daha devam eder.
“Elazığ Eti Krom işçileri ‘Yetiş CHP’ dedi”
Elazığ Eti Krom işçileri ‘Yetiş CHP’ dedi. Bir patron var. Devletten ihaleyle krom madenini almış. En son 70’lerin sonunda rahmetli Deniz Baykal özelleştirdi. Anayasa’da yazıyor; madenler bizim. Bunlara işletme hakkı veriyorlar ki Anayasa’nın arkasından dolaşmaktır. Bu şirket 60 dolara krom çıkarıyor. Gidiyor bin dolara yurt dışında satıyor. Bu şirketin yurt dışında dünya kadar malı var. Ve bu şirketin çalışanları temmuz ayı gelince enflasyon zammı istediler. Eylem yaptılar. 60 dolara hepimizin kromunu alıp bin dolara satıp zenginleşen Ali Rıza Yıldırım, işçileri azarlıyor. “Kapatırım aç kalırsın” diyor. Sen kimin madenini kapatıyorsun. Seni kim şımarttı böyle. Yarın görüşme var. O küstah Ali Rıza Yıldırım’a diyorum; Ya işçilerin hakkını verirsin ya da senin alnını karışlarız.
Can Atalay tepkisi
Gezi davasında 5 kardeşimiz içeride… Hepimizin yerine yatıyorlar. Hiç utanmadan sıkılmadan bir kez daha söylüyorum; Gezi biziz kardeşim. Gezi bizim onurumuzdur. Sen Taksim’deki yeşil alandaki ağaçları keseceksin, 31 Mart meselesine kendince atıf yapmak için oraya Topçu Kışlası dikmeye niyetleneceksin, AKM’yi yıkıp AVM yapmaya kalkacaksın, sen bunlara karşı önce duracaksın, ne ülkeye gelme diyen var, ne hükümet istifa etsin diyen var; orada orantısız güç kullanımıyla FETÖ’cülerin tertipleriyle çadırları yakacaksın, işin üstünden yıllar geçince mahkeme kararlarına rağmen içeride tutacaksın…
Bunlardan biri Can Atalay, 14 Mayıs’ta Hatay milletvekili seçildi. Millet git diyor, salmıyorlar; Meclis komisyona seçiyor, kabul etmiyorlar. Ardından mahkemeye başvuruyor, Yargıtay tahliye başvurusunu reddediyor. AYM ‘hak ihlali’ diyor. Yargıtay 13. Ceza Dairesi bu işlemi yok sayıyor. AYM ikinci kez hak ihlali kararı veriyor. Yargıtay bir daha direniyor. ‘Elimden geleni yapacağım.’ diyen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un tüm sözlerine rağmen bırakılmıyor. Bunun üzerine 30 Ocak günü böyle söyleyenler hiç sıkılmadan kararı okutup, Can Atalay’ın milletvekilliğini düşüyürlar.
Can Atalay için AYM’ye süresi dahilinde başvuruldu, mahkeme süresi dahilinde karar verdi ve hepimiz biliyoruz ki mahkeme dedi ki; ‘Ben buna nasıl bakayım. Yapılan işlem tümüyle usulsüz…’ O gün bu gün gerekçeli karar bekleniyor. Birileri gerekçeli kararı yazmıyor ya da birileri yazdırtmıyor.”
/ANKA/