Kürt akademisyen Prof. Dr. Hamit Bozarslan, “Güney’de de Rojava’da da entegrasyon eksikliği var. Kürt meselesinin dünya çapında tanınması için daha fazla çaba gerekiyor” dedi.
Tanınmış Kürt akademisyen Prof. Dr. Hamit Bozarslan, Rûdaw’dan Ala Şali’ye verdiği özel röportajda Kürtlerin mevcut durumunu, Rojava’nın önemini ve Kürt meselesinin uluslararası boyutlarını değerlendirdi.
Avrupa’daki çeşitli üniversitelerde Kürt tarihi ve uluslararası siyaset üzerine dersler veren Bozarslan, Kürtlerin bugünkü durumunun 1980’li yıllara kıyasla daha iyi olduğunu vurguladı.
Bozarslan, “1980’lerde Güney Kürdistan’da Enfal vardı, Saddam Kürtleri yok sayıyordu. Türkiye’de askeri darbe yaşanmıştı, İran’da baskılar yoğundu. Kürtlerin ayakta kalamayacağı düşünülüyordu. Bugünse hem İran’da hem Türkiye’de hem de Rojava’da Kürtler ayakta. Bu büyük bir kazanımdır” dedi.
Kürt halkının hâlâ birçok sorunla karşı karşıya olduğunu belirten Bozarslan, “İran ve Türkiye, Ortadoğu’da güçlü devletler. Kürtlerden hoşlanmıyorlar, bir Kürdistan’ın var olmasını istemiyorlar. Ancak buna rağmen Kürtler ayakta kaldı, ölmedi” diye konuştu.
“Kürtlerin tarihiyle yüzleşilmeli”
İki gün önce yayımlanan “Kürtlerin Tarihi: Başlangıçtan Günümüze” adlı kitabına da değinen Bozarslan, bu çalışmanın bir sentez niteliğinde olduğunu ve araştırmacılardan siyasetçilere kadar geniş bir kesime hitap ettiğini belirtti.
Bozarslan, “Pek çok Kürt siyasetçi, kendi tarihini ya bilmiyor ya da az biliyor. Bu kitap bir dönemin sentezidir, ama birkaç yıl içinde yeni bir senteze daha ihtiyaç olacaktır” dedi.
“Kürtler arasında entegrasyon eksikliği var”
Kürt siyasetçilerinin Kürt meselesini uluslararası alana taşımaya çalıştığını ancak bölgesel güçlerin baskısı nedeniyle bu çabanın yeterince karşılık bulamadığını söyleyen Bozarslan, Kürtler arasında entegrasyon sürecinin başlamadığını da belirtti.
Prof. Dr. Hamit Bozarslan, “Güney’de de Rojava’da da entegrasyon eksikliği var. Kürt meselesinin dünya çapında tanınması için daha fazla çaba gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Kürdistan’ın varlığı bile bir mucize”
Kürdistan Bölgesi’nin siyasi ve yasal statüsünü değerlendiren Bozarslan, “40 yıl önce böyle bir Kürdistan’ın kurulacağına kimse inanmazdı. Bugün hâlâ eksikler olsa da bu statü başlı başına bir başarıdır” dedi.
Kerkük meselesini ise büyük bir trajedi olarak nitelendiren Bozarslan, “2010’larda Kürtlerin elinde çok fırsat vardı, ancak bu fırsatlar iyi değerlendirilemedi” yorumunda bulundu.
Türkiye’de devam eden süreçle ilgili soruyu yanıtlayan Prof. Dr. Bozarslan, herkesin gönlünün sürecin başarılı olmasından yana olduğunu söyledi.
“Kürt meselesi emperyalistlerin meselesi değil”
Bozarslan, “Ama şunu unutmamalıyız ki 2013-2014’te de bir süreç vardı ve bu süreç başarılı olmadı. Birçok Kürt lider tutuklandı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt meselesini “terör meselesi” olarak görmesini eleştiren Bozarslan, yine Erdoğan’ın “Kürt meselesi emperyalistlerin ve Siyonistlerin eline düşmemeli” şeklindeki sözlerine ilişkin ise, “Kürt meselesi meşru bir meseledir, Amerika ya da İsrail’in meselesi değil, emperyalistlerin meselesi değil. Kürtler yüzyıllardır var, bin yıldır var” ifadelerini kullandı.
Macron-Barzani görüşmesi: “Siyasi bir mesaj”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’yi Elysee Sarayı’nda ağırlayacak olmasını da değerlendiren Bozarslan, “Bu görüşme Kürtler için çok önemli. Avrupa ve Amerika’nın desteği Kürtler için vazgeçilmez. Fransa’da Kürtlere karşı tarihsel bir sempati var. Bu tür görüşmeler, Avrupa’ya da siyasi mesaj niteliğindedir” dedi.
“Rojava olmadan demokratik Suriye mümkün değil”
Rojava’nın geleceğine dair konuşan Bozarslan, buradaki statünün korunmasının yalnızca Suriyeli Kürtler için değil, tüm Kürdistan için önemli olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Hamit Bozarslan, “Rojava olmadan seküler ve demokratik bir Suriye düşünülemez. Baasçı Arap milliyetçiliği yeniden hortlayabilir. Rojava’nın varlığı Suriye için de Kürdistan için de hayati bir rol oynuyor” dedi.
“Kürtler farklı gelenekleriyle zenginleşiyor”
Kürtlerin çok yönlü kimliğine dikkat çeken Bozarslan, “Kürtler İran’da, Türkiye’de, Suriye’de farklı kültürel ve siyasi geleneklerle büyüdüler. Bu çok yönlülük bir sorun değil, tam tersine bir zenginliktir. Mazlum Abdi’nin Mesud Barzani’yi ziyaret etmesi bu anlamda çok önemliydi. Kürtler, Kürt olduklarını açıkça söylemeli ve kendi aralarındaki bağları güçlendirmelidir” dedi.