Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, IŞİD çetelerinin ortaklarının bölgenin güvenliği ve huzurun sağlanması için başlatılan askeri operasyonları amacından saptırmaya çalıştığı açıklamasında bulundu.
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Güvenliği Güçlendirme operasyonuna ilişkin bir açıklama yayınladı.
ANHA’nın haberine göre açıklama şu şekilde:
“Kuzey ve Doğu Suriye gençlerinden oluşan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kurulmasının ardından Deyrizor’un IŞİD’ten kurtarılması ve bölge halkının Suriye çatısı altında kendi bölgelerini yönetmesi ve bölgelerine hizmet edebilmesi için, Özerk Yönetim’in desteğiyle bölgede güvenlik sağlanana kadar binlerce şehit verildi. Büyük fedakarlıklar yapıldı.
Ancak IŞİD’in Baxoz’da yenilgiye uğratılmasının ardından terör örgütü, hücreleri üzerinden bölgenin güvenliğini baltalamaya, krizi derinleştirmeye ve bundan faydalanmaya çalıştı. Ancak Özerk Yönetim, bölgenin istikrarını korumak amacıyla çatışmaları her zaman diyalog ve müzakere yoluyla çözmeye çalıştı. Özerk Yönetim’e göre bölge sakinlerinin güvenliği kırmızı çizgidir ve herkesin buna göre hareket etmesi gerekir.
Bölgedeki gelişmelere ve işgalci Türk devletinin tehditlerine rağmen SDG, birkaç gün önce Deyrizor’da güvenliğin sağlanması ve IŞİD’in gizli hücrelerinin çökertilmesi amacıyla Güvenliği Güçlendirme adı verilen bir askeri operasyon başlatmıştı. Bugün bu askeri adımla eş zamanlı olarak halkımızın arasında nifak yaratma planları da var. Askeri operasyonun ve bölgede barışın sağlanması çabalarının yönünü değiştirmeyi, Deyrizor’da halkımızın güvenliğine yönelik planlarını gerçekleştirmeyi hedefliyorlar.
Deyrizor halkımızı halkımızın çıkarlarına ve bölgenin istikrarına aykırı planlara aldanmamaya çağırıyor, atılan adımın amacının bölgede istikrar ve barışın sağlanması ve onurun korunması olduğunu da vurguluyoruz.
Bugün, uzun yıllar halkımızı birleştirip özgür bir yönetim tesis ettikten sonra, bu iradeyi yok etmek, bölgede karışıklık çıkarmak, halkımızın onurunu ayaklar altına almak isteyen bazı partiler var. Bu da bizim açımızdan kabul edilemez ve bu taleplere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.”
