Ronî Riha: Mazlum Kobani Konuştu; Halkımızı Koruma Sözümüzden Dönmeyeceğiz

Yazarlar

Suriye savaş sahnesi, radikal örgütlerin hareketliliği ve değişen güç dengeleriyle yeniden şekilleniyor. Halep ve çevresinde Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) başlattığı saldırılar, sadece yerel bir çatışma değil, bölgesel ve uluslararası güçlerin nüfuz mücadelesinin yeni bir perdesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu saldırılar, Suriye’nin geleceğiyle ilgili iki önemli gerçeği ortaya koyuyor: Radikal örgütlerin yeniden güç kazanmaya çalıştığı bir dönemde, Kürtlerin bölgede barış ve istikrarın vazgeçilmez unsuru olduğu gerçeği daha fazla öne çıkıyor.  

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Kobani, Kürt halkını koruma ve bölgesel barışı sağlama kararlılığını bir kez daha vurguladı. Kürtlerin, mevcut kaos ortamında yalnızca bir taraf değil, Türkiye’nin bütün çabalarına rağmen bölgede göz ardı edilemez stratejik bir aktör olduğu gerçeği uluslararası arenada giderek daha fazla kabul görüyor.  

HTŞ’nin Halep ve Hama Hamleleri: Yeni Bir Güç Dengesi  

Heyet Tahrir el-Şam’ın Halep’ten sonra yönünü Şam’a vererek Hama’ya ilerlemesi, yalnızca askeri değil, aynı zamanda siyasi bir anlam taşıyor. Bu hamleler, radikal örgütlerin bölgedeki ağırlığını artırma çabalarını yansıtırken, Kürtlerin bu süreçteki rolünün de kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. HTŞ gibi örgütlerin uluslararası aktörlerle dolaylı bağlantıları, bölgede oynanan büyük oyunun işaretlerini veriyor.  

Mazlum Kobani, bu saldırıların Kürtler açısından sürpriz olmadığını belirterek şu açıklamayı yaptı:  

“Bu olup bitenler bizim için sürpriz değil. İki aya yakındır böyle bir durumu bekliyorduk ve buna göre tedbirlerimizi aldık.”  

Kobani, Halep’te Kürtlerin güvenliği ve HTŞ ile ilişkiler hakkında şu ifadeleri kullandı:  

“Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ile şu ana kadar herhangi bir doğrudan çatışmamız olmadı. Halep’teki Kürtlerin güvenliği için dolaylı ilişkilerimiz var. Ayrıca bölgedeki tüm güçlerle bu temelde görüşmelerimiz devam ediyor. Yeni bir askeri ve siyasi durum ortaya çıkmıştır. Siyasi çözümden yanayız ve sorunların çözümü için hazırız. Kuzey ve Doğu Suriye, çözüm tartışmalarında mutlaka yer almalıdır.”  

Bu açıklama, Kürtlerin “üçüncü yol” stratejisine bağlı kalarak, doğrudan çatışmalardan uzak durmaya ve Kürt halkının çıkarlarını merkeze alan bir yaklaşımı sürdürmeye kararlı olduklarını bir kez daha teyit ediyor.  

Deir ez-Zor ve Ebukemal Operasyonu: Yeni Bir Boyut 

ABD’nin, Kürt güçlerinden uzun süredir Deir ez-Zor ve Ebukemal sınır kapısını İran milislerinden almasını talep ettiği biliniyor. Ancak Kürt güçleri, bugüne kadar İran ile bir çatışmadan kaçınma stratejisi izleyerek bu taleplere mesafeli yaklaşmıştı. Öte yandan, Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) Halep saldırısı ve Türk destekli grupların Kürtlere yönelik artan saldırıları, sahada yeni bir denklem yarattı.

Mazlum Kobani’nin açıklama yaptığı sırada, HSD’nin Deir ez-Zor bölgesinde bir operasyon başlatmış olması, Suriye’nin Kürt politikasında yeni bir dönemin başladığına işaret ediyordu. Kobani’nin “Suriye’de yeni bir askerî ve siyasi durum ortaya çıkmıştır” sözleri, bu operasyon ve değişen stratejiyle doğrudan bağlantılıydı. 

Şehba ve Til Rifat: Sivil Tahliyeler ve İnsanî Çabalar

Mazlum Kobani, Şehba ve Til Rifat’taki sivillerin tahliyesine ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Koalisyonun yardımlarıyla Şehba ve Til Rifat’taki insanlarımızı tahliye etmeyi başardık. Geride kalanları da tahliye etmek için çabalarımız sürüyor.”

Bu açıklama, ABD’nin Türkiye üzerindeki diplomatik baskısının tahliyelerde oynadığı kritik rolü de gözler önüne seriyor. Şehba ve Til Rifat bölgelerinde yaşananlar, bir “ikinci Şengal” trajedisinin önlenmesi için gösterilen çabaların ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bu gerçeklik, Rojava’daki ABD varlığına karşı olanlar için yeniden düşünülmesi gereken bir durum olarak öne çıkıyor.

Kürtçe Sembolizmi

Genel olarak SDG genel komutanı olarak önemli basın açıklamalarını Arapça yapan Mazlum Kobani’nin böylesi kritik bir zamanda basın açıklamasını Kürtçe yapmayı tercih etmesi ve ısrarla Arapça sorulan hiçbir soruya Arapça cevap vermemesi Suriye’de Kürt halkının artık kendi siyasi ve askeri hattını belirleme kararlılığının güçlü bir sembolü olarak görülmeli. Kürtçe yapılan açıklamalar, yalnızca bir dil tercihi değil, aynı zamanda Kürtlerin ulusal kimliklerini ve bağımsızlık arayışlarını ifade eden bir duruştur.  

Mazlum Kobani’nin “Yeni bir askeri ve siyasi durum ortaya çıkmıştır” sözü Suriye’de Kürt tarafının Kürt hattına dönük yeni hamlesi olarak da okunabilir.  

Sonuç: Kürtler Tarihi Bir Dönemeçte

Mazlum Kobani’nin açıklamaları, Kürtlerin tarihi bir dönemeçte olduğunu ve halklarını koruma konusundaki kararlılıklarını bir kez daha gözler önüne seriyor. Sünni ve Şii hatlar arasında sıkışan Suriye’nin geleceğinde, Kürtlerin bağımsız bir güç olarak yükselme iradesi, bölgedeki dengeleri kökten değiştirme potansiyeline sahip.

Kürtlerin varlığı, yalnızca Suriye’nin değil, tüm bölgenin geleceği için kritik bir unsur olmaya devam ediyor. Mazlum Kobane’nin liderliğinde, Kürtlerin barış ve istikrarın teminatı olduğu gerçeği giderek daha fazla görünür hale geliyor. Mevcut durumda, uluslararası alanda en kabul edilebilir ve güvenilir güç olarak Kürtler öne çıkıyor.

 

İlginizi Çekebilir

Esad karşıtı güçler Suriye’nin güneyindeki önemli bölgelerin çoğunu ele geçirdi
Dört kentte kayıpların akıbeti soruldu

Öne Çıkanlar