Trump-Putin arasında gerçekleşen telefon görüşmesi Rusya’da nasıl karşılandı sorusuna yanıt arayan BBC Rusya editörü Steve Rosenberg görüşmenin Rusya’da zafer olarak algılandığını yazdı:
Rosenberg’in yazısı şöyle:
Bugün Rusya’da yer alan bazı başlıklara bakılırsa Moskova, Devlet Başkanı Putin ile Trump arasındaki son telefon görüşmesini özellikle de Kremlin için iyi geçtiğine inanıyor;
İzvestiya, “Putin ve Trump, Ukrayna çözümü konusunda birlikte çalışma konusunda anlaştı” yorumunu yaptı.
Komsomolskaya Pravda gazetesinin internet sitesi ise Putin-Trump görüşmesi rekor sayılacak uzun bir zaman dilimini aldığını belirterek “Şu anki duruma göre Rusya burada diplomatik bir zafer kazandı” diye yazdı.
Rusya’da bu iki saatlik telefon görüşmesinin ardından neden bazıları “zafer” ilan ediyor?
Muhtemelen bunun nedeni, sonunda Vladimir Putin’in Ukrayna’ya veya Amerika Birleşik Devletleri’ne herhangi bir büyük taviz vermeye zorlanmamış olmasıydı. Aksine, Başkan Trump’ın derhal koşulsuz 30 günlük ateşkes fikrini fiilen reddetmişti.
ABD yönetimi, Moskova’ya daha sert yaptırımlar ve cezalar tehdidiyle baskı yaparak, Rusya’nın kendi planına onay vermesini sağlamak yerine, Kremlin liderini överek tepki gösterdi.
Donald Trump, Fox News’e yaptığı açıklamada, “Harika bir görüşme yaptık” dedi.
Trump’ın temsilcisi Steve Witkoff, “Başkan Putin’i, ülkesini nihai bir barış anlaşmasına yaklaştırmak amacıyla bugün yaptığı çağrıdan dolayı kutluyorum” dedi.
Moskova koşulsuz ateşkesi kabul etmediği gibi, Başkan Putin de barış için kendi ön koşullarını koydu.
Bunlar arasında Kiev’e Batı’nın askeri yardımının ve Ukraynalılarla istihbarat paylaşımının sona ermesi ve Ukrayna’da seferberliğin durdurulması yer alıyor. Bu tür koşullar yaygın olarak Ukrayna’nın teslimiyetini güvence altına almanın bir yolu olarak görülüyor.
Kiev’in bunlardan herhangi birini kabul etmesi zor görünüyor.
Peki Trump yönetimi sonunda Moskova tarafından bu tür koşulların kabul edilebilir olduğuna ikna edilebilir mi? Ve eğer öyleyse, Washington Ukrayna’yı bunları kabul etmeye zorlar mı?
Çok şey, Kremlin’in Başkan Trump’ı, Ukrayna’nın köşesini savunmaktansa Moskova ile iyi ilişkiler geliştirmenin kendisine daha fazla kazandıracağına ikna edip edemeyeceğine bağlı.
Sanki konuyu vurgulamak istercesine, Rus yetkililer Amerikalı yetkililerle yaptıkları görüşmelerde çeşitli ekonomik ve finansal havuçlar sallıyor ve iki ülke ikili ilişkilerini yeniden canlandırıp ortak projeler üzerinde çalışmaya başlarsa, Rusya-ABD ilişkilerinin karşılıklı olarak ne kadar faydalı olabileceğinden bahsediyorlar.
Vladimir Putin, yakın zamanda alüminyum üretimi ve nadir mineraller madenciliği konusunda ABD-Rusya işbirliği olasılığını gündeme getirdi.
Mesajın yerine ulaştığı görülüyor.
Donald Trump Salı günü Fox News’e verdiği röportajda, “Rusya ile daha fazla ticaret yapmak istiyoruz” dedi.
“Bizim için çok değerli şeylere sahipler, nadir topraklar da dahil. Dünyanın en büyük gayrimenkullerinden büyük bir paya sahipler. Kullanabileceğimiz şeylere sahipler.”
Moskova, Donald Trump’ın Ukrayna ile savaşı sona erdirecek kabul edilebilir bir anlaşma sağlamaktan ziyade, söz konusu “Rus gayrimenkulünden” bir pay almayı öen alacağını umuyor, hatta belki de hesaplıyor olabilir.
Aynı konu bugün Kremlin yanlısı İzvestiya gazetesinde de dile getirildi:
“Moskova’nın mantığı, Amerika ile ekonomik ilişkileri o kadar karlı hale getirmek ki, bu ilişkileri kesmek ABD için çok pahalıya mal olsun.”
Ukrayna’nın bir hafta önce koşulsuz ateşkesi kabul etmesinin ardından ABD yönetimi kamuoyuna “topun Rusya’nın sahasında” olduğunu duyurdu.
Şimdi Vladimir Putin anlaşmayı reddedip kendi şartlarını ortaya koyunca, Kremlin lideri meseleyi Amerika’nın “mahallesine” taşıdı.
Ancak Rusya ve Amerika, hem Ukrayna hem de ABD-Rusya ilişkileri konusunda görüşmelerini sürdürecek.
Ve Donald Trump’ın bir sonraki hamlesini etkileyecek olan da muhtemelen bu müzakereler olacak.
/BBC News/
