🔴 KCK Yürütme Konseyi Üyesi Sabri Ok, PKK Lideri Öcalan’ın çağrısının üzerinden bir ay geçmesine rağmen devletin atması gereken adımları atmadığını belirterek, kongrenin Öcalan öncülüğünde toplanabileceğini vurguladı.
KCK Yürütme Konseyi üyesi Sabri Ok, Stêrk TV’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ok, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta açıkladığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” üzerinden 1 ay geçmesine rağmen devletin adım atmamasını hatırlattı.
Ok, “Önder Apo halkımızı, Türkiye halklarını, Türk devletini, kamuoyunu, uluslararası siyaseti ilgilendiren bir çağrı yaptı. PKK vakit kaybetmeden Önder Apo ile birlikteyiz, bu manifesto bizim için de geçerlidir, verdiği kararlara bağlıyız ve yerine getireceğiz açıklamasında bulundu. 1 Mart’ta da tek taraflı ateşkes ilan etti. PKK bu konuda ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. Önder Apo’nun çağrısını yerine getirmek için sorumluluk aldı. Doğal olarak Türk devletinin de bundan sonra olumlu bir açıklama yapması, olumlu bir adım atması ve olumlu, makul bir zeminin oluşması gerekirdi. Türk devleti ne olumlu bir açıklama yaptı ne de pratik anlamda olumlu bir adım attı. Sanki Önder Apo ile hiç konuşmamışlar, Önder Apo’nun kamuoyu ile paylaştığı manifestodan, yaptığı çağrıdan haberleri yokmuş, bu çalışmanın içinde yer almıyorlarmış gibi PKK ateşkes ilan etmemiş gibi hareket ettiler. Yani ne dillerinde, ne açıklamalarında ne de pratiklerinde bir değişim oldu” diye belirtti.
‘KONGREYİ ÖCALAN TOPLAYABİLİR’
Devletin kendinde ısrar ettiğinin altını çizen Ok, “Kim ağzını açsa ‘PKK neden silah bırakmadı, neden kongresini toplamadı’ diyor. Kongrenin toplanması ve silah bırakma öyle kolay mı? Türk devleti bunu çok iyi biliyor; Önder Apo olmadan kim kongreyi toplayabilir, kim PKK’yi feshetme kararını verebilir, Önder Apo olmadan kim Önder Apo adına yemin eden gerillalara silah bırak diyebilir? Türk devleti eğer isterse bunun yol-yöntemleri de var. Önder Apo özgür olmalı ve çalışmalarını da özgür bir şekilde yürütmelidir” ifadelerini kullandı.
‘SÖZLER YERİNE GETİRİLMEDİ’
Abdullah Öcalan’ın koşullarında bir değişiklik olmadığına da işaret eden Ok, “Önder Apo’nun durumunda değişiklik yapılacağını, hukuki ve yasal olarak gerekli değişimler yapılacağını söylediniz, mecliste komisyonlar kurulacaktı. Bunun için İmralı heyeti birçok parti ile görüşmeler yaptı, gündemi belirlediler. Bunların hiçbiri yaşanmamış gibi üzerinden 1 ay geçmiş, Önder Apo manifesto yayınlamış, Türk devleti de tek bir şey yapmamış, ne olumlu bir şey söylüyor, ne olumlu bir pratik sergiliyor. Sadece ‘PKK kongreyi toplasın ve silahları bıraksın’ diyorlar” diye belirtti.
‘GÜNDEM FİZİKİ ÖZGÜRLÜK’
Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün temel gündemleri olduğunu vurgulayan Ok, şöyle devam etti:
“Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için başlatılan hamle çok üst bir düzeye ulaştı. Hamlenin her yerde aralıksız bir şekilde sürdürülmesi gerekir. Bunun imkanları da var, Önder Apo bu manifestoyu geliştirdiğinde ve açıklamasını yaptığında sadece Kürt halkı ve dostları değil uluslararası birçok güç de bu çağrıyı olumlu gördü. BM, AB, Avrupa devletleri, Amerika, birçok akademisyen, sivil örgütler, sivil kurumlar çağrıyı olumlu gördüler. Bundan dolayı Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanmasına için hamlenin daha iyi örgütlenmesi, yaratılan imkanların daha iyi değerlendirilmesi ve hamlenin aralıksız bir şekilde geliştirilmesi lazım.
CHP’YE OPERASYON
Ekrem İmamoğlu’nu tutukladılar, birkaç belediyelerine kayyum atadılar. Bu baskılar hala devam ediyor. CHP’nin buna karşı geliştirdiği tavır bize göre önemliydi, mühimdi. Şimdiye kadar CHP’nin aklı neredeydi diye sormak istiyor insan. Kürt halkının iradesine karşı, demokratik siyasete karşı o kadar baskı, kabul etmem, yok etme, saldırı varken CHP çok cılız bir şekilde ses çıkarıyordu. Bugün ise onlar üzerinde böyle bir baskı olduğu için bir tavır sergilemek zorunda kaldılar. Yine de olumlu görüyoruz ama önemli olan bunda ne kadar ısrar ederse, inat ederse ve kararlı olursa bu tarihi ve önemli momente cevap olur.
‘TOPLUM ARTIK YETER DİYOR’
Toplum, AKP devletinin baskı, zulmü karşısında patlamak üzeredir. Rahatsızlıklarını hep içine akıtmıştır, hep yutmuştur ama bugün artık yeter diyor. Zaten yaklaşık 400 akademisyen, aydın, baskı ve zulüm nedeniyle Erdoğan’a karşı tutum ortaya koymuştur. Ne dediler? Artık yeter, dediler. Akademisyenlerin tutumlarını bu kadar net, sorumlulukla ortaya koymasını önemli görüyoruz. Adeta bir çağrıdır. Herkesi sorumluluğa davet eden bir çağrı. “Artık yeter”, yani halk artık ayağa kalksın, haksızlığa karşı hakkını savunsun, “demokrasi, özgürlük desin” çağrısıdır. Üniversitelere bakıyoruz; yıllar sonra ilk defa Kürdistan’dan tutalım Türkiye metropollerine kadar binlerce öğrenci ayağa kalktı. Bu da çok önemliydi. Kadınlar öncülüğünde, gençlerin katılımıyla şimdi toplum ayaktadır. Bu önemli bir momenttir. Eğer bütün demokratik güçler seslerini, iradelerini birleştirirse, birlikte eylemliliğe kalkar, hep bir ağızdan “Türkiye’nin demokratikleşmesini, Kürt halkının haklarını, Önder Apo’nun özgürlüğünü dillendirirse tarih yazılır, tarih değiştirilir. Bunun imkanları vardır.”
/Mezopotamya Ajansı/