Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘hakaret’ iddiasıyla hazırlanan iddianame Tatvan 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş, mahkeme davanın CMK 251. Madde kapsamında kaldığı için ‘basit yargılama usulü’ ile yapılmasına karar vermişti

Tatvan 1. Asliye Ceza Mahkemesinde ‘basit yargılama usulü’ ile görülen davada gazeteci Aygül’e 2 ay 5 gün hapis cezası verildi. ‘Hakaret’ suçundan ceza veren mahkeme cezanın TCK’nın 58. Maddesinde öngörülen tekerrür hükümlerine göre çektirilmesine karar verdi

Aygül daha önce yaptığı haberlerden dolayı aldığı cezalar sebebiyle yeni aldığı cezalarda tekerrür hükümleri uygulanacağı için cezasının tamamını kapalı ceza infaz kurumunda geçirecek. Kararda ‘sanığın suçlu kişiliği’ göz önünde bulundurulduğu için para cezası gibi seçenek yaptırımlara çevrilmediğinin vurgulanması dikkat çekiyor.

“ÖLMEDİĞİM İÇİN CEZAEVİNE GİRECEĞİM”

Sinan Aygül şunları söyledi:

*Daha önce saldırıya uğradığım için neredeyse ceza alacağımı, tutuklanacağımı söylemiştim. Bir dava birinin aleyhine, birilerinin lehine ancak bu kadar zorlanabilirdi, zorlandı demiştim. Yaşanan her gelişme bir öncekinin skandallığını gölgede bırakıyor demiştim. Dediklerimiz bir bir çıkıyor.

*Saldırganlar serbest, belki çok küçük bir ceza alıp, göreve iade edilip yine ellerinde sopa, bellerinde devletin silahıyla terör estirecekler. Ben ise kamunun, halkın menfaatini savunduğum için saldırıya uğradım, ölmediğim, ölümden döndüğüm için de cezaevine gireceğim. Karar basit yargılama usulüyle verilmiş, avukatım itiraz etti, duruşmalı olacak.

*Duruşmalı olması durumunda verilen indirim kalkacak ve 2 ay 27 gün hapis cezası alacağım. Adli Tıp raporu verilecek cezanın miktarını birebir etkileyen bir rapor. Mahkemenin sevk ettiği Adli Tıp’ta verilen rapor çelişkili.

*Yüzde iki noktada belirgin olan sabit iz var. Raporda elmacık kemiği üzerinde 1.5 cm çapında bir çöküklük olduğunu, alında ayrı bir iz olduğunu söylüyor. Ancak değerlendirmede yüzde sabit iz olmadığını söylüyor. Kendi içinde bile çelişkili olan bu rapora göre mahkeme karar verecek. Buna da itiraz edip ileri ünitelerin bulunduğu bir Adli Tıp merkezine gönderilmeyi talep edeceğiz.

“FAİLLER AKLANACAK”

Olayın münferit bir olay olmadığını ancak azmettiricilere dair hiçbir adım atılmadığını kaydeden Aygül, görüntülere ve ikrar niteliğinde ifadelere rağmen faillerin neredeyse aklanacağını söyledi. Aygül konuşmasını şöyle sürdürdü:

*Bu olayın münferit olmadığını herkes biliyor. Azmettiriciler kim, talimatı kimden aldılar sorularının cevabı yok. İlk başta hızlı, şeffaf ve etkin yürüyen bir soruşturma süreci oldu, yargının ve idarenin gerekeni yapacağı algısı oluştu herkeste.

*Ancak gerçeklik bütün çıplaklığıyla ortadayken bizzat İçişleri Bakanlığı tarafından olaya ‘kavga’ denilmesi, davanın ‘öldürmeye teşebbüs’ değil ‘yaralama’ iddiasıyla açılması, ilk duruşmada serbest kalmaları, benim hakkımda uzaklaştırma kararı aldırılması, bana hapis cezası verilmesi, Adli Tıp raporunun kendisiyle çelişkili olacak şekilde lehe sayılabilecek şekilde olması ve benzeri durumlar süreci zan altında bırakıyor. Bu şartlar altında adaletli bir sonuç beklemiyoruz açıkçası.

 SALDIRI DAVASI 25 OCAK’TA

Öte yandan gazeteci Sinan Aygül’e saldıran Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin polisi memuru olan koruması Engin Kaplan ve boksör olan koruması Yücel Baysalı’nın ‘silahla kasten yaralama’ suçundan tutuksuz yargılandıkları davanın ikinci duruşması 25 Ocak Perşembe günü saat 15:00’da Tatvan 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılacak.