Sami Certel: Roj Peşmergeleri ve Parça – Bütün Meselesi

Yazarlar

PYD’den Aldar Xelil’in “Roj Peşmergeleri çetedir” açıklamasının ardından, merkezinde Roj Peşmergelerinin olduğu bir tartışma, Kürdistan gündeminde hararetini artırarak sürüyor.

Rojava’nın askeri yapısında nicelik olarak da, nitelik olarak da bir zaafiyet sözkonusu değildir. Gerekli araç ve teçhizat koalisyon tarafından sağlanmaktadır. Rojava’nın yüzlerce başka sorunu varken, neden yeni bir askeri birlik talebi ve neden Roj Peşmergeleri ?

Rojava’nın askeri yapısı, Rojava Özerk Yönetiminin emrindedir. Şayet taraflar her konuda anlaşabilirlerse, ENKS bu yönetimin bir parçası olacaktır. Ve ENKS, bu askeri yapının emredeni, amiri konumuna gelecektir. Bunun böyle olacağına da hem ABD,  hem de diğer devletler garantördür. Hal böyleyken, ENKS’nin Roj Peşmergelerinde ısrar etmesi, sorunlu durmaktadır. 

İki ordulu bir yapının Güney Kürdistan’a maliyeti gözler önündeyken, böyle bir talep anlaşılır gibi değildir.

Türk devleti kendi kurtuluş savaşını verirken,  yaşlı başlı kadınları bile cepheye sürecek kadar asker ihtiyacı içindeydi. Ancak buna rağmen, “iki ordulu bir yapı olmaz” diyerek, Çerkez Ethem ve onun Kuvay-ı Seyyare’sini tasfiye etmiştir

ENKS’nin Türk devleti ile samimi ilişkilere sahip olduğunu, tarafların kendi beyanlarından bilmekteyiz. Türk devletinin, bu tecrübesini ENKS ile paylaşmamış olması, yani iki ordulu bir yapının olamayacağı konusunda ENKS’yi uyarmamış olması, dikkate değer bir durumdur.

Bu askeri yapıların birbirilerine uyum sağlamasını geçelim, bir Roj Peşmergesi, bir YPG savaşçısını kazara bile vursa, ya da tam tersi, bir YPG savaşçısı kazara bir Roj Peşmergesini vursa, olayın Kürtler arası bir savaşa dönüşmeyeceğini,  mevcut konjonktürde kimse garanti edemez. Bu, son derece gereksiz bir risk olup, yalnızca Rojava’da da değil, Kürdistan’ın tamamında, telafisi imkansız yıkımlara neden olur. 

ENKS’nin Roj Peşmergeleri ısrarını, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bilgisi ve isteğinden bağımsız okumak, kendimizi kandırmak olur.

KDP ile PKK arasında bir süredir devam eden gerilime bağlı olarak, Kürdistan Bölgesel Yönetimi, ENKS ve Roj Peşmergelerini, elinde bir kart, bir hançer gibi tutmaktadır ki, bu çok büyük hatadır. Bu gerilimin kendisi yeterince yanlış ve tehlikeli iken, tutup bunu bir de Rojava’ya taşımak, hatadan fazlası olur.

Bütün için parçaları feda etmek, Stalin’in başlattığı bir Sovyet geleneğiydi. Bu geleneğin ne bütüne, ne de parçalara bir hayrı olmadı; son kertede hem bütün, hem de parçalar kaybetti.

Benzer bir yaklaşımı bugün Güney Kürdistan yönetiminde görüyoruz. Yalnızca yönetimle de sınırlı değil aslında; siyaseten kendini KDP çizgisine yakın bulan kimi Kürdistanlılarda da benzer yaklaşımı gözlemlemek mümkün. Kısmen basının manipüle etmesiyle oluşmuş, kısmen de halisane bu düşünceler,  yazık ki yanılgılıdır. 

“Dünyadaki hiçbir Kürt nefes almasın, maazallah Kürdistan Bölgesi zarar görür. Aman kimse yerinden kımıldamasın, Kürdistan Bölgesi zarar görür. “ Burada Kürdistan Bölgesi bütün kabul ediliyor, kalan parçalar ve o parçalardaki her kurum, her faaliyet, bu bütüne feda edilsin isteniyor.

Bir şeyi yıkmak için, önce etrafını boşaltırız. Desteksiz kalan o şey, tek bir dokunuşla bile yıkılır.

Kürdistan Bölge Yönetimi, etrafına Kürtlerden destek oluşturmak yerine, Kürdistan’ın diğer parçalarındaki her parti kendini feshetsin, amaç ve iddialarından geri dönsün gibi bir yaklaşım içerisindedir.

Bu mümkün değildir, dahası, Kürdistan Bölgesine bir fayda getirmez

İlginizi Çekebilir

Temel Demirer: ‘Adını Siz Koyun’
Diyar: Benim müziğim dirilişin ve direnişin müziğidir

Öne Çıkanlar