Adına “demokrasi” deseler de burjuva sınıfın diktatörlüğüne;
aşımıza ekmeğimize el koyan ücretli kölelik sistemine;
kadınları çifte sömürüye maruz bırakan ataerkil vahşete;
ezilen ulusların eşitliğini engelleyen sömürgeci barbarlığa;
azınlık haklarını gaspedip, onları asimile ederek kimliksizleştiren etnik kıyıma;
savaşla talan edilen ülkelerinden kaçan mültecileri, pazarlık konusu yapan bezirganlara, onları ölüme terk eden ırkçı kayıtsızlığa;
açlıktan kırılan yığınlara karşın, silahlanmaya dev kaynaklar akıtan militarizme;
LGBTİ’leri inkar eden cinsiyetçi tahakküme;
aklımızı özgürleştiren sekülarizmi askıya almak isteyenlere;
doğaya kasteden kapitalist yıkımın felaketine karşı;
sınıfsız, sömürüsüz, sınırsız bir dünya için alayına isyan diyen;
Paris Komünü’nü, Büyük Ekim Devrimi’ni yaratan işçi sınıfının;
enternasyonalist kavga ve kardeşlik günüdür 1 Mayıs(’ımız)…
Bursa’da havlucu Receb’in, Karabük fabrikasında tesviyeci Hasan’ın, fakir-köylü Hatçe kadının, ırgat Süleyman’ın, Diyarbakırlı Hewal’in, Dersimli Helin’in ekmek ve özgürlük için alanları zapt ettiği;
1977 1 Mayıs’ında Aleksandros Kontuas, Kadriye Duman, Yasin Elmas’lı 34 canımızın alındığı;
1989’da Mehmet Akif Dalcı’nın Taksim yolunda kurşunlandığı;
1996’da Dursun Odabaş, Hasan Albayrak, Yalçın Levent’in Kadıköy’de katledildiği;
Taksim “yasağı”nın yerle yeksan edildiği gündür 1 Mayıs(’ımız)…
Onurumuzdur, tarihimizdir, geleneğimiz, bugünümüz ve geleceğimizdir…
Totalitarizmin hızla tırmandığı haksızlıklar, hukuksuzluklar yerküresinde Grup Yorum’un türkülerini özgürce haykırdığı;
“Çav Bella”yı, “Venseremos”u, “We Shall Overcome”ı, “Enternasyonal”i birlikte söyleme zamanıdır…
O halde “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” ısrarıyla, egemenlerin dayattığı korkulara aldırmayan “lanetliler” olarak tüm alanlardayız ve haykırıyoruz:
Tüm ülkelerin işçileri birleşin, Yaşasın halkların eşit kardeşliği, Yaşasın 1 Mayıs/ Bijî 1’ê Gulanê!
Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin! Hemu Karkeran Cihane Yekbun!