Şimdi ne olacak? İmamoğlu’nun siyasi yaşamı nasıl etkilenecek?

🔴 İmamoğlu, tutuklandı ancak hakkındaki diğer gelişmeler ve soruşturmalarda yaşanacak olası aşamalar siyasi yaşamını da yakından ilgilendirecek. Cumhurbaşkanı adayı olmak için, 1 yılın üzerinde hapis cezasının bulunmaması gerekiyor. OIası bir erken seçim kararı alınması durumunda hakkındaki tüm davalar İmamoğlu açısından risk oluşturacak…

T24’ten Gökçer Tahincioğlu yazdı:

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmalarda “suç örgütü kurmak” iddiasıyla tutuklanıp, “teröre yardım” suçlamasında serbest bırakılması üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na kayyım atanması yolunun “şimdilik” kapandığı yorumları yapıldı.

İmamoğlu, sadece “suç örgütü” suçlaması nedeniyle tutuklandığı için, karar itirazla değişmez ve terör suçundan hüküm giymezse, kayyım atanmayacağı ifade edilse de yasa aksine de olanak tanıyor. İçişleri Bakanlığı’nın kayyım atamak için davanın bitmesini bekleme zorunluluğu bulunmuyor ve Bakan’ın yetkisi sadece terör suçlarıyla sınırlı değil. İçişleri Bakanı’nın sadece soruşturma ya da yargılamayı gerekçe göstererek görevden uzaklaştırma ve sonrasında kayyım atama yetkisi de var. Ancak bu yol istisnai olarak uygulandı. Bunun dışında Cumhurbaşkanı’na Şubat’ta çıkan yasayla, Devlet Denetleme Kurumu’nun yapacağı denetleme sonunda – belediye başkanları dahil-  kamu görevlilerini görevden uzaklaştırma yetkisi verildi. Kayyım ataması yapılmazsa çoğunluğun CHP’nin elinde olduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin seçeceği CHP’li bir isim belediyeyi yönetebilecek.

Başsavcılığın şaşırtan yorumu: Zaten diğerinden tutuklandı

İmamoğlu hakkındaki kararlar, garip bir sürecin ardından açıklandı. Sabah erken saatlerde iktidara yakın medya kuruluşları, İmamoğlu’nun yolsuzluk suçlarından tutuklandığı, terör suçundan ise adli kontrolle serbest bırakıldığı haberlerini servis etti. Saat 10.00 sıralarındaki bu haberlerden yarım saat sonra, savcılık kaynakları gazetecileri kararın henüz çıkmadığı konusunda uyardı. Bu uyarıdan önce CHP’li vekiller ve avukatlar, ısrarla, “Hâkimliğin kapısında bekliyoruz, karar yok” açıklamasını yapıyordu.

Bu nedenle uzun süre beklendi. Yaklaşık iki saat sonra kararlar İmamoğlu’nun yüzüne okundu. İmamoğlu, yolsuzluk suçlarından tutuklandı. Terör suçundan ise sabah saatlerindeki haberlerin aksine adli kontrol kararıyla değil doğrudan serbest bırakıldı.

Başsavcılıktan konuyla ilgili yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturmalar kapsamında nöbetçi sulh ceza hakimliğince; mali nitelikli soruşturma kapsamında şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun suç örgütü kurmak ve yönetmek, rüşvet almak, intikam, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ve ihaleye fesat karıştırmak suçlarından tutuklanmasına, üzerine atılı terör örgütüne yardım etme suçundan kuvvetli suç şüphesi bulunmakla birlikte mali nitelikli suçlardan zaten tutuklanmasına karar verildiğinden bu aşamada gerek görülmemekle birlikte talebin reddine karar verilmiştir.”

Kuvvetli suç var, tutuklama “şimdilik” yok

Bu açıklama birçok açıdan ilginç bulundu. Ayrı yürütülmelerine, terör soruşturmasının terör savcılarınca yürütülmüş olmasına rağmen iki soruşturmanın tek sepette değerlendirilmesi şaşırtıcı karşılandı. İki suçlama ile ilgili olarak ayrı tutuklama taleplerinin bir arada değerlendirilmesi ve “kuvvetli suç şüphesinin var olduğu” savunulmasına rağmen apayrı bir suçlamadan verilen tutuklama nedeniyle ‘terör’den  tutuklama kararı verilmediğinin belirtilmesi bu şaşkınlığın nedeni. Ancak hâkimlik tutanağında da aynı ifadelerin yer aldığı anlaşıldı. Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği, “şimdilik” kaydı düşmedi ancak İmamoğlu’nun ‘terör’ suçlamasından bu gerekçeyle serbest bırakılmasını kararlaştırdı. “Mali suçlardan tutuklanmamış olsan tutuklanırdın” mesajı verdi.

“Şimdilik” vurgusu da İmamoğlu’nun üzerindeki terör suçlamasının devam edeceğinin, günü geldiğinde tutuklanabileceğinin işareti gibi yorumlandı. Mali suçlardan tahliye olsa bile bu suçtan tutuklama yapılmasının ileride söz konusu olabileceği yorumlarına yol açtı.

Terör soruşturmasında birlikte gözaltına alınan Şişli Belediye Başkanı Resul Ekrem Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Vakfı Başkanı Mehmet Ali Çalışkan’ın “teröre yardım” suçundan tutuklanmaları da bu soruşturmanın “Damokles’in kılıcı gibi” İmamoğlu’nun üzerinde kalacağını gösteriyor.

İmamoğlu hakkındaki kararların ardından yaşanabilecek muhtemel gelişmeleri de şöyle sıralamak mümkün:

  • İmamoğlu, tutuklanmasına ve diplomasının iptal edilmiş olmasına rağmen CHP’nin bugün yapacağı Cumhurbaşkanlığı adaylığı ön seçimine tek aday olarak girecek. Ön seçim CHP tarafından yapıldığı ve yasal bağlayıcılığı olmadığı için İmamoğlu’nun sandıktan çıkmasının önünde engel bulunmuyor. CHP de Cumhurbaşkanı adayını İmamoğlu olarak ilan edebilecek. Ancak bu resmi aday olduğu anlamına gelmiyor. Yarın erken seçim kararı alınması ve adaylık başvurusu sürecine kadar diplomasının iptali kararının ortadan kalkmaması halinde, tutukluluk halinden değil ancak diploması bulunmadığı için İmamoğlu’nun adaylık şansı yok.
  • İmamoğlu, sadece yolsuzluk suçları ile ilgili, “suç örgütü kurmak ve suç örgütünü yönetmek, lideri olmak” suçlaması nedeniyle tutuklandı. Tutuklanmasının talep edildiği teröre yardım suçlaması konusunda ise adli kontrolle serbest bırakılmasına karar verildi. Savcılığın bu karara itiraz hakkı bulunuyor. İtiraz sonrası karar değişmezse, İçişleri Bakanlığı’nın kayyım atayamayacağı değerlendirmeleri yapılıyor. Belediye Kanunu’nun 45. Maddesine göre, bu durumda İBB Belediye Meclisi, tutuklanan belediye başkanının yerine bir ismi seçebiliyor. Seçilen isim, belediye başkanı sıfatıyla belediyeyi yönetiyor. Kayyım ataması yapılmazsa Belediye Meclisi’nde çoğunluk CHP’de olduğu için CHP’li bir isim bu durumda belediyeyi yönetmeye devam edecek.
  • 2016’da OHAL döneminde, İçişleri Bakanı’na terör suçları söz konusu olduğunda kayyım atama yetkisi verildi. Kararnameyle getirilen bu düzenleme, daha sonra yasalaştırılarak kalıcı oldu. İmamoğlu, “terör örgütüne yardım” ile suçlandığı için yasanın 45. Maddesine göre İçişleri Bakanı’nın kayyım atama yetkisi gündeme gelecekti. Bakan Ali Yerlikaya, belediyeyi yönetmesi için kayyım atayabilecekti. Bugüne kadar CHP ve DEM Partili belediyeler için bu yetki kullanıldı. Esenyurt’un CHP’li başkanı Ahmet Özer için terör suçundan tutuklama kararı verilir verilmez, yerine kayyım atandı. Ancak savcılığın bu suçtan serbest bırakılmasına itiraz hakkı bulunuyor. İtirazla sonuç değişmez ve İmamoğlu, herhangi bir davada terör suçundan hüküm giymezse kayyım ihtimali zayıflayacak ancak ortadan kalkmayacak. İtiraz üzerine tutuklama kararı verilirse kayyım atanabilecek. Bunun dışında kayyım ihtimalleri de bulunuyor.

Belediye Kanunu’nun 45. maddesinde, “Ancak, belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması veya tutuklanması ya da kamu hizmetinden yasaklanması veya başkanlık sıfatı veya meclis üyeliğinin sona ermesi hallerinde 46.ncı maddedeki makamlarca belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesi görevlendirilir” hükmü yer alıyor. Bu nedenle, önce görevden uzaklaştırma sonra kayyım ataması kararı veriliyor. 46. maddede de “Belediye başkanlığının herhangi bir nedenle boşalması ve yeni belediye başkanı veya başkan vekili seçiminin yapılamaması durumunda, seçim yapılıncaya kadar belediye başkanlığına büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı, diğer belediyelerde vali tarafından görevlendirme yapılır” hükmü yer alıyor.

  • Aynı yasanın 47. Maddesi, İçişleri Bakanı’na, görevleriyle ilgili suçlardan haklarında soruşturma ve kovuşturma açılanları görevden uzaklaştırma yetkisi de tanıyor. Doğrudan kayyım atanması tanımı yapılmıyor ancak görevden uzaklaştırma yapıldıktan sonra kayyım ataması gündeme geliyor. Bu yol nadir olarak kullanılsa da İBB için kayyım ihtimali devam ediyor.

Siyasi yaşamı da risk altında

İmamoğlu, tutuklandı ancak hakkındaki diğer gelişmeler ve bu soruşturmalarda yaşanacak olası aşamalar siyasi yaşamını da yakından ilgilendirecek. İhtimaller şöyle:

  • İmamoğlu, diplomasının iptali ile ilgili hukuk mücadelesini cezaevinden yürütmek zorunda kalacak. Diploma iptali ile ilgili İstanbul Üniversitesi kararının iptal edilmemesi ve öncesinde yürütmesinin durdurulmaması durumunda zamana karşı bir yarış başlayacak. Yargı süreci bitmeden erken seçim kararı alınırsa, yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verilmemişse, İmamoğlu, lisans mezunu sayılmadığı için Cumhurbaşkanı adayı olamayacak.
  • Ancak bu durumda milletvekili olması ve dokunulmazlık kazanması mümkün. Böyle bir ihtimal söz konusu olursa, Can Atalay tartışmasında olduğu gibi cezaevinden vekil seçilmesi nedeniyle tahliye edilip edilmeyeceği tartışılacak.
  • Diploma iptali kararı ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı çıkar ya da karar iptal edilirse, İmamoğlu, kesinleşen bir cezası yoksa, cezaevinde olsa bile olası bir erken seçimde Cumhurbaşkanı adayı olabilecek.
  • Riskler sadece diploma ile ilgili sınırlı değil. Cumhurbaşkanı adayı olmak için, 1 yılın üzerinde hapis cezasının bulunmaması gerekiyor. OIası bir erken seçim kararı alınması durumunda hakkındaki tüm davalar İmamoğlu açısından risk oluşturacak. Daha önce ceza aldığı “ahmak” davası olarak bilinen hakaret davasıyla ilgili dosya istinaf mahkemesinde ve karara bağlanmadı. Bu davada kararın kesinleşmesi halinde İmamoğlu siyasi yasaklı hale gelecek. Siyasi yasağının sürdüğü aşamada seçim kararı alınırsa, diplomasını geri kazanmış olsa bile aday olamayacak.
  • Aynı risk tutuklandığı soruşturmalar sonunda açılacak davalarda da geçerli. İmamoğlu, bu soruşturmalar davaya dönüştüğünde suç örgütü lideri olmak ve terör yardım suçlarından yargılanacak. Hızlı yapılacak bir yargılama sonunda hüküm giyer, ceza daha sonra hızla kesinleşirse, olası bir erken seçimde yine aday olamayacak.
  • İmamoğlu, diplomasını geri kazanır, yargılandığı davalarda aklanır ya da bu davalar sürerken ve kesin bir ceza almamışken seçim söz konusu olursa partisinin adayı olarak cezaevinde olsun ya da olmasın cumhurbaşkanı adayı olarak seçime katılabilecek.

İlginizi Çekebilir

Pervin Buldan’dan Mansur Yavaş’ın sözlerine tepki: Faşo
İsrail Beyt Hanun’a kara saldırısı başlattı

Öne Çıkanlar