Cuma günü Münih’teki Bayerischer Hof otelinde düzenlenen konferansta konuşan Steinmeier, sözlerine “Almanya’ya güvenebilirsiniz, bize güvenebilirsiniz” diyerek başladı.
23 Şubat’ta yapılacak seçimlerle ilgili olarak, Almanya’yı “istikrarın şımarttığı bir ülke” olarak nitelendiren Steinmeier, yeni hükümeti her kim kurarsa kursun Avrupa merkezli anlayışın bâki kalacağını vurguladı. “Almanya’nın kalbi gelecekte de Avrupa için atacaktır” diye konuşan Steinmeier, “Alman güvenlik ve dış politikası Avrupalı, transatlantik ve çok yönlü kalacaktır. Siyasi geçiş döneminde de çıkarlarımızı savunacak, ortak çözümler arayacak, uluslararası ortaklıklarımızı koruyacağız” dedi.
“ABD’nin de müttefiklere ihtiyacı var”
Cumhurbaşkanı Steinmeier, konuşmasında ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin NATO ve Avrupa’ya ilişkin yaklaşımını da dolaylı olarak eleştirdi.
“Önce Amerika” prensibiyle hareket eden yeni ABD yönetimine, müttefikliğin taşıdığı öneme ilişkin bir mesaj veren Steinmeier, “20’nci yüzyılda demokrasinin gücünden doğan böylesine bir ittifakı, ABD dahil hiç kimse 21’nci yüzyılda istese de yeniden kuramaz. Emin olun, ABD’nin de aralarında bulunduğu en güçlüler bile, bu yüzyılda da müttefiklere ihtiyaç duymayı sürdürecektir” diye konuştu. Trump yönetimi, Avrupa’nın ABD’den faydalandığını ve kendi güvenliklerine yeterince yatırım yapmadığını savunuyor.
Cuma günü ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile görüşen Steinmeier, ABD’den “sahip oldukları planları Avrupa ile konuşmalarını istediğini” aktardı.
Steinmeier bunun karşısında, Avrupalı devletlerin savunma harcamalarını artırarak, NATO’ya daha fazla katkıda bulunmaları yönünde çağrıda bulunan Trump’a hak verdiğine dair ipuçları verdi. İttifakın yükünü ABD ve Avrupa’nın paylaşması gerektiğini söyleyen Steinmeier, “Mevcut yüzde 2 hedefi başka bir dönemden, başka bir tehdit durumundan kalmadır. Yeni kurulacak Alman hükümeti, gerekli mâli manevra alanlarını yaratmak zorunda kalacaktır” diye konuştu.
Almanya’nın NATO üyeliğinden duyduğu gururu dile getiren Steinmeier, “Kendimize bugün NATO’ya 70 yıl içinde güvenlik ve özgürlüğü savunduğu için neyi borçlu olduğumuzu sormalıyız” ifadelerini kullandı.
“Uyan çağrısını duyduk”
Cumhurbaşkanı, Trump’ın Rusya-Ukrayna savaşını bitirmeye yönelik planlarına da değindi.
“Rusya’nın Ukrayna’yı uluslararası hukuka aykırı biçimde işgal ettiği gün bir dönüm noktasıdır” diyen Steinmeier, savaşın ilk gününden bu yana Ukrayna’yı desteklediklerini hatırlattı ve Almanya’nın ABD’den sonra Ukrayna’yı en çok destekleyen ikinci ülke konumunda olduğunu vurguladı.
Savaşın başlangıcıyla birlikte “uyan çağrısını duyarak” savunma harcamalarını artırdıklarını kaydeden Steinmeier, “Ordumuz güçlenmek zorundadır. Savaşmak için değil, savunmak için” diye konuştu.
Trump’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmeleri öven Steinmeier, “Savaşı bitirmenin olası yolları burada, Münih’te de ön planda olacak” diye konuştu. “Bu savaşın bitmesini herkes istiyor” diyen eski dışişleri bakanı, Avrupa’nın caydırıcılık kabiliyetinin önemine vurgu yaparak, “Her senaryoda Ukrayna’ya desteğimiz sürecektir, Avrupalıların olduğu gibi Amerikalıların da” diye konuştu. Steinmeier ABD’nin adına konuşsa da, yeni ABD yönetimi, Ukrayna’ya sağlanan destekleri geri çekme konusunda kararlı.
Dünyada “kurallara uymak istemeyen bir dünya görüşüne sahip” ülkeler olduğunun bir hakikat olduğunu ve bunu değiştiremeyeceklerini söyleyen Steinmeier, buna rağmen “transatlantik ittifakının kendi prensiplerinden ödün vermemesi” gerektiğini savundu. Aksi takdirde “Rusya ve Çin’in eline oynayacaklarını” ifade eden Steinmeier, Rusya ve Çin’in dijital teknolojiler vasıtasıyla liberal demokrasiye karşı bir “hibrit savaş” yürüttüğünü savundu.
Steinmeier, “Küresel karşı rüzgara karşı, demokrasinin kendi kendisini savunması önemlidir. Demokrasinin güçlü bir Avrupa’ya ihtiyacı var” diye konuştu.
Rusya Şubat 2022’de Ukrayna işgaline başlamadan günler önce, Zelenskiy, Münih Güvenlik Konferansı’nda bir konuşma yapmış ve uluslararası toplumdan destek istemişti. Aynı konferansta, dönemin Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht, Almanya’nın hiçbir şekilde Ukrayna’ya silah göndermeyeceğini açıkça ilan etmişti. İşgalin ardından ise, Almanya’nın resmi tutumu değişmişti.
“Oyunun kazananı belli değil”
Konuşmasında son aylarda yapay zeka alanında yaşanan çığır açıcı gelişmelere de değinen Steinmeier, “Avrupa yapay zekasına yatırım yapıyoruz” dedi. Son haftalarda Avrupa Birliği’ne (AB) yöneltilen, yapay zeka konusunda yanlış ve pasif bir politika izlediği eleştirilerine atfen Steinmeier, Avrupa’nın özgüvenini koruması gerektiğini söyledi ve “Yarışın kazananı henüz belli değil” diye konuştu.
Yapay zeka, AB ile ABD’nin yollarının ayrıştığı alanlardan yalnızca biri.
Dünyanın en zengin kişisi olan Elon Musk’ın Trump yönetiminde üst düzey bir rol üstlenmesini de üstü kapalı biçimde eleştiren Steinmeier, ABD’de belirli bir “iş dünyası elitinin” siyaseten güçlenmesinden yakındı. Steinmeier, “Size şunu açıkça söylüyorum: Bir demokrat olarak, küçük bir iş dünyası elitinin liberal demokrasilerin oyun kurallarının önemli bir kısmını yeniden belirlemek için yeterli güç, araç ve niyete sahip olması beni çok, çok endişelendiriyor” diye konuştu.
Son haftalarda Almanya siyaseti hakkında da provokatif görüşlerini bildirmeye başlayan Musk, 23 Şubat seçimlerinde açık bir biçimde aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif’i (AfD) destekliyor. Musk, 31 Aralık 2024’te yaptığı bir paylaşımda, Steinmeier’i “anti demokratik tiran” olarak nitelendirmişti.
/deutsche welle/