🔴 Süleymaniye’de düzenlenen NADA Kongresinde konuşan Hatimoğulları, “Türkiye’de başlamış olan ve bütün bölgeye yayılma olasılığı yüksek olan barış ve demokratik toplumun inşası sürecinde barışın tesis edilmesi için NADA’nın desteğine çok ihtiyacımız var” dedi.
Süleymaniye kentinde düzenlenen Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu (NADA) Kongresi devam ediyor.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar dahil çok sayıda konuk kongreye katılıyor.
Kongrede konuşan Hatimoğulları, “NADA’nın ilk kurulduğu günden beri çalışmalarda delege olarak yer aldım ve yoğun bir şekilde bu çalışmaları takip ediyorum. Bölgemizdeki farklı halklardan kadınların bir arada olduğu bu enternasyonalist oluşumu çok önemsiyoruz. Ortadoğu ve Kuzey Afrika için, bölgedeki kadın hareketleri ve kadınlar için çok kıymetli. Bizlerin birbirinden öğreneceği çok şey var. NADA’nın en önemli özelliği bu. Bizler birbirimizden de öğreniyoruz. Aynı zamanda bir fikri örgütlüyoruz” dedi.
Sürece dair değerlendirme yapan Hatimoğulları, “Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu Barış ve Demokratik Toplum Çağrısından kısaca bahsetmek isterim. 27 Şubat’ta yapılan çağrı üzerine PKK’nin kongresi toplandı ve 12 Mayıs’ta fesih kararı açıklandı. Ben de 27 Şubat’ta İmralı’ya giden heyette yer aldım ve bu tarihi çağrının tanıklarından biri olarak büyük bir onur duyduğumu belirtmek isterim. Bu gelişmeler sadece Türkiye’ye değil; Irak, İran ve Suriye’ye, dört parça Kürdistan’a etkisi çok önemli olacaktır. Barış ve demokratik siyaset için tarihi bir sayfa açılmıştır. Türkiye kadın hareketi ve Kürt kadın hareketi ile beraber barışın ve demokratik toplumun inşası için elimizden gelen her türlü çabanın ve pratiğin içine girmiş durumdayız. Bu anlamıyla Türkiye’de çok önemli çalışmalar yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.
“NADA’nın desteğine çok ihtiyacımız var”
NADA’nın barış için kendilerine destek vermesi gerektiğini kaydeden Hatimoğulları, şunları dile getirdi:
“Barış ve müzakere süreçlerinde kadının oynadığı rolü çok önemli buluyoruz. Kadının olmadığı bir barışın kalıcı olamayacağını düşünüyoruz. Tabii ki bu konuda sadece Türkiye ya da Kürdistan Bölgesi değil, dünyada çok önemli deneyimler var. Onlara da hep beraber bakmamız lazım. Ben bu deneyimlerin birkaçından bahsetmek istiyorum. Filistinli kadınların kurduğu Barış İçin Kadın Koalisyonu, İrlandalı kadınların Kadın Destek Ağı, Kolombiyalı kadınların Güzel Rotası, Amerika’da savaş ve militarizm karşıtı olarak kurulan Codepink, Türkiye’de yıllardır emek veren Kürt kadınların oluşturduğu Barış Anneleri İnisiyatifi ve ayrıca Türkiye’de yaşayan bütün halklardan kadınların ortak olarak kurmuş olduğu Barış İçin Kadın Girişimi bu anlamıyla barış süreçlerine öncülük etme konusunda önemli deneyimler ve pratiklerdir. İki örnek eklemek istiyorum. Bunlardan birisi, Liberya Kadın Barış Hareketi. Liberya Kadın Hareketi, tarafları yan yana getirerek barışın tesis edilmesinde çok önemli bir rol oynadı.
27 Şubat’ta Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu çağrının akabinde PKK’nin yapmış olduğu fesih açıklaması, elbette Türkiye’de yeni bir barışın tesis edilmesi konusunda önemli bir adımdır. Bu anlamıyla da Türkiye’de “Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi” çalışmalarını başlattı ve yoğun bir biçimde sürdürüyor. NADA’nın bileşeninden bir ricada bulunmak isterim.
Türkiye’de başlamış olan ve bütün bölgeye yayılma olasılığı yüksek olan barış ve demokratik toplumun inşası sürecinde barışın tesis edilmesi için NADA’nın desteğine çok ihtiyacımız var. NADA’nın bu gelişmeleri göreceğine ve dayanışma içinde olacağına canı gönülden inanıyorum. Bunu da burada özellikle belirtmek istedim.
“Rojava Kadın Deneyimi bütün dünyanın sahiplenmesi gereken öğretici bir deneyimdir”
Rojava’ya ilişkin görüşlerini de ifade eden Hatimoğulları, şunları söyledi:
“Yaşanmış deneyimler yol göstericidir dedik. Ben bu deneyimlerden birkaç örnek vererek demokratik toplum modelinin biraz kafalarımızda somutlaşabileceğine inanıyorum. İzlediğimiz sinevizyon, arkadaşlarımızın yaptığı konuşmalar bu anlamıyla çok somut örnekler veriyor. Erkek egemen ve cinsiyetçi saldırılara karşı mücadelenin sembolü haline gelen Rojava Kadın Devrimi. Kadınların inşa ettiği Jinwar Kadın Köyü, komün yaşamın inşa edildiği bir modeldir. Özel olarak hepimizce incelenmeli. Kadına yönelik şiddete karşı Kürt, Arap, Türkmen, Çerkes ve Süryani kadınların birlikte kurduğu ve mücadele ettiği Zenubya Kadın Topluluğu. Bütün dünyadaki demokrasi güçlerinin sahiplenmesi gereken çok önemli deneyimlerdir bunlar. Devrimcidir, ilham kaynağıdır. Demokratik toplumun inşası pekala mümkündür. Her şeyden önce biz buna inanalım. Bu anlamıyla ideolojik donamımızı artıralım ve bu ideoloji çerçevesinde güçlü bir örgütlenmeye öncülük edebilelim. Birbirimizin pratiğinden güçlü alalım.”
/rûdaw/