Sullivan, Biden döneminin son ziyareti için Çin’e gidiyor

DünyaGündem
🔴 Sullivan’ın ziyaretinde, Biden yönetiminin Çin politikasının temel hususlarını yinelerken Demokratların seçimi kazanması halinde gelecek hükümetin izleyeceği politikalara dair süreklilik mesajı vermesi bekleniyor.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, seçimlerin ardından görevini devretmeye hazırlanan Başkan Joe Biden’ın liderliğindeki hükümetin Çin’e son üst düzey ziyaretini gerçekleştirmek üzere yarın Pekin’e gidecek.

İlk kez Çin’i ziyaret edecek Sullivan, Çin Dışişleri Bakanı ve Komünist Partisi Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Vang Yi ile görüşecek, Çin ile ABD arasındaki stratejik diyalog toplantılarının yeni turunu gerçekleştirecek.

27-29 Ağustos’ta düzenlenecek ziyaretin ABD’de 5 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimlerinden kısa süre önceye denk gelmesi dikkati çekiyor.

Vang ile Sullivan daha önce Mayıs 2023’te Viyana’da, Eylül 2023’te Malta’da ve Ocak 2024’te Bangkok’ta görüşmüştü. Bu görüşmeler, iki ülke liderlerinin daha sonraki yüz yüze ve telefon görüşmelerine hazırlık niteliğinde olmuştu. Öte yandan ikili, Vang’ın Ekim 2023’teki Washington ziyaretinde de bir araya gelmişti.

Sullivan’ın ziyaretinde, Biden yönetiminin Çin politikasının temel hususlarını yinelemesi ve Demokratların seçimi kazanması halinde gelecek hükümetin izleyeceği politikalara dair süreklilik mesajı vermesi bekleniyor.

Sullivan ile Vang arasındaki görüşmelerde, Başkan Biden görevden ayrılmadan önce iki ülke liderleri arasında, muhtemelen telekonferans yoluyla son bir zirvenin yapılmasının planlanabileceği öngörülüyor.

“Bu, yoğun rekabete dayalı bir ilişki”

ABD Güvenlik Konseyi yetkilileri, ziyarete ilişkin ülke basınına yaptıkları bilgilendirmelerde, Sullivan ile Vang görüşmelerinde ikili ilişkilerdeki fetanil kaçakçılığıyla mücadele, yapay zeka güvenliği ve risk yönetimi ile askeri iletişimin ve diğer diyalog mekanizmalarının sürdürülmesi gibi işbirliği konularını ele alacağını belirtti.

Görüşmede ayrıca Sullivan’ın Çin’in Rusya’nın savunma sanayi temeline yönelik desteği, Güney Çin Denizi’ndeki artan gerilim, Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan’ın durumu gibi sorunları gündeme getirmesi bekleniyor.

Tarafların ayrıca Gazze’deki kriz, Ukrayna’daki savaş, Kuzey Kore gibi bölgesel ve küresel sorunlardaki pozisyonlarını ortaya koyması muhtemel. Çin tarafı Gazze konusunda, ABD tarafı ise Ukrayna konusunda diğer tarafa ahlaki üstünlük iddia eden bir üslup kullanabilir.

ABD’li bir yetkili, basına verdiği demeçte, Washington yönetiminin diplomatik çabaların ve iletişim kanallarının sürdürülmesini önemsediğini ancak bunun Çin’e yaklaşımda bir değişim anlamına gelmediğini vurguladı.

Yetkili, “Bu yoğun rekabete dayalı bir ilişki. Biz ittifaklarımızı güçlendirmeye yaptırım yapmayı ve teknoloji ile ulusal güvenlik konusunda atmamız gereken aklıselim adımları atmayı sürdüreceğiz. Bu ilişkiyi sorumlu şekilde yöneterek, çatışmaya dönüşmesini engellemeye karalıyız.” ifadelerini kullandı.

ABD’de bazı basın organları, Sullivan’ın Çinli muhataplarını ABD’deki başkanlık seçimlerini etkilemeye yönelik faaliyette bulunmaktan kaçınmaları konusunda da uyaracağını ileri sürdü. Spekülatif bir konu başlığı olmakla birlikte Amerikan basınının ziyaret sırasında bu konunun da üzerinde durması muhtemel görünüyor.

Ekonomik gerilimler

Her ne kadar Washington, iki ülke arasında iletişim ve diyalog kanallarını sürdürmeye vurgu yapsa da Biden 2021’de göreve geldiğinden bu yana, ABD’nin Çinli şirketlere teknoloji alanındaki kısıtlamalarında belirgin artış kaydedildi.

Biden döneminde 120’den fazla şirket, ABD’nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğu ve Rusya’nın savunma sanayi temelini desteklediği gerekçesiyle “varlık listesi” adı verilen ihracat kontrol listesine eklendi.

ABD Ticaret Bakanlığı, en son 23 Ağustos’ta, 42 Çinli şirketi Rusya’ya Ukrayna Savaşı’nda yaralanacağı ürün ve hizmetleri sağladıkları gerekçesiyle, çok sayıda Rus ve üçüncü ülke şirketleriyle birlikte yaptırım listesine aldığını açıkladı.

ABD Dışişleri Bakanlığının yaptırımlara ilişkin açıklamasında, Washington’ın “Çin’den Rusya’ya ihraç edilen ikili kullanıma (askeri ve sivil) sahip ürünlerin hacminden endişe duyduğu” belirtilerek, “Çin’den ithal ürünler Rusya’nın savunma üretim çevrimi içindeki kritik boşlukları dolduruyor, bu sayede onun silah yapmasına, savunma üretimini artırmasına ve askeri-sanayi temelini güçlendirmesine yardımcı oluyor.” ifadelerine yer verildi.

Çin Ticaret Bakanlığı ise konuyla ilgili açıklamasında bunun Washington’ın tek taraflı yaptırımlarla yargı yetkisini sınır aşırı kullanmasının tipik bir örneği olduğunu, bu türden yaptırımların, uluslararası ticaret düzenini ve kurallarını baltaladığını, normal uluslararası ekonomik ve ticari alışverişleri engellediğini ve küresel sanayi ve tedarik zincirlerinin güvenliğini ve istikrarını olumsuz etkilediğini savundu.

Bakanlık, Çin’in kendi şirketlerinin meşru haklarını ve çıkarlarını korumak üzere gerekli tedbirleri alacağını vurguladı.

“ABD, Çin’i çevreleme ve bastırma stratejisini sürdürüyor”

Çin ajansı Xinhua’nın haberine göre, Dışişleri Bakanlığı Kuzey Amerika ve Okyanusya İşleri Dairesinden “önde gelen bir yetkili”, Sullivan’ın ziyaretinin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD Başkanı Biden arasında Kasım 2023’te ABD’nin San Francisco şehrinde düzenlenen zirvede varılan mutabakatların uygulamaya geçirilmesine ne kadar mesafe kaydedildiğini görmek için iyi bir fırsat olduğunu dile getirdi.

Zirveden bu yana geçen sürede Çin ve ABD’den diplomasi, ekonomi, adliye ve iklim değişikliği alanlarında görüşmeler yapıldığı, ayrıca iki ülke ordularının iletişimi sürdürdüğüne dikkati çeken yetkili, “Ancak bu arada ABD, Çin’i çevreleme ve bastırma stratejisini sürdürüyor, Çin de buna kararlılıkla karşı koyuyor. Çin-ABD ilişkileri kritik dönemeç, bir düşüş döneminin ardından istikrar kazanmaya çalışıyor.” diye konuştu.

Xinhua’nın haberinde Sullivan ve Vang’ın, “ulusal güvenlik ile ekonomik etkinlikler arasındaki sınırları”, “Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu’daki durum gibi uluslararası ve bölgesel meseleleri” ve “özellikle Tayvan sorununu” tartışacağı kaydedildi.

Pekin yönetimi, egemenlik ihtilafı içinde olduğu Tayvan’ı “ulusal çıkarlarının merkezi”, Ada’nın resmi bağımsızlığına yönelik her türlü girişimi ise “kırmızı çizgisi” olarak görüyor, Washington yönetiminden “tek Çin ilkesine bağlı kalmasını” ve Tayvan’ın bağımsızlığını cesaretlendirici adımlardan kaçınmasını talep ediyor.

Washington ise Tayvan’ı resmi olarak tanımasa da 1979 tarihli Tayvan İlişkileri Yasası uyarınca Ada’nın kendini savunma kapasitesine sağlayacak askeri yardımı sağlamakla yükümlü sayıyor.

Güney Çin Denizi

Çin ile kıyıdaş ülkeler arasında egemenlik ihtilafı bulunan Güney Çin Denizi’nin, özellikle son aylarda Spratly Adaları civarındaki sığlık ve resiflerde Filipinler ile yaşanan gerginliklerin Sullivan’ın temaslarında gündeme gelmesi muhtemel.

Pekin yönetimi, Çin’in bölgedeki egemenlik iddialarının “tarihsel ve yasal kanıta dayalı” olduğunu, kıyıdaş ülkelerin aralarındaki anlaşmazlıkları kendi aralarında çözmesi gerektiğini, ABD’nin bölge dışı bir ülke olarak soruna müdahil olmaması gerektiğini savunuyor.

Washington ise 1951 tarihli ABD-Filipinler Karşılıklı Savunma Anlaşması’nın 5. maddesinin taraflardan birine saldırı olması halinde diğer tarafın onu savunacağını öngördüğünü vurgularken, Çin ile Filipinler sahil güvenlik gemileri arasındaki çarpışmalara varan sürtüşmeler ABD’yi bölgedeki bir çatışmanın içine çekme riski taşıyor.

/Ajans/

İlginizi Çekebilir

Koçyiğit: Kenan Evren hayatta olsaydı AKP’yi ayakta alkışlardı
Sicilya’da batan yatın kaptanına ‘cinayet’ suçundan soruşturma başlatıldı

Öne Çıkanlar