Suna Arev: Bir Berlin Gezisi…

Yazarlar

Tarih 28 Kasım 2022…Saat 10:30’da Frankfurt tren garında kadın arkadaşlarla buluşacağız ve tam 48 kadınız, yani bi yarım dünya…

Politik bir gezi Almanya’nın kalbi Berlin’e gidiyoruz. Organizasyonu Sol Parti düzenlemiş. Bizler Yemenli milletvekili Ali Abbas Yahya Al-Dailami’nin davetlileri olarak katılıyoruz geziye. Dört saatlik tren yolculuğu sonrası Berlin’deyiz. İhtişamıyla göz dolduran bir kent. Hava güneye göre oldukça sert, eksi derecede seyrediyor. Neyseki otobüsteyiz kısa bir şehir turu yapıyoruz. Rehberimiz Suzanna .

Checkpoint Charlie: Doğu ve Batı Almanya arasındaki sınır, Sovyet ve Amerikan askerlerinin sınırın iki yakasında nöbet tuttukları bölgede savaşın izlerini görmek hala mümkün. İki tarafın da nöbet tutan asker resimleri büyük panolarla resmedilmiş, büyük kavgaların tanıkları gibi bakıyorlar.

Tam da bu sınırda Sabahattin Ali ve Walter Benjamin’i anmadan geçemiyor insan . Sabahattin Ali, Madonna’yı burada yarattı, kendi yurdundan faşizmden kaçtı ve sınırda öldürüldü. Walter Benjamin de dönemin iyi bir filozofu, yazar ve eleştirmenidir. O da Nazi faşizminden kaçarken İspanya sınırında gestapoya teslim olmamak için  sınırda intihar edecektir.

Modern gökdelenler, büyük işletmeler aynı zamanda büyük sömürü merkezleri kapitalizmin şeffaf camlı kaleleri, her büyük işletmenin milyonlarca euroya mal olmuş binaları arasında yavaş yavaş ilerliyoruz.

Bir zamanlar sıradan halkın çok ucuza oturduğu geniş dikdörtgen binalarının yanından geçerken, Die Linke Milletvekili Saadet Sönmez’in şu cümlesi aklımdan çıkmıyor.

” Tadilat adı altında bu binalar önce boşaltıldı, daha çok dar gelirli halk oturuyordu, sonra  da hepsi zenginlere tahsis edildi…’’ 

İşte Berlin.Yoksul yine yoksul, zengin yine zengin. Kalacağımız otele yerleşiyoruz, kadınlar sıcak, kadınlar emekçi, güvenilir ve içten .

2.günün gezi programı içişleri bakanlığı, teknik yardım kurumunun verdiği kısa bir seminer, doğal afetlerle nasıl mücadele edilir, hızlı köprü yapımından sel baskınları ve deprem anında teknik müdahaleler…Elbette bunun uluslararası boyutları da var.

Saat 15’te ise önemli bir vakfa doğru ilerliyoruz: Willy Brandt Vakfı: Hayatı, politik duruşu başbakanlık süreci ölümüne kadar ışıklı panolarla resmedilmiş. En ilgi çeken ve ödüllendirilen bir resmi var ki o da Varşova’da Yahudi soykırımı anıtı önünde diz çöküp soykırıma uğramış bu halktan ataları adına özür dilemesi…

İçişleri bakanlığı medya ve basın sözcüsünün semineri esnasında yöneltilen sorular görevliyi epeyce terletiyor. Berlin, savaşın izlerini hiç kaybetmemiş kentin tam da ortasındaki Yahudi mezarlığı anıtı da bunlardan biri, belki de en acı olanı. Nazi katliamında soykırıma uğramış 6 milyon Avrupalı Yahudiye atfedilmiş, beton bloklar, bu bloklar düz bir tasarımla, ,insanlığın eşit görecesine ironi bir bakış sergiliyor ki ırkçılığa bir tokat gibi tasarlanmış. Bazılarına göre affetmek erdemdir, bazılarına göre ise unutmak yaşananları tekrar yaşamak ve ölmektir.

Berlin, 2.Dünya Savaşı’nda dünyanın kaderini değiştiren kent…İşte tam da burada Mareşal Zhukov, doğuda faşistleri önlerine katıp Berlin’in içlerine kadar kovalayıp, Hitler’e, ” Buraya kadar” dediği kent. Zhukov’,a burada hiçbir anıtta rastlamadım .Sokak adları ölenlerin adından oluşur, bunların neden, niçin öldürüldükleri genç kuşaklarca pek bilinmiyor.

Yıkılan Berlin duvarının doğu yakasında, savaşta tahrip olmuş bir kilise, kırılan parçalar özenle bir kenara dizilmiş, barışı simgeleyen bronz bir heykel, genç bir kadın ve erkeğin diz çökerek kucaklaşmasını sağlıyor. ikisinin ortasında duran kitabın kapağında bir zeytin dalı, bir güvercin ararken, incille karşılaşıyoruz. “Kapitalizm nasıl da masum”! Sanki bütün savaşların sorumlusu o değilmiş gibi.

Gezimizin son günü toplu olarak parlamentodayız. Sıkı bir kontrolle içeri alınıyoruz. Yanımızda hiçbir şey yok, gülmek, konuşmak, alkışlamak, hatta kazara uyumak yok.

Sosyal Demokrat Parti, Hür Demokrat Parti, Yeşiller, Hıristiyan Demokratlari, Sol parti ve ırkçı AFD ( Almanya İçin Alternatif Parti) her partiden konuşmacılar 4 dakika, ,5 dakika, üç dakika panolarda yazılı ad ve sürelerine göre konuşuyorlar. Politik güncel konular: enflasyon, İran, İstanbul Sözleşmesi. AFD ırkçı partisinin de söz hakkı var kendilerini bir tek kendi milletvekilleri alkışlıyor. En önde oturan genç bir milletvekili var saçları Hitlervari perçemli gayet rahat , oturduğu modern koltuğu ileri geri yaylanarak itiyor.  “Dünya Ari ırktan olanındır” havası var. Dünyanın bütün suçlarını göçmenlerin sırtına vuracak kadar da küstah görünüyor.

Hitler intihar ettiği sığınakta her an hortlayacakmış gibi. Yedekte bekletilen bir güç gibiler parlamentoda ve gittikçe oy oranları yükseliyor. Hiç savaş yaşanmamış, hiç milyonlarca insan ölmemiş gibi , ırkçılık üzerinden tehlikeyle yükseliyorlar.

Avrupa’nın en modern parlamento binasından  ya da Avrupa’nın ın  en nihai kararlarının alındığı merkezinden ayrılıyoruz .Ezilenler birleşmenin başka çaresi yok diyerek.

Son geceyi hep beraber eğlenerek geçiriyoruz, kadın ve yaratıcılığına dair umut var içimizde, hepsi de yetenekleri dahilinde güçlü ve cesur kadınlar, her milliyetten.

Trenimiz Frankfurt garına doğru yol alıyor. Eski DDR, dedikleri eski Sovyet yönetimindeki yerleşim alanlarının bakımsız, harabe, pencereleri kırılmış, hiçbir sanayi yatırımının olmadığı yerden geçiriyoruz. Batıya akan hızlı modern bir trenle ilerlerken şunu  düşünüyor insan ” Sovyetlere bir Ceza” gibi…AFD’nin başını okşar gibi….

İlginizi Çekebilir

Cem Şahin: Ortadoğu’ da Bir Umut Vahası; Rojava
Müslüm Yücel: Tiran ile Kurt hikâyesi

Öne Çıkanlar