Suna Arev: Merck; basit bir eczaneden küresel kimya pazarına

Yazarlar

Saatler sabahın 4: 30’u. Darmstadt Luisen meydanından kalkan metro Arheilgen gūzergahına doğru  ilerliyor. Metronun bütün vagonları hınca hınç işçilerle dolu. Hepsi temizlik işçileridir ve abartısız hepsi göçmendir…

Kuzey istasyonundan sonra kadife sesli bir kadın anonsu sonraki durağın Merck olacağını söylüyor..Hem nasıl bir huşu içinde , nasıl bir güzel dokunuşla ,kendinizi o sesle çiçekli bir bahçede yürür gibi hissedersiniz…Ne kadar uykusuz olursanız olun, o ses, sizi tatlı bir hayale sürükler…

Merck’te iner işçiler… Vagon vagon, kadın ve erkek işçiler… Bir sonraki metro 7 dakika sonradır ve saat 6’ya kadar metro buraya ücretli köleleri durmaksızın taşır…Yorgun ,mutsuz yüzler iner Merck ‘in şeffaf kaldırımlarına…

Onların hemen hepsi taşeron firmalara bağlı işçilerdir. Merck’in direkt aldığı işçiler değil…
Gidecekler, temizlik  arabalarını kuşanıp , koridorları ,laboratuvarları , büroları  tuvaletleri kısaca insan elinin ve ayağının değdiği her yeri temizleyecekler..Saat ücreti 10 euro 30 senttir. Şimdilik işçi ve sınıf bilincinde uzak birbirlerini yemekle meşguller.

Temiz yapılmayan yerlerin fotoğrafları çekilir, işçi başına şikayet edilir, belki de bazıları işten atılır. İşçi başı bir iki afferin çeker, sonra bir gün sıra onlara da gelir velhasıl bu böyle devam eder. Şimdilik  asıl düşmanlarının farkında değiller…Bu gidişat epey zaman alacağı da benzer…

Hiçbir patron iyi değildir ve her sermayenin altında ezilen emekçilerin alın teri ve kanı vardır…Ve bütün sermayedarlar adi birer hırsızdır…Emek hırsızıdır…

Temizlik aşamasından sonra kantin ve yemek organizasyonu başlar..Her şey temiz ,kaliteli ve kusursuz olmalıdır zira üstün bir üstü, bir üstün bir daha üstü vardır..Alttakiler kusursuzu başarmak zorundadır…Aksi halde işlerini  kaybederler ki bu onların aileleri için de yıkım olur…Örgütsüz ve adil bir sendikaları olmayınca ücretli kölelikleri devam edecektir..

Merck Abschlussdokumentation

Ve basit bir eczaneden küresel kimya fabrikasına dönüşecek ,sermayedarları da yaratacaklardır.
Neyse biz Merck ailesinin  basit bir eczaneden, küresel bir kimya  fabrikasına nasıl dönüştüğüne bakalım…

Merck; dünyanın en eski kimya fabrikası 1668 yılında Friderich Jakop Merck tarafından kurulmuş.
Darmstadt kent merkezindeki Luisen Meydanı’ndan daha önce bir yazımdan bahsetmiştim. İşte bu meydanda kare şeklinde yükselen bir bina ve alt kısmı tamamen eczane olan Merck binası vardır. Bina 1668 yılından beri Merck ailesine aittir. Eczanenin adı (Engel Apoteke) Melek Eczanesi ‘dir.

Merck ailesinin yükseliş noktası ; Melek Eczanesi’nin kısa öyküsü şöyle:

Schweinfurt’lu eczacı Frederich Jacob Merck memleketinde herhangi bir mesleki ilerleme sağlayamadı. O ve kardeşleri bir şehir eczanesinde geçici işçi olarak çalıştılar. 1631’de Otuz Yıl savaşlarının bitiminden üç yıl sonra, 20 yaşında Schweinfurt’tan ayrıldı.  Hayatının son 17 yılı hakkında çok az şey biliniyor.
1668’de Darmstadt’taki ikinci şehir eczanesini , daha sonra ev ve bahçeli Melek Eczanesi’ni satın aldı .26 Ağustos 1668′ de Frederich Jacob Merck’e eczane için ayrıcalık verilir. Bu bir sertifika ile belgelenir.

Bitkisel ilaç üretimiyle yola çıkan Merck , Melek Eczanesi’ni üretim alanına çevirerek yan binaları da satın alır.1715 yılında Jakop Merck’in ölümüyle Melek işletmesi, George Frederich Merck, Johan Franz Merck, Johan Justus Merck… Anlayacağınız Merck ailesiyle devam eder.

1816’da ilk kurucusunun soyundan gelen Emanuel Merck, eczaneyi  devralır. Bilimsel eğitimi sayesinde, bir kaç farklı şeyi izole etmekte başarılı olur. Alkaloidler içinde eczane’s laboratuvar ve bunu yaparak bir dizi ilaç elde eder. Bu maddelerin üretimine 1827’ de başlar ve onları bir”Farmasötik ve Kimyasal Yenilikler Kabini” olarak lanse eder.  Burada bir dizi ilaç üretmeyi başarır. Emmanuel ve sonradan gelecek Merck kuşağı,  yavaş yavaş bir kimyasal -eczacılığa ait fabrika- farmasotik preparatlar için ham maddelere ek olarak çok sayıda başka kimyasal ilaç da üretir.

Kimya fabrikası gelişir ve Merck 1891’de ek olarak Amerika’da da işletme kurar. 1 Dünya Savaşı’na kadar Merck’i kimya üretimi Amerika ve Kanada’da devam etse de savaş sonrası Amerika Merck ‘in oradaki fabrikasına el koyar ve ilaç fabrikasını kendileri yönetir.

Kuşkusuz  yine de Merck , uzun bir dönem Darmstadt ilaç ve kimya sektöründe küresel ticari karını en önde götürür. Nazi yönetimi yıllarında ise küresel Merck ‘in sahibi  Karl Emmanuel Merck ‘tir. Nazi partisi  1933’ Merck’in ünvanını alarak adını “Wehrwihrtschaftsfuhrer” (Askeri Ekonomik Lider) olarak belirler.

Karl Merck 1939 yılında üyesi olduğu Nazi Partisi lideri Hitler’e 50.yaş günü hediyesi olarak bir telgraf çeker ve şöyle der; “50’inci doğum gününde, Alman halkının liderine yürekten tebrikler ve değişmez bir sadakat sözü veriyorum…”

Karl Merck, Nazi dönemi boyunca ,fabrikada yatıp kalkan bir yere çıkmayan zorunlu kadın işçilerin emeği üstünden bu kirli savaşa hevesle yardım eder. 2.Dünya Savaşı’nda Merck, narkotikler, vitaminler  bileşikleri ve diğer kimyasalları üretiyordu. Şirketin hesabına göre 265 zorunlu işçi Darmstad’taki fabrikada çalışıyordu. Çoğu Rusya ve Polonya’dan getirilen kadın işçilerdir. Ek olarak birkaç yüz yabancı kadın işçi Fransa ve Belçika ‘dan istihdam edilmiştir.

12 Aralık 1944’te İngiliz uçaklarının hava saldırısı sonucunda fabrikanın yüzde yetmişi tahrip olmuş ve bu merkezde zorunlu çalışan 55 kadın işçi ölmüştür. 1945 yılında Nazilerin yenilgisiyle sonlanan savaşta Merck ‘in kapıları kapatılır…Günlerce savaş suçu belge ve kanıtlar yok edilir.

Karl Emmanuel Merck parasının ve gücünün yardımıyla çok kısa bir hapis yatar ve beraat eder. Onu dava eden bir sosyalist aynen şöyle der: “Vay yalanın haline, gerçek peşini asla bırakmaz”. Merck uzun yıllar kokain üretimini de yasal olarak elinde bulundurur, cinsel gücü arttırıcı hapların üretimini yasal olarak kabul etmese de…vay yalanın haline.

2.Dünya Savaşı sonrasında birçok kimyager Amerika ‘ya gitmiş kirli çalışmalarını buradan devam ettirmiştir…Merck hala dünyanın en eski kimya fabrikası, dünya çapında 66 ülkede şubesi var. Ve 57 bin çalışanına sahip en güçlü küresel fabrika.

Sıvı kristaller( elektronik  eşyalar için), hayat bilimi ve performans kimyasalları, Biyoprocessing-Solutions, küçük moleküller ve biyofarmasötikler üretir. 2019 verilerine göre yıllık gelir oranı. 16 milyar 152 milyon Euro’dur.

Bu gelir her yıl ,yüzde altı büyüyerek devam ediyor. Merck, Darmstadt , kent merkezinin dışında Arheligen bölgesinde kurulu bir fabrika. Eski yapısı özenle korunmuş ,dış duvarları aslanbaşı kabartmalarıyla süslenmiş. Kasabanın büyük bir bölümünü kaplayan ihtişamlı , şeffaf bir görüntüsü var.

Dış görünüm, otopark alanları bahçe ve mimari yapısıyla epeyce gösterişli ve müsrif davranmış.

Şimdi işçiler dönüyor, çoğu başka ek ya da kaçak işlerde çalışmak için akşama kadar koşturacaklar .Saat ücreti 10 euro 30 sent..En büyük düşmanları şimdilik yine kendileri…uyanıncaya kadar, yazık ki böyle devam edecek.

Metrodaki kadife sesli kadın bir sonraki dönüş istasyonunun Kuzey Garı olacağını söylüyor. Kadife ses işçi sömürüsünün yoğun olduğu bu sanayi kentinde , işçilerin sırtında iğneli bir değneğe dönüşüyor…Bu meydanlar 1900’lü yılların işçi ayaklanmalarını ne kadar da özlüyor….

İlginizi Çekebilir

Hakan Tahmaz: Barış hakkı ve mücadelesi
Eyüp Ensari: Geleceğin cumhurbaşkanı kim olacak II

Öne Çıkanlar