Suna Arev: Sırtlanlar arasında

Yazarlar

Hayvanlar arasında, en vahşi, en acımasız türdür sırtlan. Avlarını yakaladıklarında, diğer hayvanların aksine boğmadan canlı canlı, etlerini kopararak yer. Genellikle avlanmak yerine, başka hayvanların avladıklarını gasp ederek karnını doyurur. Yaşlanmış, av hissini kaybetmiş hayvanları da büyük bir zevkle canlarını kopara kopara yiyip tüketir. En büyük rakibi aslanın bile yuvalarından yavrularını çalıp, parçalayacak kadar acımasızdır.

Mecbur kaldığında leş yer, fakat bundan canlı yediği kadar haz ve zevk almaz. Ne kedi ne de köpek türündedirler. Kürt bölgelerinde bir çizgili türü vardır ki bunlar da çizgili sırtlandır.  Bunlar da mezardaki ölüleri çıkarıp yemeleriyle ünlüdür. Yeni ölmüş birinin gömüldüğü mezarın üzerinde ateş yakılması da bundandır. Sırtlanı mezardan uzaklaştırmak amacıyladır.

Kâra doymayan kapitalist sırtlanlar da böyledir. Bunlar öyle bir ağı vardır ki dünyanın bütün ezilenlerinin yavrularını yuvadan alıp canlı canlı, gözümüzün içine baka baka, parçalarlar. Bu facianın adı da ‘uyuşturucudur.’

Günümüz gençliğinin yok edilip tüketilmesine yol açan bu bela sistem tarafından desteklenmekte, yoksulların canına bir sırtlan gibi saldırmaktadır. Avrupa’nın hemen hemen bütün kentlerinde uyuşturucu satışları polisin gözü önünde yapılır. Sırtlanlar bu hamleyle sadece gençleri değil, aileleri de paramparça ederler..

Uyuşturucuya bulaşan aile fertlerinden biri kendisiyle beraber ailesini de maddi ve manevi yıkıma uğratarak tüketir.

Gençler siyasete bulaşmasın, koltukları elden gitmesin diye dünyanın bütün sırtlanlarına alanlar bizzat devlet eliyle açılır.

Uyuşturucu bağımlısı kişinin sosyal çevresi daralır, agresif, şiddet eğilimli başka bir yaratığa dönüşür. Gelecek kaygısı tükenir , günlük, anlık yaşar ve ne yazık ki ömürleri de kısa sürer.

Tarihler  23 Şubat 2015’i gösterdiğinde Almanya’nın Nürnberg kentinde, uyuşturucu bağımlısı Nurhak Kınık, evsizler yurdunda kalıyordu ve güya tedavi oluyordu.

23 Şubat gecesi anne ve babasına uğrayan genç, babasının başka bir odaya geçmesini fırsat bilerek annesi Gülbahar Kınık’ın boğazını keserek öldürdü. Birkaç ay sonra annesini öldüren Nurhak’ın hafızasında böyle korkunç bir olayın izi dahi kalmadı…

2020 Aralık ayının son günleri Tahsin Kınık’ta koronadan yaşamını yitirdiğinde, geride sadece psikolojisi allak bullak olmuş genç kızlarını bıraktı…

Sırtlanların duyguları yok, dişleri bütün insanlığı kemirecek kadar keskin…

Bu dişlerin arasına düşenin vay haline…

Sırtlanları yok etmenin bir yolu olmalı, buna bir çare bulunmalı…

İlginizi Çekebilir

Temel Demirer: Klasik Müziğin Önemi
Zülküf Kurt: Kılıçdaroğlu Kürt oylarından nasıl bu kadar emin?

Öne Çıkanlar