Gazete Pencere’den Caner Taşpınar’ın haberi:
Suriye Genel İstihbarat Servisi Başkanlığı’na Enes Hasan Hattab getirildi.
Enes Hasan Hattab, yıllardır Suriye’deki yeni HTŞ yönetiminin lideri Golani’nin (Ahmed Şara) yanındaydı.
Şam kırsalındaki Ciyrud kasabasında doğan 37 yaşındaki Hattab, daha önce “Ebu Ahmed Hudud” olarak biliniyordu.
Dünyada halen resmi olarak terör örgütü kabul edilen HTŞ’nin kurucuları arasında yer alan Hattab, 2014’te ABD’nin yaptırım listesine alındı.
Suriye’nin yeni istihbarat patronu Enes Hasan Hattab, İçişleri Bakanlığı’na bağlı İç Güvenlik Stratejileri Dairesi Başkanlığı’nın 2021’deki “DEAŞ” raporunda yer aldı.
Golani’nin 6 kişilik hücresindeymiş
IŞİD’i ayrıntılı olarak anlatan 124 sayfalık raporun “Irak İslam Devleti’nin Suriye’ye Girişi ve DEAŞ’ın Kurulması” ara başlıklı bölümde Enes Hasan Hattab’ın HTŞ lideri Golani’nin 6 kişilik hücresinde olduğu belirtildi.
IŞİD’in 2019’da öldürülen lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin talimatıyla 2011 yılında IŞİD’in Suriye kolunu kurması için Golani görevlendirilmişti. Golani’nin yanındaki 6 kişiden biriyse Enes Hasan Hattab’dı. Golani ile yola çıktığında Hattab 24 yaşındaydı.
Bakanlığın raporunda, 2011’deki görevlendirme ve yaşananlar şöyle anlatıldı:
“2011 yılının Mart, Mayıs ve Haziran aylarında Esed rejimince ilan edilen genel afla birlikte hapiste olan pek çok El-Kaide bağlantılı terörist serbest kalmış ve bu teröristler Selefi eğilimli gruplara katılmıştır.
Bu dönemde (sözde) Irak İslam Devleti örgütünün lideri olan Ebu Bekir el-Bağdadi, kendi örgütünün Suriye kolunu kurma görevini Musul, Sincar ve Tel Afer’in bağlı olduğu Kuzey Ninova eyaletinin emiri olan Ebu Muhammet el-Colani’ye ve ona yakın 6 kişiye vermiştir. Colani’yle birlikte Suriye’ye giden kişilerden biri, 2003’ten beri Irak El-Kaidesi üyesi olan Irak uyruklu Meyser Ali Musa el-Cuburi’dir (Ebu Mariye el-Kahtani). Cuburi, sonradan Nusra Cephesi’nin dinî sorumlusu olmuştur. Bir diğer kişi, Filistin kökenli Ürdünlü Mustafa Abdüllatif el-Salih’tir ve Irak El-Kaidesi’nin yabancı savaşçı temininden sorumludur. Görevlendirilenlerden biri de Ebu Musab el-Zerkavi’nin kayınbiraderi olan Filistin kökenli Ürdünlü İyad Tubasi’dir (Ebu Cüleybib). Bunların yanı sıra Ebu Ömer el-Filistin ile Suriyeli Enes Hasan Hattab ve Salih el-Hamavi görevlendirilenler arasındadır.
Colani önderliğindeki yedi kişi 2011 yılının Ağustos ayında Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke şehrine gelerek Irak El-Kaidesi ve (sözde) Irak İslam Devleti tarafından Humus, Şam ve Halep’te oluşturulan hücrelerle bağlantı kurmuştur. Esed’in ilan ettiği af sayesinde bu hücreler eleman temininde sıkıntı yaşamadan yeniden aktif hale gelmiştir. Zaten Suriye’deki cihatçı hücreler ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra hareketlenmiştir. ABD’nin Irak’ı işgal etmesinin ardından Esed rejimi ABD’ye karşı Irak El-Kaidesi’ni ve sonra (sözde) Irak İslam Devleti örgütünü eğitmiş ve Irak’a göndermiştir.”
Golani’nin gizli toplantıları
Bakanlığın “DEAŞ” raporunda ayrıca Golani’nin IŞİD’den ayrılma süreciyse şöyle yer aldı:
“Colani 2011 yılının Eylül ve Ekim aylarında gizli toplantılar yapmıştır. Bu toplantılar sonucunda Nusra Cephesi’nin kurulmasına karar verilmiştir. 2012 yılı Ocak ayına kadar kuruluşunu ilan etmeyen örgüt, bu süre içinde Suriye’nin her yerinde küçük hücreler kurmuş ve var olan hücreleri güçlendirmeye çalışmıştır. Nusra Cephesi 23 Ocak 2012 tarihinde kuruluşunu resmen ilan etmiştir. 2012 yılının Aralık ayında ise ABD, Nusra Cephesi’ni (sözde) Irak İslam Devleti’yle olan ilişkisinden dolayı terör örgütü listesine almıştır.
Nusra Cephesi, Suriye’de topraklarını genişletmesi ve maddi olarak güçlenmesi sonucu Ebu Bekir el-Bağdadi’den bağımsız hareket etmeye başlamıştır. Bunun üzerine Bağdadi, 2012 yılının Aralık ayında Colani’den (sözde) Irak İslam Devleti’yle bağlarını açıkça ilan etmesini istemiştir. Colani ve Nusra Cephesi’nin şûrası bunu kabul etmemiş; bunun üzerine Bağdadi, “Susturucuların Şövalyesi” lakaplı temsilcisi Hacı Bekir’i Nusra Cephesi içinde kendisine muhalif isimlere suikast düzenlemesi için Suriye’ye göndermiştir. Hacı Bekir, Halep’in kuzeyindeki Tel Rıfat kasabasında Bağdadi’ye sadık olan Amr el-Ebsi ve Ebu Ömer el-Şişani’yle görüşmüş ve Bağdadi’ye sadık adamlarla Colani’yi takip etmiştir.
Nusra Cephesi, (sözde) Irak İslam Devleti örgütünün Özgür Suriye Ordusu komutanlarına yönelik suikast planlarını bozunca Bağdadi, Colani’ye son bir mektup yazarak (sözde) Irak İslam Devleti’ne bağlılığını ilan etmesini istemiştir. Colani’nin bu teklifi de reddetmesi üzerine Bağdadi bizzat Kuzey Suriye’ye gelerek kendisine bağlı Nusra Cephesi militanlarıyla toplantılar gerçekleştirmiştir.
Bağdadi 13 Nisan 2013 tarihinde yayımlanan bir videoda, (sözde) Irak İslam Devleti’nin Suriye’ye doğru genişlediğini, Nusra Cephesi’nin (sözde) Irak İslam Devleti’ne bağlı olduğunu, bundan sonra örgütlerinin (sözde) Irak Şam İslam Devleti olarak anılacağını ifade etmiştir. 36 saat sonra Nusra
Cephesi lideri Colani, Bağdadi’nin iddialarını yalanlamış ve kendisinin El-Kaide lideri Eymen el-Zevahiri’ye biatının devam ettiğini söylemiştir. Ancak Colani’nin çağrısı etkili olmamış ve örgütün militanlarının çoğunluğu (sözde) Irak Şam İslam Devleti safına geçmiştir. El-Kaide yönetiminin tarafları ikna çabalarının da sonuç vermemesi üzerine DEAŞ, Suriye’de diğer muhalif unsurlara saldırılar başlatmıştır. Nusra Cephesi ise Suriye’deki Selefi eğilimli muhaliflerle iş birliği yoluna gitmiştir. El-Kaide lideri Eymen el-Zevahiri, 2014 yılının Şubat ayında DEAŞ ile herhangi bir bağlarının bulunmadığını açıklamıştır. El-Kaide ve DEAŞ arasındaki anlaşmazlıktan El-Kaide’ye bağlı diğer gruplar da etkilenmiştir.”