Suriye: Katliam günlerinde Alevi köylerinden 50’den fazla kadın kaçırıldı

GenelGündem

Merkezi Rojava Kürdistanı’da bulunan ANHA haber ajansından Ehmed Semîr HTŞ ve diğer Cihadist grupların Alevilere karşı yürüttüğü katliam saldırısı sonrası yaşadıkları yeri terke etmek zorunda kalanlarla görüştü. Cihadist güçlerin yaklaşık 50 Alevi kadını kaçırdığı belirtiliyor

 Baas rejiminin devrilmesinin ardından Hums, Hama ve Suriye’nin diğer kıyı bölgelerinde Alevilere yönelik katliam saldırıları başladı. Bazı Alevi aileler katliam ve tehditler kurtulmak için Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerine sığındı. 

Kimliğini paylaşmak istemeyen Alevi bir ailenin üyesi olan kendisine AIi Ömer denmesini isteyen kişi de ailesinin katledilmesinden endişe duyarak Kuzey ve Doğu Suriye’ye gidenlerden.

Hums’un doğu kırsalından gelen Ali Ömer, 8 Aralık 2024’ten sonra bulundukları bölgede karışıklığın arttığını ve Suriye’nin kıyı bölgelerine geçmek zorunda kaldıklarını ancak burada da aynı karışıklığın devam ettiğini söyledi.

Lazkiye’nin Ceble bölgesine geldiklerinde oğlunun buradaki bir kontrol noktasında ırkçı saldırıya maruz kaldığını ifade ederek, “Vahşi bir şekilde Alevi ve Sünniler arasında ayrımcılık yapmaya başladılar. Alevileri bir yana Sünnileri bir yana çektiler. Oğlum kaçma imkanı olmasına rağmen katledilmemek için Sünni gençler arasına girdi” dedi.

Ali Ömer ve ailesi, iki gün sonra tekrar köyüne döner. Ali Ömer, sonrasında yaşadıkları şöyle anlatıyor: “Köye ulaştığımız zaman yüzü kapalı silahlı gruplar Alevi köylerine saldırdı. Rastgele mermi yağdırıyorlardı. Sonra katliamlara, işkencelere, talana başladılar. Bana vurdular, kafamı kesmekle tehdit ettiler. Beni 20 metre yerde sürüklediler.”

Ali Ömer’in anlattıklarına göre, Şam iktidarına bağlı silahlı gruplar ve Türk devletine bağlı cihadistler Hums’un doğusundaki 6 köyü kuşatmaya alır, köyün erkeklerini sopalarla, şişlerle sorguya çekiyor. Bunların kendisine ‘ya silahlarını teslim etmeleri ya da öldürülmeleri’ seçeneklerini sunuyor. Ali Ömer, devamla şunları belirtiyor: “Bizde silah yoktu ama buna rağmen erkeklerden silahlarını bırakmalarını ya da işkenceye ve katliama maruz kalacaklarını söylüyorlardı. Motosikletini teslim etmek istemeyen bir genci babasının gözü önünde, gözlerini kırpmadan katlettiler.”

Bunların bölge demografisini değiştirme amacında olduğunu söyleyen Ali Ömer, Alevilerin yerlerinden edildiğini, yerlerine bu silahlı gruplar ve ailelerinin getirildiğini belirtti.

İsmini Nedva Selim olarak veren başka bir kişi de silahlı grupların ilk aşamada ‘haklarında gözaltı kararı olanları arıyoruz’ dediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Haklarında karar var dedikleri kişilerin hepsi suçsuz günahsız, hiçbir çatışmada yer almamış insanlardı. Oradaki halk çocuklarını teslim etmek istemedi ve çatışma çıktı.”

Nedva, silahlı grupların, Alevilerin kaçışını önlemek için dağlık alanlarda yangın çıkardığını ve ardından Herîsûn, Qirêfîs, Qebû ve Dalya gibi Alevi köylerine saldırarak evleri yağmaladığını, yurttaşlara ait araç ve mülkleri talan ettiğini ifade ediyor.

Nedva da bu silahlı grupların amacının demografik değişim olduğunu, Alevi ailelerin zorla göç ettirilerek yerlerine silahlı gruplar ve ailelerinin yerleştirildiğini söylüyor.

50’den fazla Alevi kadın ve genç kadının kaçırıldığını ve İdlib’de köle pazarlarına götürüldüğünü belirten Nedva, bu katliamların Türk devletine bağlı ‘El Hamzat’ ve ‘El Emşat’ güçleri tarafından yapıldığına dikkat çekiyor.

/ANHA/

İlginizi Çekebilir

Bolivya’da uçak kazası: 5 kişi timsahların yaşadığı bataklıkta 36 saat yaşam mücadelesi verdi 
Behice Feride Demir: Unkapanı’ndan Bostancı Gösteri Merkezi’ne: Kürtçenin Üç Hâli

Öne Çıkanlar