Tehlike Büyük: Metamfetamin Fakirin Ekmeği, İç Memet İç!

GenelGündem

Aslıhan Gençay #P24Blog‘da yazdı:

Afganlı “doktorun” ilettiği IBAN’a ödeme yaptıktan sonra kullanıcının telefonuna, metamfetamini alacağı Ankara’daki boş arazinin konumu gönderiliyor.


Herkesin bildiği ama kimsenin konuşmak istemediği, neredeyse görmezden gelinen çok büyük ve tehlikeli bir sorunumuz var: Uyuşturucu. Ve uyuşturucunun en korkunç, ölümcül hâllerinden biri: Metamfetamin

Şimdiye kadar Türkiye’nin gittikçe battığı uyuşturucu bataklığı, uluslararası uyuşturucu baronlarının dahi ülkeyi mesken tuttuğu ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu uyuşturucu trafiği çokça yazıldı, çizildi.

Peki, son dönemde bu korkunç maddenin, metamfetaminin, halk içinde yayılma hızını biliyor musunuz? Gelinen nokta şu ki artık sadece gençleri tehdit etmiyor metamfetamin. Mesela siz bu satırları okurken üst kattaki belediye işçisi komşunuz, yan apartmandaki esnaf, her sabah karşılaşıp selamlaştığınız iki çocuk babası amca, evinize tadilata gelen usta, öğretmen bir anne ya da TBMM’de çalışan bir danışman, metamfetamin kullanıyor. Dar ve orta gelirli, sıradan bir hayat süren ailelerin dahi içine sızarak en az bir bireyi ele geçiren bu meret, sadece kullananları zehirlemekle kalmıyor, yarattığı yan etkilerle aile içinde kadına ve çocuğa şiddet vakalarını da arşa çıkarıyor.

Tabii şimdi resmî makamlar, kayıtlar üzerinden “vaka sayısı az” mealinde bir açıklama da yapabilir fakat hemen belirtelim, resmî kayıtlara geçmeyen ve metamfetamin bağımlılarının faili olduğu o kadar çok aile içi şiddet vakası mevcut ki, inanamazsınız.

Ekonomik krizin derinleşmesiyle mutsuzluk, umutsuzluk ve çaresizlik yaygınlaştıkça metamfetamin bağımlılığı da doğru orantılı olarak artıyor. Maalesef ki artık fakirin ekmeği umut değil, metamfetamin oldu ülkemizde.

Geçen hafta sosyal medyada sadece Edremit Körfezi’ndeki metamfetamin bataklığına, aile babalarına, köylere, çoluk çocuğa kadar yayılan bu zehre kısaca değinmiştim. Şimdi tehlikenin boyutunu biraz daha açacağız ve farklı illerle bölgelerden de bahsedeceğiz. Baştan söyleyeyim İstanbul konumuz değil zira İstanbul’un hemen hemen her yoksul mahallesinde metamfetamin satıldığını ve kullanıldığını hepiniz biliyorsunuz artık.

Fiyat aralığı 50 TL’den 200 TL’ye
Son yıllarda hızla artan metamfetamin bağımlılığında; metamfetamin fiyatının düşmesi ve geçmiş yıllarda sadece esrar kullanan bağımlıların, daha ucuz fakat daha ölümcül olan bu maddeyi tercih etmesi de etkili oldu.

Edindiğim bilgilere göre, şu anda esrarın gram fiyatı 200 TL civarıyken metamfetaminin gramına 200-600 TL aralığında fiyat biçiliyor. Ama önemlisi isteyenler, daha “düşük kaliteli” metamfetamine 50 TL’ye de ulaşabiliyor.

Metamfetamin ülkeye İran’dan geliyor. İran sınırında bulunan Hakkâri Yüksekova, Ağrı, Iğdır ve Van’dan kolayca geçirilen madde, artık ülke sathında bir sorun hâline geldi. Özellikle İzmir ve Edremit’in, metamfetamine en kolay ulaşılan ve yaygın olarak kullanılan yerler olması, maddenin likit hâlde Aliağa Limanı’ndan getirildiği veya İzmir ya da Balıkesir’de kristalize eden laboratuvarların bulunduğu ihtimalini de düşündürüyor. Araştırılmalı! Metamfetamin ülkeye nasıl bu kadar kolay giriyor, nasıl bu kadar kolay edinilebiliyor ve satılabiliyor? Bu soruların cevabını, elbette ki devlet yetkilileri vermeli.

Bugün ülke mafyacıların, çetelerin, uyuşturucu tacirlerinin, madde bağımlılarının, ruhsatsız silah taşıyan ve sokaklarda çatışanların cirit attığı bir arenaya döndüyse sorumluluğun büyüğü, adli suçluların ve bu tuzaklara sürüklenenlerin değil, ekonomik krizi yaratanların, insanları çıkışsızlık ve umutsuzlukla metamfetaminden medet umar hâle getirenlerin ve madde bağımlılığı ülkenin en ücra köylerine dek yayılmışken gerekli müdahale ve denetimleri yapmayanlarındır.

Ankara’da “incelikli” satış
*Aldığım bilgilere göre Ankara’da metamfetamini Afganlılar sağlıyor ve ilk satışta metamfetamin bağımlılara, “İran’dan geldi, zihin açıyor, hiçbir yan etkisi yok” diye pazarlanıyor.

*Bağımlı ve kullanıcılar, kendilerine “doktor” adını veren satıcılarla telefonda muhatap oluyor.

*“Doktor” tarafından gönderilen IBAN’a metamfetaminin ücreti yatırıldıktan birkaç saat sonra, kullanıcıya bir konum gönderiliyor ve bu konum genellikle Gölbaşı, Esenboğa ya da Temelli yolundaki boş araziler oluyor. Kullanıcı, iletilen konumdan metamfetamini alıyor ve böylelikle kimse ne birbirinin yüzünü görüyor ne de adını biliyor. Tabii bu incelikli sistemi Afganlılar akıl etmiş olamaz değil mi? Acaba akıl verenler kimler?

*Halktan gelen tanıklık ve bilgiler, metamfetamin kullanımının TBMM çalışanları ve birtakım danışmanlara kadar yayıldığı yönünde. Lakin bana iletilen parti ve kişi isimlerini bu yazıda yayınlamayacağım.

*Ayrıca Ankaralılar, metamfetaminin illerinde üretiliyor olabileceğini ve hatta bu yüzden dağıtım yollarında yakalanmaların yaşanmadığını da düşünüyorlar. Bu ciddi bir şüphe ve görmezden gelinemez.

*Yukarıda bahsettiğim arazi alışverişi dışında, Ankara’nın Dikmen, Keçiören ve Sincan semtleri de metamfetamin satışının torbacılar aracılığıyla rahatlıkla yapıldığı bölgeler.

İzmir: Zenginlere kokain, yoksullara meth
*İzmir, metamfetaminin en yaygın olduğu ve ulaşılabildiği bir il. Bu nedenle yukarıda da belirttiğim gibi İzmirliler, metamfetaminin Aliağa Limanı’ndan giriyor olabileceğini veya İzmir’de bir metamfetamin laboratuvarı kurulduğunu düşünüyor.

*Önemli tanıklıklardan birine gelirsek: Bornova merkez ile Atatürk Mahallesi arasında yer alan Çamdibi Mahallesi, genellikle Suriyeli sığınmacıların yoğun olarak bulunduğu bir semt. Ve burada 15-16 yaşında çocukların, özendirme veya kaçırma yoluyla metamfetamine alıştırıldığını, yine bu çocukların tehdit ve işkenceyle uyuşturucu satışına zorlandığını, bizzat madde bağımlısı çocuklarla ilgilenen eğitimciler anlattı.

*Örneğin mağdur ve bağımlı çocuklardan biri, kız arkadaşının mezuniyet töreninden sonra kaçırılarak Çamdibi’nde dövüldüğünü, satıcı olmaya zorlandığını, kabul etmeyince de makatına şişe sokulduğunu anlatıyor! Satıcılığa başladıklarında ise genellikle Bornova’da yaşayan yaşlı zenginlere kokain sattıkları, yine mağdur çocukların aktardıkları arasında. E ne de olsa metamfetamin fakirin zehri, zenginin değil!

*Edremit Körfezi’nde satılan metamfetaminin bir kısmını İzmir’den temin ettiklerini, bizzat aracı ve torbacılar söylüyor. Basmane, en bilinen temin etme bölgesiyken, yine İzmir’in Kadifekale, Doğançay ve Tepecik semtlerinde de metamfetamin satışı yapılmakta. Bu bölgelerde kurulan ölüm pazarının, ülkücü faşistlerin elinde olduğunu hemen hemen tüm satıcı ve kullanıcılar belirtiyor.

*Bergama çevresindeki güneş gören bölgelerde “medikal” adı altında kenevir yetiştiriliyor. Bu kenevir tarlalarının hepsinin başına ise silahlı güvenlikler yerleştirilmiş durumda.

*Ayrıca Lyrica adlı yeşil reçeteli bir ilacın, tanesi 40 TL’den gençlere satıldığı ve gençlerin son dönemde bu hapa rağbet ettikleri de öğrendiklerim arasında.

Edremit Körfezi tehdit altında
*Edremit Körfezi’nde son bir yılda artan metamfetamin bağımlılığının, bu maddenin fiyatının esrardan daha ucuz olmasıyla da ilgisi var.

*Metamfetamin genellikle Havran’dan gelerek Edremit’in İbrahimce Mahallesi’nde dağıtılıp satılıyor.

*Peki, Havran’da bir metamfetamin kristalize etme veya üretme merkezi olabilir mi? Neden olmasın? Araştırılmalı.

*Balıkesir, İzmir’den sonra metamfetaminin en kolay bulunabildiği ve ulaşılabilir olduğu iller arasında. Edremit’in hemen hemen her köyüne yayılan metamfetamin bağımlılığı, bazı köylerde her gün kriminal vakalar, silahlı yaralamalar ve öldürme olaylarının yaşanmasına neden oluyor. Özellikle tahtacı Alevi köyleri, bu kâbustan illallah etmiş durumda fakat yetkililer soruna çözüm bulmuyor ve bataklığı kurutmak yerine “ısırdıklarında” sivrisinekleri yakalamakla oyalanıyor.

Mersin’in metamfetaminle imtihanı
*Mersin’in mahalleleri Demirtaş, Çilek ve Yenipazar, metamfetaminin kolaylıkla bulunabileceği ve satıldığı yerler.

*Özellikle Demirtaş Mahallesi’nden gelen bilgilere göre; kullanıcıların metamfetamini şüphe çekmeden almaları için paketler, bilardo salonlarındaki masaların altına yerleştiriliyor. Ayrıca Ankara’daki araziden dağıtım sisteminin, Mersin’de de uygulandığından bahsediliyor.

*Belirtmek isterim, yukarıda saydığım mahallelerin ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı bölgeler olması, kimseyi yanıltmasın. Metamfetamin ağı ve dağıtımı, Mersin’de de genellikle ülkücülerin kontrolünde. Uyuşturucu ve metamfetamin bağımlılığı ise tekrar altını çizelim; etnik köken temelinde değil, yoksulluk ve umutsuzlukla bağlantılı olarak yayılıyor.

Antalya’nın kalem parfümleri
*Antalya’nın en ünlü suç mahalli olarak bilinen Zeytinköy, metamfetamin satışı denince de ilk akla gelen yer.

*Resmî kayıtlarda, Muratpaşa ilçesinin Yeşildere Mahallesi olarak geçmesine rağmen Zeytinköy olarak bilinen bu bölgeden, neredeyse her hafta bir silahlı çatışma ve uyuşturucu satışı haberi gelmekte. Geçtiğimiz hafta polisin uyuşturucu operasyonu yaptığı mahallede, anlatılanlara göre metamfetamin temini ve satışı hâlen devam ediyor.

*Bağımlıların, maddeyi içmek için marketlerden aldıkları kalem parfümleri kullandığını ise pek çok Antalya esnafı biliyor.

*”Şu anda gitseniz, Zeytinköy lambalarda metamfetamin parası için dilenen birçok insan görürsünüz” diyor Antalyalılar. Metamfetaminden ve bağımlıların karıştığı olaylardan, onlar da yaka silkmiş durumdalar.

Sivas, Çorum, Kayseri ve metamfetamin
*İç Anadolu da ülkeye yayılan metamfetamin batağından azade değil. İç Anadolulular, metamfetamin dağıtım ağının merkezinin Çorum olduğunu söylüyorlar.

*Sivas ve Kayseri’de, özellikle de bu iki ilin köylerinde metamfetamin yaygın olarak kullanılıyor. Lakin köylüler, maddeyi kullanmak için kalem parfüm değil ampul kullandıklarını belirtiyorlar.

*Ayrıca Sivas’ta, rezidanslarda oturup lüks hayatlar yaşayan ve aile boyu aracılık, satıcılık yapanların sayısı da az değil.

*Genelde yoksul ve umutsuz olan bağımlılar arasında; 60 yaşında torun sahibi kadınlardan 18 yaşında anne olan gençlere kadar aklınıza gelebilecek her türlü kesim bulunuyor.

“Esrar içsin de meth içmesin”
Metamfetamin kullanıcıları, bu maddeyi tükettikten sonra genellikle 2-3 gün civarı hiç uyumadıklarını, madde etkisi altındayken aşırı enerji, yüksek özgüven ve gözü kara bir cesaret hissettiklerini anlatıyorlar. Mesela madde etkisi altındayken gece yarısı Sivas’tan Kayseri’ye kadar yaya olarak giden, kendine geldiğinde ise neden orada olduğunu anlayamayan da var, beş katlı evin köşe bucak tüm temizliğini tek başına coşkuyla yapan da. Bu deneyimleri, bizzat metamfetamin bağımlısı kadınlardan dinledim.

Metamfetaminin etkisi geçtikten sonra ise neredeyse iki gün yataktan kalkamıyor bağımlılar ve ardından paranoyalar yaşayıp halüsinasyonlar görmeye, komplo teorileri kurgulayıp çevrelerindeki herkesten şüphelenmeye başlıyorlar. İşte tam da bu evrede bağımlının tüm aile bireyleri ve yakın çevresi, saldırıların, kurguların ve şiddetin hedefi hâline geliyor. Yani kısaca metamfetamin, en tehlikeli düşmanı en güvenli sandığınız yerde, evinizde yaratıyor.

Maalesef gelinen noktada bu zehrin içlerine nüfuz ettiği tüm aileler, yakınlarının metamfetamin yerine esrar kullanmasına razı. İki çocuk annesi bir kadın; “En azından esrar kullandığında saldırmıyor, dövmüyor, korkmuyoruz ondan.” diyor bağımlı eşi için ve ekliyor “Alkol içsin, esrar içsin, yeter ki meth kullanmasın.” Haklılar. Zira onlar, ne zaman ne yapacağı asla belli olmayan bağımlılarla, çoluk çocuk aynı evde yaşamak zorundalar.

Metamfetaminin kullanıcılarda, diş dökülmesi, saç dökülmesi, gittikçe yaygınlaşan yüz ve vücut yaraları gibi sağlık sorunları da yarattığını hâlen bilmiyorsanız, şu anda öğrendiniz.

Ne yapacaksınız, ne zaman yapacaksınız?
Şimdi buradan yetkililere tekrar seslenmek istiyorum: Bakın, yukarıda özetlediklerim, bu korkunç tablonun sadece küçük bir kısmı. Sıra sizde. Ne yapacaksınız?

İç İşleri Bakanlığı, Emniyet müdürlükleri, valilikler, kaymakamlıklar, asıl önemlisi de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ne yapacak? Zira görülen o ki emniyet müdürlükleri, şimdilik sadece sorun çıkaran bağımlıları gözaltına alıyor ya da vakalar basına yansıdığında müdahale ediyor. Bağımlı ve satıcılar ise gözaltı sırasında yapılan tahlillerde kanlarında madde bulunmasına rağmen, ertesi gün salıverildiklerini anlatarak daha da pervasızlaşıyor ve metamfetaminden vazgeçmiyorlar.

Peki, yılanın başını, baronları, çeteleri yok etmeden, İran sınırında denetim sağlamadan, satış ve dağıtım yapılan bölgeleri temizlemeden, bağımlılar için kapsamlı rehabilitasyon programları hazırlayıp onları topluma ve ailelerine geri kazandırmadan, bu dağ gibi sorun çözülür mü? Hayır, mümkün değil.

Şu anda kayıt dışı vakalar yaşayan aileler, bu sorunu kendi içlerinde çözmeye çalışsalar da maalesef ki metamfetamin bağımlılığı o kadar kolay aşılamaz. Hatta geleneksel, kol kırılır yen içinde kalır bakışı, sadece aile içi şiddeti, kadın ve çocuk istismarını, ilerleyen süreçlerde de cinayet vakalarını artıracaktır ki zaten öyle oluyor.

Bu durumda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı “Bana ne” diyebilir, bu yükümlülüklerden kaçabilir mi? Biz tehlikenin farkındayız ve görmezden gelinmesine de, üzerinin kapatılmasına da asla izin vermeyecek, hatırlatmaya ve sormaya devam edeceğiz:

Ne yapacaksınız, ne zaman yapacaksınız?

—–
Kapak Görseli: James Ronin (Pixabay)

İlginizi Çekebilir

Selçuk Mızraklı’nın tahliyesine ‘yeni iddianame’ engeli
Erdoğan, Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile telefonda görüştü

Öne Çıkanlar