Millet İttifakı bileşenlerinden birçok siyasetçi, Kılıçdaroğlu’nun Özdağ ile yaptığı protokolü eleştirdi. Zafer Partisi ise imzalanan protokolü savunmaya devam etti.
Peki HDP protokol ile ilgili ne düşünüyor? Anlaşmadan haberdar olsaydı yine de seçimlerde Kılıçdaroğlu’nu destekler miydi?
Yaklaşan yerel seçimler için nasıl bir strateji uygulayacaklar?
Halkların Demokratik Partisi’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Muş Milletvekili Sezai Temelli, Independent Türkçe’den Abdulhakim Günaydın’a konuştu.
“İttifak, siyasetinde başarılı olamadı”
Temelli, protokolün yapıldığına ilişkin HDP veya Yeşil Sol Parti ile herhangi bir bilgi paylaşılmadığı gibi konudan da haberdar olmadıklarını söyledi.
HDP olarak ilk günden beri siyasetin olabildiğince şeffaf ve halk ile beraber yapılmasını savunduklarını kaydeden Temelli, benzer pazarlık siyasetlerine hep karşı olduklarını belirtti.
Altılı Masa’nın başından beri siyaseti toplumsallaştırmak yerine bir pazarlık masasına döndürdüğünü ve bunun sonuçlarını da maalesef Türkiye’nin hep birlikte yaşadıklarına değinen Temelli, “İttifak siyaseti aslında toplumu siyasete dahil etmek, siyaseti toplumsallaştırmaktır. Maalesef bu ittifak siyasetinde başarılı olamamış bir yapı var karşımızda. Onun artçı sarsıntılarını yaşıyorlar” yorumunda bulundu.
“Bu siyasetin sefaletini ve muhalefetin başarısızlığını gösteriyor”
Temelli’ye göre mayıs seçimleri toplumun ve halkın beklentilerini karşılamadığı gibi bunun yarattığı ciddi sorunlar var ve muhalefet, bu sorunların içinde boğuşurken adeta birbirini yıpratacak her manevrayı da yapıyor.
Millet İttifakı’nın bakanlık sayısından cumhurbaşkanlığı yardımcılığına kadar her türlü pazarlık yapıldığı için Özdağ ile yapılan protokole şaşırmadığını aktaran Temelli, “Bu bir yerde bize siyasetin sefaletini, muhalefetin neden başarısız olduğunu gösteriyor” dedi ve ekledi:
“Kendi adımıza şunu söyleyebiliriz; HDP ve Yeşil Sol Parti olarak hep aynı çizgide mücadelemizi verdik.
Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt meselesinin çözümü için bu mücadeleyi verirken ne bir pazarlık masasında oturduk ne gizli protokoller yaptık ne de halkın umut ve beklentilerini boşa düşürecek bir anlayışta olduk. Bu yüzden kendi adımıza hiçbir zaman sorun yaşanmadı.“
Bu kimsenin içine sindirebileceği bir tablo değil”
“İki isim arasında yapılan gizli protokolden haberdar olsaydınız yine de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu destekler miydiniz?” sorusuna ise Temelli, şu yanıtı verdi:
“Kılıçdaroğlu’nu desteklememiz onun şahsıyla ya da altılı masanın adayıyla bir ilgisi yok, tutum belgemizi esas aldık. Halkın da beklentileri bu yöndeydi. Biz de halkın beklentilerinden hareketle bu tutumumuzu ortaya koyduk.
Tabii ki siyasetin bu tablosu kimsenin içine sindirebileceği bir tablo değil. Bu ilişkilerin bu şekilde sürdürülmüş olması da bizi rahatsız ediyor. Neden? Çünkü eğer siz muhalefetin ortak adayıysanız bütün ilişkileriniz şeffaf olmak zorunda.
Bu şeffaflığın olmadığı bir durumda tabii ki sizi destekleyenlere karşı ciddi bir sorumluluğu yerine getirmemiş olursunuz. Bu da insanların çok içine sindirebileceği bir şey değil. Tabii ki biz de içimize sindiremezdik.“
“Bu siyasi teamüllere sığmaz”
“‘İçimize sindiremezdik’ cümlesinden ne kastediyorsunuz, bunu biraz açar mısınız, destek kararı bir hata mıydı?” soruna eski HDP Eş Genel Başkanı Temelli’nin yanıtı şöyle oldu:
“Eğer gerçekten böyle bir protokol varsa bunu insanların içine sindirmesini beklemek biraz abes olur. Çünkü başlangıç koşullarında Türkiye’deki kamuoyunun, çeşitli kesimlerin, Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye yönelik tavır aldığı koşullarla ve sonrasında gelişen protokoller arasında ciddi bir fark var.
İnsanlar en başından böyle bir protokol, böyle bir ilişki olduğunu görseydi herhalde böyle bir desteği de sunmazlardı. Çünkü Özdağ’ın Kürt sorununa yaklaşımını biliyoruz. Ayrımcılığını, tavrını, mülteciler konusundaki ırkçı düşüncelerini biliyoruz. Partimizin böyle bir şeyle yan yana düşmesi zaten söz konusu olamaz ama başlangıç koşullarında böyle bir şey ortada yok. Sonradan ortaya çıkıyor ve gizli bir şekilde yürütülüyor. Bunun siyasi teamüllere sığması mümkün değil. Dolayısıyla tabii ki böyle bir şey şeffaf bir şekilde yürütülseydi bizim de ona göre tavrımız olurdu.“
“Bugünden kurulların iradesine ipotek koyamayız”
2019’daki yerel seçimlerde birçok büyükşehirde CHP’li adaylara destek veren HDP’nin gelecek seçimlerde tavrının ne olacağına ilişkin değerlendirmede bulunan Temelli, şunları söyledi:
“Bilindiği gibi kongre sürecimiz başladı. Kongreden sonra kurullarımız yeniden oluşacak ve bu oluşan kurullarımız süreci yeniden değerlendirerek dönem stratejisini belirleyecek.
Neden bunu söylüyorum; çünkü bugünden o kurulların iradesine hiç kimse bir ipotek koyamaz. Dolayısıyla biz o kurulların oluşmasını bekleyeceğiz ve onlar da dönem stratejisini belirleyecek. Bizdeki siyaset anlayışı bu şekildedir.
Şimdiden bir şey söylemek mümkün değil. Farklı açıklamalar duyuyoruz ama dediğim gibi kongre sonrasında yerel seçimlerle ilgili stratejimize hızla başlayacağız.“
/Gazete Pencere/