TJA’lı Ayşe Minaz: Kadına şiddete karşı toplumsal tepkiyi örgütlemeliyiz

GündemKadın

🔴 Sessizliğin şiddeti onaylamak anlamına geldiğini belirten TJA’lı Ayşe Minaz, Kadına yönelik şiddet ve cezasızlık politikasına karşı toplumsal tepkinin örgütlenmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye’de yargı süreçlerindeki cezasızlık politikası, yasaların uygulanmaması, faillerin korunması, kadın katliamlarını her geçen gün artıyor.

JİNNEWS’in Mart ayı şiddet çetelesine göre 24 kadın ve 4 çocuk katledildi, 14 kadın ve 1 çocuk şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.

Kadına yönelik bu şiddet devam ederken, kadın bedeni üzerine yönelik tahakküm söylemleri iktidar eliyle futbol sahasına kadar indi. Tevgera Jinên Azad (TJA) Ayşe Minaz, Kürdistan’da artan kadın katliamları ve şiddetine dair Mezopotamya Ajansı‘na konuştu. 

 ‘KADIN BEDENİ SAVAŞ ALANINA DÖNDÜ’

 Kürdistan’da kadın katliamların arttığını söyleyen Ayşe Minaz, bu durumun toplumsal çürümenin yansıması olduğunu belirtti. Toplumda kadınların kendilerini var edebilecekleri, söz kurabilecekleri birçok mekanizmanın daraltıldığını söyleyen Ayşe Minaz, artan katliamların da sadece failin işlediği bir cinayet değil, faili besleyen toplumun, toplumsal yargıların, onu var eden sistemsel gücün olduğunu söyledi. Ayşe Minaz, “Kürdistan’da kadın bedeni savaş alanına dönüşmüş durumda. Kadın sadece kendi bedenini korumakla değil, aynı zamanda dilini, kültürünü, benliğini ve toplumsal birçok nüansa da sahip çıkmak durumundadır. O yüzden bunları gerçekleştirdiğinde kadın bir hedeftir. Fail tek başına değil, faili koruyan birçok mekanizma var ve bunlar içerisinde sistemin adalet, kolluk, toplumsal mekanizmaları var” dedi. 

 ‘KADIN KATLİAMLARI POLİTİKTİR’

 Kürdistan’da kadın katliamlarının sadece bir kadın ölümü olmadığını, bunun yanında Kürt kadınlarının ulusal kimliğine de ciddi bir saldırının olduğunu söyleyen Ayşe Minaz, “Bu yüzden her noktada şunu dile getiriyoruz; kadın cinayetleri politiktir. Çünkü Kürt kadınının bedeni burada bir direnme alanına dönüştürülüyor. Çünkü kadın burada sadece toplumda yaşayan biri değil aynı zamanda hafıza aktarımını yapan, soy devamını sağlayan, kültürel ve geleneksel yaşamı da var eden; politik bir kimliği taşıyan bir varlık olduğu için bütün mekanizmalar noktasında hedeftir” diye belirtti. 

 TOPLUMSAL MÜCADELE

Toplumun yeteri kadar kadın katliamlarına ses çıkarmadığını söyleyen Ayşe Minaz, “Toplum kadın cinayetlerine, kadın katliamlarına, kadına dönük taciz, tecavüze ses çıkarmadığında aslında bir noktada bunu pekiştirmiş, kabullendirmiş noktaya geliyor. Bu nedenle toplumun bununla ilgili ciddi anlamda refleks vermesi gerekiyor. Cezasızlık politikasına da toplumun aynı şekilde ses çıkarması gerekiyor. Toplumsal tepkiler çok önemli. Bizler kadınlar olarak savunmasız değiliz, birlikte dayanışabiliriz. Bizim birçok mekanizmada kendimizi güçlü kılabileceğimiz alanlar var. Bu alanlarda bir arada olmamız gerekiyor. Toplumsal sessizlik şiddeti onaylıyor o yüzden biz onaylanmış şiddetin değil olabilecek bütün şiddetlerin karşısında durabilmek için kadınlarla birlikte hareket etmek zorundayız. Yerel yönetimler ve STÖ’lerle birlikte bir kadın örgütlülüğünün çok hızlıca örgütlenmesi gerekiyor” diye konuştu. 

/Mezopotamya Ajansı/

İlginizi Çekebilir

Oktay Candemir: Barışın Gülüşü
Amerika Husilerin kullandığı limana hava saldırısı düzenledi: 38 kişi öldü

Öne Çıkanlar