Türkiye, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ‘ın T24 yazarı Cansu Çamlıbel’e verdiği söyleşiyi konuşmaya devam ediyor. Söyleşide, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile 28 Mayıs’ta gerçekleştirilen ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimleri için yaptıkları görüşmede “Üç bakanlık için yazılı mutabakat imzaladıklarını” açıklayan Özdağ, Milli İstihbarat Teşkilatı için de sözlü anlaşmaya vardıklarını söylemişti.
Kılıçdaroğlu ise söz konusu söyleşideki ifadeler için, “O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür. Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam. Benim konuşmam doğru değil. Protokol ikimizin arasında imzalandı. Kamuoyuna açık değildi. İkimizin namusuna teslim edildi nokta. Bu konuda yorum yapmam doğru değil. Sayın Özdağ ile Sayın Oğan ile yaptığım görüşmelerle ilgili altı liderin haberi vardı” demişti.
T24’te yayınlanan söz konusu söyleşinin yankıları sürüyor. Bugün de gazeteci ve yazarlar Özdağ ile Kılıçdaroğlu arasındaki protokolü köşelerine taşıdı.
Berkan: Bu kirli pazarlığa girdiğini kabul etmiş olması insanın nefesini kesiyor
Gazeteci İsmet Berkan, “Ümitten karabasana, Kemal Kılıçdaroğlu” başlığıyla 10 Haber’de yayınlanan yazısında, “Benim Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili kanaatim iki sebeple, daha seçimin ikinci turu yapılmadan değişti. Birinci sebep, Zafer Partisi ile imzalanıp kamuoyuna da açıklanan protokoldü. Bunun ilk maddesi, ‘CHP Anayasa’nın ilk dört maddesinin arkasındadır, bunu değiştirmeyecektir’ manasına geliyordu” dedi. Diğer sebebin, Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur seçim kampanyasında Suriyeli göçmen ve mültecilerin gönderilmesine ilişkin söylemleri olduğunu söyleyen Berkan’ın, yazısında T24’teki söyleşiden bahsettiği ilgili bölümü şöyle:
“Meğer eksik biliyormuşuz. Önce T24’te Cansu Çamlıbel, Ümit Özdağ ile yaptığı bir mülakat sayesinde ortaya çıkardı ki, Zafer Partisi ile Kılıçdaroğlu bir de gizli protokol imzalamış, İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ile MİT Başkanlığı bu partiye vaat edilmişti. Ardından HaberTürk TV’de Mehmet Akif Ersoy, Kılıçdaroğlu’nu sıkıştırdı ve bu protokolün gerçekten de var olduğu onun tarafından da doğrulandı.
Gençler bilmez, aslında benim bile yaşım tam olarak yetmiyor, Türk siyasi tarihine ‘Güneş Motel Pazarlığı’ diye geçen ve siyasi ahlaksızlık örneği olarak hep verilen bir olay var. 1978 seçimini CHP kazandı ama parlamentodaki sayısı tek başına iktidar olmaya da yetmedi. Az sayıdaki eksiğini milletvekili transferi yoluyla tamamladı parti, transfer olan bütün isimlere de bakanlıklar verildi. Bu pazarlıklar, İstanbul Florya’daki Güneş Motelleri’nde yapılmıştı. 12 Eylül darbesine giden yolu açan o kirli hükümettir ve nedense pek az konuşulur. Şimdi CHP liderinin yüzde 1-2 oy gelir umuduyla Zafer Partisi ile bu kirli pazarlığa girdiğini kabul etmiş olması insanın nefesini kesiyor.”
Zeyrek: Hangisi ahlaki; saklamak mı, açıklamak mı?
Gazeteci Deniz Zeyrek ise “Hangisi ahlaki: Saklamak mı, açıklamak mı?” başlığıyla yayınladığı yazısının Özdağ ile ilgili kısmında şunları kaydetti:
“Meslektaşım sevgili Cansu Çamlıbel’in Ümit Özdağ ile yaptığı söyleşi, Türkiye siyasi tarihine geçecek bir nitelikteydi. Cansu’yu tebrik ediyorum. Özdağ söyleşide 14 Mayıs’taki birinci turdan sonra muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’yla kendisini destekleme konusunda bir protokol imzaladığını söylüyordu. Özdağ’ın sözleri şöyleydi: “Altılı Masa’daki ortakları itiraz edeceği için bakanlığımı açıklamama ricasını kabul ettim. Benim İçişleri Bakanı olacağımı açıklasa seçimi kazanabilirdi.”
Özdağ, bununla da yetinmemiş, Cansu’ya Kılıçdaroğlu’nun o protokolle kendilerine üç bakanlık ile MİT Başkanlığı’nı vereceğini açıklamıştı. Özdağ, kamuoyu önünde böylesine önemli bir konuda böylesine kritik bir bilgiyi paylaşmışsa, yalan söylemiş olma ihtimali zordur.”
“Öyle anlaşılıyordu ki Kılıçdaroğlu 28 Mayıs’taki ikinci tur seçimleri öncesinde ikili oynamıştı. Zira Cumhurbaşkanı seçilip kabine kurma aşamasına geldiğinde, İçişleri Bakanlığı, MİT gibi önemli koltukları Özdağ ve adamlarına verdiğinde Altılı Masa’daki ortaklarını büyük hayal kırıklığına uğratacaktı. Kusura bakma Altılı Masa kabul etmedi” diye protokolü hayata geçirmese de hayal kırıklığı yaşayan Ümit Özdağ olacaktı. Kılıçdaroğlu “(Protokolle ilgili) Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam” diyor” diyen Zeyrek, yazısında şu ifadelere de yer verdi:
“Gerçekten hem garip hem zor bir durum. İki yıl her konuda iş birliği yapacaksınız, 2400 maddelik ortak bir yol haritası belirleyeceksiniz, bir Cumhurbaşkanı adayı açıklayacaksınız ve o birinci turla ikinci tur arasındaki kısa sürede hepinizden gizli yeni bir koalisyon ortağı bulacak. Üstelik hepsine alacakları oy oranında bakanlık vadederken, yeni ortağına aralarında İçişleri’nin de olduğu üç önemli bakanlıkla MİT Başkanlığını vermeyi yazılı olarak taahhüt edecek. Üstelik bunu gizli tutmasını da “ahlaki” gerekçelere bağlayacak.”
Osman Sert: Kılıçdaroğlu’nun kendisiyle yol yürüyen birçok kişiyi hayal kırıklığına uğratan pazarlıkları…
Karar gazetesinden Osman Sert de “İyi ki olmamış!” başlıklı yazısında röportajdaki sözlere ve Kılıçdaroğlu’nun cevaplarına değinerek, şu ifadelere yer verdi:
“Bugün bu defteri tekrar açmamızın sebebi iki gazetecinin işini yapması. İşini yapması derken her gazetecinin aslında yaptığı için ilave bir tebrike ihtiyaç duymadığı soru sorma faaliyeti. Basın zaten normal süreçlerde siyasilerin açıklamak istemeyecekleri ya da durup dururken ifade etmeyecekleri gerçekleri ortaya çıkarmak, gündeme getirmek için var.
Birincisi şu sıralar t24 sitesinde yazan Cansu Çamlıbel’in Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile yaptığı mülakat. Cansu’nun yaptığı mülakatlara nasıl hazırlandığını, konuştuğu kişilerle eski hukuku olsa bile mesafesini nasıl korumaya çalıştığını, mülakat sonrasında da işine nasıl titizlendiğini birinci elden biliyorum.
Mülakatta herkesin varlığını tahmin ettiği bir detayı böylece öğrenmiş olduk. Özdağ Kılıçdaroğlu ile “yazılı mutabakatımız var. Biz İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve Millî İstihbarat Teşkilâtı konusunda Kemal Bey’le mutabık kaldık.” diyerek önemli bir bilgi verdi. Israrlı sorularda da Özdağ dediğinin arkasında durdu.
“- Peki siz hangi görevde olacaktınız?
Ben İçişleri Bakanı olacaktım.””
“Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla yaşananlardan sonra ‘biz demiştik’ üstenciliği ile haklı çıkmanın hazzını yaşayan iktidar sözcülerine de belki iki satır ile değinmek gerek” diyen Sert, yazısında şunların da altını çizdi: “Bundan 20 sene önce Erdoğan aday olduğunda o ve AK Parti çizgisine ‘takiyyeci, otokrat ya da şeriatçı’ suçlamaları ile yüklenen, sadece eşi başörtülü diye Abdullah Gül’ün adaylığına karşı çıkanlar son 5 yılda yaşananlar yüzünden haklı çıkmadılar.
O günkü tavırları anti-demokratikti, yerleşik vesayet odaklarının ve toplumun değerleri ile kavgalı bir geleneğin o gün de yanlış bugün de yanlış tutumları idi. Erdoğan’ın anti-demokratik bir tutuma savrulması onları haklı çıkarmadı. Kılıçdaroğlu’nun kendisiyle yol yürüyen birçok kişiyi hayal kırıklığına uğratan kapalı kapılar ardında demokrasi karşıtı figürlerle yürüttüğü pazarlıklar da ne yazık ki iktidarın hatalarını örtmeye yetmiyor.”
Ne olmuştu?T24’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Ümit Özdağ, seçimden önce ikinci turda Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmelerinde, üç bakanlık ve MİT Başkanlığı konusunda anlaştıklarını ifade ederek, “Yazılı mutabakatımız var. Biz İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve Millî İstihbarat Teşkilâtı konusunda Kemal Bey’le mutabık kaldık. MİT Başkanlığı sözlü anlaşmaydı. Bakanlıklar yazılı mutabakatta vardı” demişti. CHP Sözcüsü Faik Öztrak ise Özdağ’in, “üç bakanlık ve MİT Başkanlığı” iddiasının doğru olmadığını söylemişti. Özdağ ise, “Kemal Bey attığı imzayı inkâr edecek insan değildir” diye konuşmuştu. Kılıçdaroğlu, Habertürk canlı yayınında gazeteci Mehmet Akif Ersoy’un Özdağ ile anlaşma sorusuna ise şöyle yanıt vermişti: “O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür. Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam. Benim konuşmam doğru değil. Protokol ikimizin arasında imzalandı. Kamuoyuna açık değildi. İkimizin namusuna teslim edildi nokta. Bu konuda yorum yapmam doğru değil. Sayın Özdağ ile Sayın Oğan ile yaptığım görüşmelerle ilgili altı liderin haberi vardı.” |
/T24/