Uğur Güney Subaşı: Bir Teröristle Bir Artık!

Yazarlar

“Neymiş? 4 senedir yatıyormuş. Yargı ne diyorsa o. Şimdi HDP de Selahattin Demirtaş’ı çıkarmanın gayreti içerisinde. Hale bakın. Terörist adam ya…”

“Bakın şimdi AİHM bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar…”

Faşist Franco rejiminde milliyetçiler her yerde olduğu gibi akademisyen Miguel de Unamuno’nun rektörü olduğu Salamanca Üniversitesinde de örgütlenmeye çalışıyor ve tacizlerde bulunuyorlardı. Milliyetçilerin 12 Eylül 1936’da kendisinden izin almadan “Irk Şenliği” düzenlemeleri üzerine kürsüye çıkan rektör Unamuno, faşistlerin tüm müdahalelerine rağmen şunları söylemekten kendisini alıkoyamaz:

“Biliyorum, neler söyleyeceğimi fevkalade merak ediyorsunuz. Ama öte yandan beni de çok iyi tanıyorsunuz. Böyle karanlık, rezil bir dönemde asla susamam. Zira susmak yalan söylemek, boyun eğmek olur. Belli oldu ki sizler kazanacaksınız, çünkü kaba kuvvet sizin elinizde.. Fakat sizde akıl da yok, hak hukuk da..Sonuç itibariyle belki bizi yeneceksiniz, ama bizi asla ikna edemeyeceksiniz, asla!”

İspanyolların, karanlık dönemlerde susmayı ve boyun eğmeyi reddeden Unamuno’larını gayet yakından tanıdıkları gibi, her ne kadar kendinize pek itiraf edemezseniz bile sizler de hem Demirtaş başkanı hem de Osman Kavala’yı gayet yakından tanıyorsunuz. Tepeden tırnağa yürekten imal edilmiş bu haysiyet timsali insanları terörist ve Soros artığı yapan suçların(!) ya da kabahatlerin altında, onların sizlerin kurmuş olduğu “suç şebekesi”ne itimat etmemeleriyle birlikte haramla, suç ve ayıpla adeta özdeşleşmiş bu rezil şebekeyi ellerinden, dillerinden geldiği kadar sonuna kadar ifşa etmekten asla çekinmemeleri, korkmamaları, yılmamaları yatmaktadır.

Dolayısıyla tıpkı İspanyol Unamuno’nun da dediği gibi kaba kuvvet sizin elinizde olduğu için her kurumuna çöktüğünüz devletin o “kahredici” gücünü kullanarak kendi iğrenç çıkarlarınız uğruna hukukun canına da okuyor olabilirsiniz. Fakat şu son iğrenç suçlamalardan sonra artık iyiden iyiye ortaya çıktı ki, faşist Franco’nun ırkçı çakallarından farklı olarak sizlerde aklın, hak ve hukukun yanı sıra vicdan da yok, utanma da…

Evet, belki bizi yeneceksiniz, tepeleyeceksiniz, bu ülkenin daha adil, daha özgür ve daha yaşanabilir olmasını kendisine dert eden tüm haysiyetli yurttaşlarını o lanet hapishanelerinize bir bir tıkayarak onları gün ışığına, ailelerine, sevdiklerine hasret de bırakacaksınız. Ama o “halı tüccarı” kafalarınızın içine iyice sokun ki, bizi doğru ve haklı olduğunuza asla ikna edemeyeceksiniz.

Belki zaman zaman yalpalayıp düşeceğiz, belki ara ara umutsuzluğa yelken açarak kimsesizliğin koynunda göz yaşlarımızda teselli arayacağız. Ama yeminimiz olsun ki, ne sizlerin ne de devlet imkanlarıyla şımarıkça semirttiğiniz o onursuz haramzadelerinizin önünüzde asla diz çökmeyeceğiz, asla susmayacağız, asla yılmayacağız ve size inat asla da ölmeyeceğiz.

/Ekim 2021, Adana/

İlginizi Çekebilir

Ali Engin Yurtsever:  Barış Süreçleri Kuzey İrlanda-3
Müslüm Yücel: Ahmet Güneştekin’in sergisi ve sonrası

Öne Çıkanlar