Zeydan: Halk iradesine yapılan darbe, demokrasi ve adalete yapılan bir darbedir

GündemPolitika

Yerlerine kayyım atanan Van Belediye eş başkanları, sandık iradesine sahip çıkan halkın direnişine dikkat çekerek “Türkiye’nin kurtuluşunun demokratik, eşitlikçi, çoğulcu, özgürlükçü bir anayasa temelinde, demokratik yönetim olduğunu bir kez daha bu süreç bize gösterdi” dedi.

DEM Parti eş başkan adayları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan 245 bin 573 oyla seçimleri kazandıktan bir gün sonra mazbata gaspı girişimi yaşandı. Seçimlerden bir gün önce Adalet Bakanlığı’nın talimatı ve mesai bitimine 5 dakika kala Abdullah Zeydan’ın memnun haklarının geri alındığı ortaya çıktı. İl Seçim Kurulu, Zeydan’ın mazbatasını iptal ederek en fazla oyu alan AKP’li adaya verilmesine karar verdi.

Karara karşı 2 Nisan sabahı başlayan protestolar iki gün boyunca kentin her yerine yayıldı. Cadde ve sokaklar tamamen kapatıldı, kent adeta yangın yerine döndü. İki günlük direnişte 600’den fazla kişi gözaltına alındı, yüzden fazla kişi tutuklandı. Protestoların artarak devam etmesi üzerine Yüksek Seçim Kurulu, 3 Nisan’da AKP’li adaya verilen mazbatayı iptal ederek, tekrar Zeydan’a verdi.

10 ay sonra (11 Şubat) eş başkan Zeydan’a yargılandığı davadan 3 yıl 9 ay hapis cezasının verilmesini gerekçe gösteren iktidar, 15 Şubat’ta kayyım atadı. Sabaha doğru binlerce polis ve asker belediyeye baskın düzenledi, Vali Ozan Balcı yoğun önlemler altında belediyeye gelerek, makam odasına geçti. İrade gaspına karşı kentte günlerce süren protesto eylemlerinde 500’den fazla kişi gözaltına alındı. 
 
Mezopotamya Ajansı’ndan Adnan Bilen bir yılda yaşananları Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan ile konuştu.

31 Mart sonrası mazbata gasbına karşı halkın 7’den 70’e kadar sokağa çıkarak iradesine sahip çıktığını belirten Abdullah Zeydan, “Bu direniş, sadece Kürt halkının ya da burada yaşayan diğer halkların onurunu kurtaran bir direniş değil 85 milyonun onur ve haysiyetini, demokrasiyi, adaleti, millet iradesini koruyan tarihi bir direnişti. Van o gün bir umudu yeşertti. Yani bu kadar her tarafın karanlık olduğu bir süreçte o küçücük kıvılcım Türkiye’nin tamamında büyük bir aydınlığın umudunu da ateşledi” dedi. Neslihan Şedal da Van’da yaşanan hukuksuzluğa karşı halkın ortaya tepkinin Türkiye’ye yayıldığını hatırlatarak “Şuan bir daha Van ruhuna ihtiyacımız var.” diye belirtti.

10 ayda 10 yıldır yapılmayan hizmetler

10 aylık süreçte, kayımın 10 yılda yapmadığını yaptıklarını belirten Zeydan, dil kültür alanından kadın kurumlarının yeniden hayata geçirilmesine, kadın istihdamından köy yollarının yapımına, Afet Koordinasyon Merkezinden, deniz otobüslerini yeniden işlevsel hale getirilmesine, Kadın Eserleri Kütüphanesinden halk lokantaları açılmasına kadar pek çok hizmeti yaşama geçirdiklerini anlattı. Çok dilli ALO Şiddet Hattı, 3 bin 100 gence 3 bin TL eğitim desteği, Rehabilitasyon Merkezi, JİN Kart ve Sosyal Kart gibi uygulamalar da DEM Parti döneminde uygulamaya geçmişti.

AİHM’nin beraat kararına rağmen skandal karar çıktı

Seçimlerden 10 ay sonra Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Abdullah Zeydan’a verdiği 3 yıl 9 ay hapis cezası gerekçe gösterilerek belediyeye kayyım atandı. Süreci, demokratik yollarla baş edemeyen AKP’nin yargı kumpaslarıyla halkın iradesine çökmeye çalışması olarak değerlendiren Zeydan, “AİHM’nin beraat etmem gerektiğine hükmettiği bir dosyada, hem bilirkişi raporu hem askeri tanık beyanları olmasına, olay mahalline gitmediğim teyit edilmesine rağmen kayyım gerekçesi olsun diye ‘örgüte bilerek ve isteyerek yardıma teşebbüsten’ gibi skandal bir karar çıktı. Halkın iradesini yeniden gasp ettiler. Büyük bir utanmazlıktı” dedi. Zeydan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı çağrının ardından başlayan süreçte Van’a kayyım atanmasının sürece yönelik provokasyonlardan bir tanesi olduğunu ifade etti.

‘Halk iradesine yapılan darbe, demokrasi ve adalete yapılan bir darbedir’

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını ve birçok belediyeye kayyım atanmasını değerlendiren Zeydan, “Nerede olursa olsun halk iradesine yapılan darbe, demokrasi ve adalete yapılan bir darbedir. Yıllardır büyük bir hukuksuzluğa, ayrımcılığa ve adaletsizliğe uğruyoruz. Kürt halkı olarak bu haksızlığa uğradığımızda Türkiye’nin bir kesimi hep ‘İktidar kötü ama Kürtler de hak etmiştir. Yani kayyım atanıyorsa demek ki bir şey var. Yargı bağımsızdır’ modundaydı. Demokratik yollarla baş edemeyen AKP’nin yargıyı kullanarak bizi siyaset dışına itme girişimleri olduğunu söylüyorduk fakat bir türlü anlatamıyorduk. Şimdi maalesef ki şimdi aynısını Türkiye’nin batısı da yaşıyor. Sürekli buna sessiz kalınmaması gerektiğini söyledik. Eğer Kürde demokrasi yoksa yarın Aydın, İstanbul, Ankara’da da demokrasi olmaz. Bu haksızlığa gelin hep birlikte karşı çıkalım. Türkiye’nin kurtuluşunun demokratik, eşitlikçi, çoğulcu, özgürlükçü bir anayasa temelinde, demokratik yönetim olduğunu bir kez daha bu süreç bize gösterdi. Sonuçta ilk günden demokrasi ve adalet mücadelesi veriyoruz.” diye konuştu.

‘Savaş politikası kimseye kazandırmıyor’

Neslihan Şedal da “Bu ülkede yaşanan en temel sorun adalet, demokrasi, eşitlik ve özgürlük. Dolayısıyla demokrasi sorunu sadece Van’da yaşandığında sorun olmuyor. Burada yaşanan antidemokratik bir uygulama yarın öbür gün İstanbul’da da yaşanabiliniyor ki bugün onları yaşıyoruz. Bir hukuksuzluk Amed’de yaşanıyor ve karşı çıkmıyorsak yarın batı illerine sıçrayacağını iyi biliyoruz. Şimdi bir barış süreci konuşuluyor. Bu sürecin barışa evrilmesi, toplumsal barışın sağlanması için demokratik toplum çağrısının artık yerini bulması gerektiğini düşünen birçok kesim var. Dolayısıyla bu çağrının hayati olduğu bir süreçteyiz. Tıpkı kayyım atanması meselesinde olduğu gibi bu süreci baltalamaya çalışan, bu süreci ortadan kaldırmaya çalışan bir anlayışla da karşı karşıya kalıyoruz. Artık savaş politikasının hiç kimseye kazandırtmadığı ama barışın halklara büyük kazandıracağının bilinmesi gerekiyor. Yerel yöneticiler olarak tüm imkanlarımızı barışa harcayacağımızı ifade ediyoruz.” dedi.

/Mezopotamya Ajansı/

İlginizi Çekebilir

Tunç: İşkence ve kötü muamele iddiaları gerçek dışı
İspanya’da sendikacılardan silahlanma karşıtı manifesto

Öne Çıkanlar