Yaşar Kemal’siz 9 yıl: Yeğeni usta yazarı anlattı

GenelGündem

 Romanları ile edebiyat dünyasında “Çağdaş Homeros” olarak tanınan yazar Yaşar Kemal’i vefatının 9. yılında yeğeni Sadık Gökçeli anlattı.

Romanları ile edebiyat dünyasında “Çağdaş Homeros” olarak tanınan yazar Yaşar Kemal, 28 Şubat 2015 yılında hayata gözlerini yumdu. Tüm ömrünü, insanlığı yazmaya adayan Yaşar Kemal, ardından çoğu roman olmak üzere büyük bir miras bıraktı.

Aslen Van’ın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden olan ailenin çocuğu olan Kemal, 6 Ekim 1923’te Osmaniye’de dünyaya geldi.

Yaşar Kemal, 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliği sebebiyle vefat etti. Cenazesi 2 Mart 2015 tarihinde düzenlenen törenin ardından Zincirlikuyu Mezarlığına defnedildi.

Yaşar Kemal, çok sevdiği yeğenine “Sadık” ismini verir. Sadık Büyükçeli, İstanbul’da Rûdaw’a verdiği kısa röportajda amcasını anlattı.

“Babam gibiydi” dediği usta kalem ile olan anılarından bahsetti:

– Kadirli’nin içinden bir ırmak geçer Savrun Irmağı. Gidelim dedim, beraber iki arkadaşım ve amcamla arabaya bindik.

Andır’ın yaylasına yaklaştığımızda Yörükleri gördük. Keçi koyun sürüleriyle yaylaya göç ediyorlar ama konaklamışlar. Traktör kullanıyorlar kıl çadırları kurmuşlar ama traktör ve römorklarla motorize olmuşlar. “Şunlarla bir görüşelim” dedi.

Arabayı çektik vardık. Genç iri yarı bir Yörük bizi karşıladı. Amcam “yörüklerin Karakeçililer, Sarıkeçililerine ne oldu?” diye sordu. “Senin söylediklerin Yaşar Kemal’in kitaplarında kaldı, onlar artık yok” dedi.

Biz de gülünce dedi ki; “Gülmeyin Yaşar Kemal’i okursanız Sarıkeçilileri, Karakeçilileri görürsünüz ama şimdi hiçbir yerde bulamazsınız.”

Arkadaşım dönüp, “İşte Yaşar Kemal’ dedi. Yörük çocuk bir heyecanla çadıra koştu, baktım çok yaşlı bir adamın kollarına girmişler getiriyorlar ama adam yürüyemiyor, ayaklarını sürüyerek getiriyorlar. Geldi adamın iki gözü de görmüyor ve ağlıyor.

“Yaşar Kemal buraya mı geldin?” dedi. “Ben senin bütün kitaplarını torunuma okutup dinledim, bütün kitaplarını biliyorum” dedi.

Hepimiz tabii çok duygulandık amcamla ihtiyar kucaklaştı. “Bu son zamanında seni kucaklamak da varmış, çok şükür” dedi.

Benden başka da yeğenleri var ama benden yakını yok. İsmimi kendisi koymuş, babasının ismini, Sadık benim ismim. 14-15 yaşından itibaren beni İstanbul’a yanına aldı.

Florya’da oturuyordu o zaman, Basınköy’de çıkar dolaşırdık, yürürdük hep anlatırdı, dinlerdi. Kadirli’deki akrabaları, oradaki halkın yaşamını, durumlarını hep onlarla ilgili şeyler sorardı. Doğa dostuydu, yaylaları sorardı.

Kadirli’nin halkı İnce Memet’i gerçekten yaşayan biri olarak kabul ediyorlar. Sanki İnce Memet orada doğmuş, büyümüş ve yaşamış gibi. Hep anlatırlar bize, İnce Memet var ya amcanın bashettiği, işte çatıştığı bölge şurası, vurulduğu yer burası diye.

Birgün biri geldi ve bana “Babam İnce Memet’in atının boynuna taktığı şeyi Yaşar Kemal’e göndermek istiyor” dedi. Yani insanlar o kadar çok inanmışlar ki yaşadığına, orada anlatılan şeyi göndermek istiyorlar. Yani anlatamıyorduk aslında İnce Memet’in Yaşar Kemal’in ürünü olduğunu.

 

/rd/

 

İlginizi Çekebilir

İHD Diyarbakır Şubesinin hazırladığı raporda bu yıl depremin yarattığı tahribat da yer aldı: “6 Şubat depremleri hak ihlallerini arttırdı”
DEM Parti’den Dolmabahçe Mutabakatı açıklaması

Öne Çıkanlar