DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.
”Birçok zorluk altında adaletin tecellisi için ter döken avukatlarımızın Avukatlar Günü’nü kutluyorum” diyen Yeneroğlu, ”Türkiye’de yargı siyasi bir araç olmaktan kurtulmadıkça yargıdaki gelişmelerin ve reformların bir öneminin olmayacağının” altını çizdi.
Yeneroğlu’nun açıklaması şöyle:
”Yargı bağımsızlığının ve kuvvetler ayrılığının ciddi biçimde zedelenmesi nedeniyle bugün ülkemiz çok ciddi bir demokrasi ve hukuk devleti krizi yaşamaktadır. Temel hakların yok sayılmasının ve Anayasa’nın araçsallaştırılmasının bedelini hepimiz ödüyoruz. Böyle bir dönemde, demokratik bir hukuk devleti için mücadele etme sorumluluğu hukukçular olarak en çok bizlere düşmektedir. Bu nedenle, vatandaşlarımızın adalet çığlığına ses olan, adalete erişim ve insan haklarının korunması görevlerini layığıyla icra eden avukatlarımızın önemi çok büyüktür.
Bugün, savunma görevini yerine getirirken bağımsız ve tarafsız bir konumda olan avukatlar, pek çok sorun ile karşı karşıyadır. Ülkemizin yıllardır içinde olduğu ve çözülemeyen hukuk devleti ve demokrasi krizi avukatları da olumsuz etkilemektedir. Aynı zamanda izlenen yanlış politikalar sonucu da avukatların sorunları giderek artmakta, avukatlık mesleği ciddi bir itibarsızlaştırma ile karşı karşıyadır.
Öncelikle, hukuk fakültesi sayısının ve kontenjanlarının her geçen sene artması avukatlık mesleğinin niteliğinin düşmesine sebep olmaktadır. Adaleti tesis etmek ve savunmakla görevli hukukçuların, kendilerinden beklenen bu misyonu gereği gibi yerine getirebilmeleri için nitelikli bir hukuk eğitimi şarttır. Geniş kapsamlı bir hukuk eğitim reformunun yanında hukuk fakültelerinin sayısı ile öğrenci kontenjanının fazlalığı ve öğretim üyesi sayısının yetersizliği gibi niceliğe dair eksiklikler derhal giderilmelidir.
Avukatların en büyük sorunlarından birisi ise ekonomik sorunlardır. Genç avukatlarımız adalette, ekonomide ve eğitimde yaşanan sorunlarının altında ezilmektedir. Bağımsız çalışan avukatlar, Bağ-Kur primini bile ödemekte zorlanmakta, günlük giderlerini dahi karşılayamamaktadır. Bağlı çalışan avukatlar ise asgari ücret civarında veya biraz üzerinde ücretlerle çalışmakta ve mesleğin onuru ile bağdaşır hayat yaşayamamaktadır. Kariyerlerinin ilk 5 senesindeki avukatlara mesleki entegrasyonlarını sağlayabilmeleri adına adli yardım ve CMK hizmetleri karşılığı ödenecek ücretlerin ciddi oranda arttırılması, bağlı çalışan avukatların da tavsiye edilen ücretlerden düşük tutarlara çalışmasının önüne geçilmelidir.
Yine ekonomik sorunlar kapsamında asgari ücret tarifesinin yetersizliği ve vergiler başlıca ekonomik sorunlardandır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifelerinin, yüksek enflasyon karşısında erimemesi için yıl içerisinde enflasyondaki yükselmeye karşılık yeni tedbirler alınmalıdır. Beraat eden sanık lehine hükmedilen vekâlet ücretlerinin ödemelerinin düzenli ve belirli bir süre içerisinde yapılması sağlanmalıdır. Mesleğe yeni başlayan avukatlar ve kıdemli avukatlar fark etmeksizin avukatlık hizmetlerinde alınan %18 KDV oranı, %8’e düşürülmelidir. Adli yardım ve CMK kapsamında verilen tüm avukatlık hizmetlerinde kamusal yön dikkate alınarak KDV kaldırılmalı yahut da yüzde 1 olarak belirlenmelidir.
Bunların dışında avukatlara karşı gerçekleştirilen şiddet olayları da çözülemeyen bir diğer sorundur. Derinleşen ekonomik krizle uğraşmaya çalışan avukatlarımız bir de üstüne haciz mahallerinde vatandaşların saldırıları, kolluğun orantısız tavrı ve bağımsızlığını kaybeden yargının direnciyle karşılaşmaktadır.
Yıllar geçse de avukatların sorunlarında bir eksilme olmamakta aksine sorunlar gittikçe derinleşmektedir. Sağlıklı bir savunma yapısının kurulması, yargının en önemli ihtiyaçlarından birisidir. Bu kapsamda savunmanın temsilcisi olan avukatlar yalnız bırakılmamalı, sorunlarına dikkatli bir şekilde yaklaşılmalı ve çözümler getirilmelidir.
Bu sorunların yanında avukatların kişisel verilerle ilgili olarak yaşadığı sıkıntılar, kamu avukatlarının özlük, statü ve çalışma koşulları, avukatların emeklilik sorunları gibi belli başlı sorunların halen daha çözüme kavuşturulmadığı da aşikardır. İktidar paket paket yargı reformları yapmasına rağmen tüm bu derinleşen sorunlara çözüm üretmemektedir.
TBMM’de önümüzdeki günlerde yeni bir yargı paketi gelecektir, umarım avukatların sorunlarına bu pakette yer verilir. Fakat bu değişiklikler yapılırken göz ardı edilmemesi gereken en temel husus, bu reformlar kadar hukukun ve hukukçuların ihtiyaçlarını doğru belirlemektir. Türkiye’de yargının en büyük ihtiyacı tarafsızlık ve bağımsızlıktır. Aynı şekilde hukukçular yetiştiren hukuk fakültelerinin de en büyük ihtiyacı özerk ve nitelikli bir eğitim sistemidir. Türkiye’de yargı siyasi bir araç olmaktan kurtulmadıkça bu gelişmelerin ve reformların bir öneminin olmayacağı açıktır.
Bu nedenle tüm bu çözüm önerilerinin başında demokratik hukuk devletinin asgari gerekliliklerinin yani kurumların çalıştığı, hukukun üstünlüğüne riayet edildiği, temel haklara saygı duyulduğu ve herkese eşit muamelede bulunulduğu bir sistemin yeniden inşa edilmesi zorunluluğu gelmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle, bir hukukçu ve partimizin Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı olarak, Meclis çatısı altında her daim avukatlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulayarak, mesleki ve ekonomik birçok zorluk altında onuruyla, bilgisiyle ve emeğiyle adaletin tecellisi için ter döken tüm avukatlarımızın Avukatlar Gününü kutluyorum.”