‘Yeni çözüm süreci’ AKP ve DEM Parti’de nasıl yorumlanıyor?

GündemPolitika

🔴 MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, yeni yasama yılının açılışında, DEM Partililerle tokalaşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “iç cepheyi güçlendirme” çağrısı ile başlattığı ‘yumuşama’ süreci, siyaset gündeminin başlıca tartışma konusu oldu.

BBC’den Ayşe Sayın’ın haberi:

Bahçeli’nin 1 Ekim Salı günü grup toplantısında yaptığı, “Uzattığım el, ‘Gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın temenni ve teklifidir'” açıklaması Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajıyla desteklendi.

Erdoğan, grup toplantısında ittifak ortağına destek vererek, “Cumhur İttifakı’nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından anlaşılmasını ümit ediyoruz” dedi.

Siyasi kulislerde, Cumhur İttifakı ortaklarının DEM Parti açılımı, “yeni çözüm süreci” çıkarımları üzerinden tartışılıyor.

Muhalefet cephesinde ise, yeni açılımın altında, yeni anayasanın yanı sıra, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı süresini kısaltmayacak olan bir anayasa değişikliği ile bir dönem daha cumhurbaşkanı adaylığı yolunu açma hedefinin yattığı değerlendiriliyor.

CHP’nin yeni anayasa konusunda iktidarla masaya oturmaya mesafeli duruşu nedeniyle, Cumhur İttifakı’nın DEM Parti desteğini almayı hedeflediği yorumları da yapılıyor.

‘Eski kodlarla yürüyemezsiniz’

AKP ve MHP, ‘yeni çözüm süreci’ ile ilgili çıkarımlara son derece mesafeli.

Yeni sürecin, dünyanın ve Türkiye’nin değişen koşullarına göre tariflenmesi gerektiği vurgulanıyor ve “Diyalog, müzakere iyi bir şeydir. Dünyanın evrildiği, farklılaştığı bir dönemde, eski kodlar, kanaatlerle yürüyemezsiniz” vurgusu yapılıyor.

“Yeni dönem” vurgusuna ilişkin ise şu değerlendirmeler yapılıyor:

“Artık çözüm süreci şartlarında değil Türkiye. Yeni bir dönem, yeni konumlanmalar, yeni politikalar gerek. Bugünkü çağrı çözüm sürecine sıkıştırılmamalı. Çözüm süreci değil yeni bir demokratikleşme hamlesi, reform sürecine dönük bir tartışma olarak bakmak gerekir.”

Gerek AKP, gerekse MHP kulislerinde, “yumuşama” süreci ve DEM Parti’ye uzatılan el, ‘İsrail saldırılarının Ortadoğu’yu ateş çemberine alması ve bu ateşin Türkiye’ye de sıçrama ihtimali’ üzerinden anlamlandırılıyor.

Türkiye’nin, “İsrail’in siyasi ve istihbari olarak hedef ülkesi olduğu” vurgulanıyor.

Son 4 yılda 200’e yakın kişinin İsrail ajanı suçlamasıyla soruşturulması da buna örnek gösteriliyor:

“Ortadoğu’nun parlamentosu çalışan, en istikrarlı, tek demokratik ülkesi olan Türkiye’nin dik duruşundan İsrail rahatsız. Bu nedenle de İsrail, Türkiye’nin iç istikrarını hedef alabilir. Cumhurbaşkanı’nın birlik çağrısı da, Bahçeli’nin Türkiye çağrısı da Türkiye’de birlikteliği sağlamak amacını taşıyor. ‘Önce ülkem, vatanım’ denilmeli. Bunları söyleyenlerle zamanla diyalog ve iş birliği alanları ortaya çıkacaktır.”

DEM Parti temkinli

Cumhur İttifakı cephesinden uzatılan el ve diyalog çağrısının, DEM Parti’ye de sürpriz olduğunu söylemek mümkün.

“Türkiye partisi olun” çağrısına, “Biz zaten Türkiye Partisiyiz” karşılığını veren DEM Parti, diyalog zeminin açılmasından memnun.

Ancak parti yetkilileri açılımın “arka planında” ne olduğu konusunda, ktidar cephesinden bir “ışık alınmadığını” savunuyor.

Partide, yeni sürecin anlamlandırılabilmesi için “somut adım atılması gerektiği” vurgulanıyor ve bu konuda henüz bir işaret görülmediği kaydediliyor.

O nedenle de birçok DEM Parti yöneticisi, “Süreci nasıl okuyorsunuz?” sorusuna, “Biz de izliyoruz” yanıtını veriyor.

DEM Parti’de yeni dönemin “çözüm süreci” ifadesiyle tartışılması doğru bulunmuyor.

Yeni dönemin, ruhuna uygun bir demokratikleşme ve reform süreci üzerinden tariflenmesi gerektiği vurgulanıyor.

DEM Parti kulislerinde, iktidar kanadının yumuşama hamlelerine dönük özetle şu yorumlar yapılıyor:

“Bu süreci, çözüm süreci kavramı üzerinden tartışmak doğru olmaz. Üstelik çözüm süreci, bizim üzerimizden değil, İmralı üzerinden yürütülüyordu.

“İktidar kanadından, diyalog için somut adımlar atılırsa, bu da Meclis’te görülürse bu adımları önemli görürüz. Çünkü Türkiye de dünya da özel bir dönemden geçiyor. Ortadoğu’da yaşananlar nedeniyle, üçüncü dünya savaşından söz edildiği bir dönemde, Türkiye’de toplumsal barışın inşa edilmesi elbette önemlidir.”

Yeni anayasa için ‘yol temizliği’ şartı

DEM Partililer, yeni çözüm süreci başlatılacağı iddialarını doğrulayan hiçbir veri olmadığına da dikkat çekerek, “Bugün için ‘ya çok dar ekiple yürütülen bir süreç var ya da hiçbir şey yok’ diyebiliriz” mesajı veriyor.

Parti yetkilileri “Kimin neyin, peşinde olduğunu söylemek için çok erken. Yürüyen bir süreç varsa da bizim parçası olduğumuz bir süreç değil. Sadece şunu söyleyebiliriz. Eğer böyle bir yeni süreç yürütülecek ise bu açık, şeffaf yürütülmeli” ifadelerini kullanıyorlar.

İktidarın yeni anayasaya destek için diyalog elini uzattığı yorumlarına ise DEM Partililer şu yanıtı veriyorlar:

“Eğer bu çağrının altında yeni anayasa arayışı yatıyorsa, yeni anayasa konusuna kapalı değiliz, biz stratejimizi oluşturuyoruz, ilkelerimizi belirliyoruz. Ama burada samimiyet önemli.

“Bizim yol temizliği dediğimiz, ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına uyulması gibi beklentilerimizin hayata geçmesidir. Bunlar hayata geçerse yeni bir anayasa için ortam oluşur. Bu tür süreçler, güven değil güvence, idealizm değil realizm üzerinden yürür.”

İlginizi Çekebilir

Ulaştırma Bakanlığı: Kürtçe trafik yazıları standartlara uygun değil
AB, İran Devrim Muhafızları’nı ‘terör örgütü’ olarak tanımlamaya hazırlanıyor

Öne Çıkanlar