‘Yeni sürece’ destek için Ankara’ya giden Diyarbakır STK’ları hem umutlu hem temkinli

GenelGündem

🔴 MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin temas ve açıklamalarıyla başlayan çözüm tartışmalarına destek olmak amacıyla, Ankara’da temaslarda bulunan Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu üyeleri, görüşmelerden hem umutlu hem temkinli izlenim edindiklerini açıkladı.

Voa Türkçe’den Mahmut Bozarslan‘ın haberi:

Diyarbakır’daki 123 meslek odası ve sivil toplum kuruluşu tarafından kurulan Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, çözüm tartışmalarına ilişkin temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya düzenlediği geziyi tamamladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), DEM Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi genel başkanlarıyla görüşen platform üyeleri, AK Parti Meclis Grup Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala ile biraraya geldi. Diyarbakır Barosu Başkanı, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri, Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği Başkanı, KESK ESM Şube Başkanı, İHD Diyarbakır Şube Başkanı, Ses Şube Eş Başkanı, Rosa Kadın Derneği Başkanı’ndan oluşan heyet, görüşmeleri ardından Diyarbakır’da bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda ilk sözü alan Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, görüştükleri taraflardan süreci desteklemelerini istediklerini söyledi. Görüşmelerde, bütün siyasi partiler sürece olumlu yaklaştıklarını ve demokratik yöntemlerle çözümün mümkün olduğunu ifade ettiğine dikkat çeken Güleç, 2013 yılındaki süreçten dolayı endişeli olduklarını da dile getirdi.

Herkesin umutlu olduğunu ifade eden Güleç, “Aslında halkın da kaygılı olduğunu biliyoruz ama bir yandan da umutludur halk. Bizler de umutluyuz. Bunu iktidar partisine ilettiğimizde, onlar da geçmişte yaşanılan sürecin sıkıntılarının olduğunu kabul ettiler. Ama bu süreci kısmen iktidar partisi şöyle değerlendirdi, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı’nın bunu dile getirmesiyle aslında geçmiş süreçlerden daha avantajlı bir konumda bir süreç olduğunu ifade ettiler. ‘Geçmişten farklı olarak bu süreç daha güçlü’ şeklinde bir ifade kullandılar. Ama onlar da kesin bir şekilde bu sürecin barışa evrileceği, meselenin çözüleceği şeklinde kesin bir yanıt kullanmadılar. Onlarda da o temkin bana göre vardı” dedi

Güleç, Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat’ta mesaj yayımlayacağı yönünde bir bilginin, görüşmede gündeme gelmediğini de söyledi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la görüşmek için randevu beklediklerini de belirten Güleç, Kurtulmuş’la görüşmek için Ankara’ya gittiklerinde İYİ Parti’yle de görüşeceklerini sözlerine ekledi.

Platform üyeleri ne istedi?

Güleç’ten sonra söz alan Özlem Külahçı Tanaman ise platformun görüşmelerde dile getirdiği talepleri anlattı. Külahçı Tanaman, görüşmelerde Kürt Meselesinin diyalog yolu ile çözümü konusunda gelişecek sürecin destekçisi ve takipçisi olacaklarını belirterek Diyarbakır ve bölge kentlerinde ciddi bir talep ve beklenti olduğunu ifade etti. Külahçı Tanaman, görüşmelerde dile getirdikleri taleplerin bazılarını şöyle sıraladı:

“-Sürecin siyasi kaygılardan uzak, evrensel insan haklarını esas alan bir perspektif ile yürütülmesi gerektiğini,
-Kayyım atama yetkisini içeren yasa metninin iptal edilmesi gerektiğini,
-Demokratik siyasetin önünü tıkayan gözaltı ve tutuklanmaların son bulması gerektiğini,
-Anadilin eğitim ve kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin ortadan kaldırılması için yasal düzenlemenin yapılması gerektiğini,
-Sivil ve demokratik anayasa yapım sürecinin bir an önce başlatılmasını,
-Suriye’de Esad sonrası yaşanacak yeni süreçte Kürtlerin de varlığının kabul edilmesi gerektiğini ve askeri operasyonların sonlandırılmasını,
-Anayasa Mahkemesi ve AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının yerel mahkemelerce uygulanmasının önündeki engellerin kaldırılmasının yeni gelişecek sürece katkı sunacağı”

Sürecin başarıya ulaşması için güven artırıcı adımların atılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Külahçı Tanaman, şöyle devam etti: “Karşılıklı güvenin sağlanması ve barış sürecinin güçlendirilmesi için hükümetin gerekli adımları atarak bütün toplumsal kesimleri sürece dahil etmesi ve barışın toplumsallaştırılmasını sağlamak için ihtiyaç duyulan hukuksal alt yapıyı inşa etmesi gerekmektedir. Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması, siyasî partiler ve seçim mevzuatında değişiklik yapılması, ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması bu sürecin ilerleyebilmesi için büyük önem arz etmektedir“

Külahçı Tanaman, tüm kesimlere Kürt meselesinin diyalogla çözümü ve barışın tesisi için çaba göstermeye, katkı sunmaya ve sorumluluk üstlenmeye çağırdı.

Platform üyeleri umutlu

Açıklamanın ardından VOA Türkçe’ye konuşan platform üyeleri Ankara’dan umutlu ayrıldıklarını söyledi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Eş Başkanı Yıldız Ok Orak, ihtiyatlı olduklarını dile getirdi. Görüşmelere katılan herkesin sorunun çözülmesini istediğini anlatan Ok Orak, “Süreç çok da şeffaf yürütülmediği için, neler olup bittiğini anlamayan taraf olarak biz de çok ihtiyatlı gittik görüşmelere. Ama görüşmeler sonucunda bütün muhalefet partileri ve iktidar partisinin hep birlikte, tek ağızdan biz bu meselenin artık çözülmesini istediğini anladık. Bu meselenin çözülmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız tavrı, bizde umut doğurdu. Meselenin önüne herhangi bir engelin çıkmaması için biz özellikle vurgularımızı da yaptık muhalefet partilerine. Hepsi bizimle bu çıkabilecek engelleri bir şekilde engelleyeceklerini, buna izin vermeyeceklerini söyleyince bizde umutla geldik” şeklinde konuştu.

Ok Orak, çözüm tartışmaları sürerken tarafların kullandığı dilin umutsuzluğa neden olduğuna dikkat çekti.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Şube Başkanı Mahsun Çiya Korkmaz da hem kendilerinin hem görüştükleri kesimlerim umutlu olduğunu söyledi. Ortadaki çelişkilere dikkat çeken Korkmaz, “Bir taraftan çözümle ilgili birtakım konuşmalar ve görüşmeler olurken, öbür taraftan dilin çözüm sürecine yönelik, çözüme yönelik bir dil olmadığını ve uygulamaların da buna yönelik olmadığını görüyoruz. Bir taraftan kayyum atayarak diğer taraftan tutuklamalar yaparak ve tırnak içerisinde Kürtlere teslimiyetçiliği dayatarak, böyle bir sürecin sekteye uğrayabileceği kaygısını taşıdığımızı onlara ilettik. Özellikle Suriye konusunda toplumun hassasiyeti ve Kürtlerin de bir statü talepleri varsa, bunun çok makul olduğu ve Türkiye’nin bu konuya engel olmaması gerektiği, aksine destek olması gerektiğini vurguladık” diye konuştu.

Korkmaz da son günlerde özellikle hükümet kanadının kullandığı dilin kaygılara neden olduğunu ifade etti.

İlginizi Çekebilir

Trump, bazı medya şirketlerini Pentagon’daki ofislerinden çıkarma kararı aldı
Zagros Kürt Film Festivali başladı, festivalde 20 Kürt filmi yer alıyor

Öne Çıkanlar