Adalet mücadelesi yürütenlerin sesi olacağını söyleyen Metin Kılıç, “Kritik bir eşikteyiz. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitmesi, Yeşil Sol Parti gibi partilerin parlamentoda güçlü olması demokrasi mücadelesi açısından kıymetli” dedi.
Yeşil Sol Partinin Ankara 3. Bölge 1. Sıra Milletvekili Adayı Metin Kılıç, hiçbir etnisiteye vurgu yapmayan demokratik bir anayasa olması gerektiğini söyledi.
Evrensel gazetesinden Kübra Kırımlı ve İrem Bayraktar’ın haberine göre; Çerkes kimliğe sahip olan Metin Kılıç, lise yıllarından itibaren uzun süre Çerkes derneklerinde faaliyetler yürüttü. Kılıç’ın adaylığı bu nedenle Çerkesler arasında sevinçle karşılandı.
2015’deki 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde de aday olan Kılıç, bu seferki adaylık sürecini şöyle anlattı:
“Yeniden adaylığa başvurdum, Ankara 3. bölgede görevlendirildim. Ben daha Ankara’ya gelmeden Çerkesler çalışmalara başlamışlardı. Ben gelince bir toplantı yaptık. Şimdi çalışmalarımız daha geniş kitlelere ulaştı. Hatta ‘Metin Kılıç Gönüllüleri’ adında Çerkeslerden oluşan bir gönüllü grup oluştu.”
Geçtiğimiz süreçte Çerkes Dernekleri Federasyonu ve Ankara Çerkes Derneği ile bir araya geldiklerini, samimi bir şekilde karşılandıklarını belirten Kılıç, esnaf ziyareti sırasında yaşadığı bir anıyı da paylaştı: “Bir pasajda terzilik yapan bir abimize kendimizi tanıtınca bizi Çerkesce içeri davet etti. Kendi dilimizde yaptığımız sohbetimiz sonrasında bu ağabeyimiz bize ‘Oyum sizindir’ dedi. Aslında İyi Parti’ye oy verecekti. Bunun gibi daha birçok örneğimiz var.”
Metin Kılıç, ayrıca bir adalet mücadelecisi. Oğlu Nartan ve eşi Ferdane’yi IŞİD’in Suruç’ta düzenlediği canlı bomba saldırısında kaybeden Kılıç, o günden bu yana adalet mücadelesi yürütüyor.
Adalet mücadelesi yürütenlerin sesi olacağını da söyleyen Kılıç, “Kritik bir eşikteyiz. Bulunduğum birçok toplantıda bu seçim varlık yokluk seçimi olarak ifade edildi. Sadece parlamento ile bu vaziyeti aşamayız. Işığı toplumun tüm kesimlerinde yürütülecek bir mücadelede görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitmesi, Yeşil Sol Parti gibi partilerin parlamentoda güçlü olması demokrasi mücadelesi açısından kıymetli” dedi.
Ortamın sürekli gerilmeye çalışıldığını belirterek, “Hem genel muhalefetin hem de bizlerin burada yatıştırıcı ve sakin tutumu pek çok şeyi boşa çıkardı. Yine 2015 yıllarına dönülür mü diye düşünüyorum? Böylesine acı dolu bir süreci yeniden yaşamamayı temenni ediyorum” diye konuştu.
Kılıç, 14 Mayıs sonrası için ise daha umutlu: “14 Mayıs seçimlerinden sonra iklimin değişeceğine ve topluma kendimizi daha iyi anlatabileceğimiz bir alan açacağımıza inanıyorum.”
Çerkesler açısından en büyük sorunun asimilasyon olduğunu söyleyen Kılıç, Çerkeslerin taleplerini ise şöyle anlattı: “Haftada iki saat seçmeli ders ile yok olmak üzere olan dilimizi kurtaramayız. Sosyalist Çerkesler ana dili talebini önümüze koyuyor. Bu talebin toplumda ciddi bir karşılığı olduğunu bilmeliyiz. Çerkesce televizyon talebi var. 21 Mayıs bizim için önemli bir gün, bugün simgesel olarak sürgün ve asimilasyon olarak tanınsın istiyoruz. Çerkeslerin ana vatanla ilişkilere dair talepleri de var. Çifte vatandaşlığın tanınması, ana vatanına dönmek isteyenlere destek verilmesi… Abhazya ve Osetya’nın bağımsızlığının tanınması talebi de var. Tüm bunları kapsayan asıl talep ise hiçbir etnisiteye vurgu yapmayan demokratik bir anayasa.”
/kd/