🔴 17 Avrupa ülkesinden oluşan bir grup, başvuruları reddedilen sığınmacıların etkin ve hızlı bir şekilde ülkelerine geri gönderilmelerini sağlamak üzere göç politikasında bir “paradigma değişikliği” yapılması çağrısında bulundu.
Bu yeni yaklaşımın, geri gönderme emri verilen ancak Avrupa’dan hiç ayrılmayanlar için “sonuçlar” doğurması gerektiğini söylüyorlar.
Euronews tarafından görülen belgede, “Kalma hakkı olmayan kişiler sorumlu tutulmalıdır. Yeni bir yasal zemin bu kişilerin yükümlülüklerini ve görevlerini net bir şekilde tanımlamalıdır. İşbirliği yapmamanın sonuçları olmalı ve yaptırıma tabi tutulmalıdır,” yazıyor.
Hükümetler, “temel haklara tam saygı göstererek” sınır dışı işlemlerini gerçekleştirme konusunda “yetkilendirilmelidir” ifadeleri yer alıyor.
Avusturya ve Hollanda’nın öncülüğünde hazırlanan belge Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Slovakya ve İsveç tarafından onaylandı. Schengen Bölgesi’nde yer alan ve AB üyesi olmayan iki ülke Norveç ve İsviçre de imza verdi.
Grup, Avrupa Komisyonu’ndan konuyu “süratle” ele almasını ve Haziran ayında yapılan bir çalışma grubu toplantısındaki tartışmaları temel alarak “gerçek zorluklara ve gelişmelere yanıt veren son teknoloji ürünü bir çerçeve” ortaya koymasını istiyor.
Bu toplantının sonuç bildirgesinde, bloğun yüzde 30 civarında seyreden ve önemli bir değişiklik göstermeyen düşük etkili sınır dışı etme oranını ele almak için çeşitli fikirler ortaya atılmıştı. Bu fikirler arasında ticaret ve vize politikalarının, sığınma başvuruları reddedildikten sonra menşe ülkeleri vatandaşlarını geri almaya zorlamak için “kaldıraç” olarak kullanılması da yer alıyordu. (Bu iş birliği eksikliği düşük geri dönüş oranının önemli bir nedeni olarak gösterilmektedir).
Haziran ayı toplantısında ayrıca, üye devletlerin bazen başka bir üye devlet tarafından verilen geri gönderme kararlarını tanımaması şeklinde tekrar eden bir başka sorunun çözümü için “ortak bir Avrupa geri gönderme kararı” oluşturulması önerildi.
Ancak bu spesifik önerilere, daha çok Komisyon’a yönelik bir eylem çağrısı ve güçlü siyasi desteğin bir göstergesi niteliğindeki yeni bildiride değinilmiyor. 17 Avrupa ülkesi, İskandinavya’dan Akdeniz’e kadar Avrupa’nın tüm bölgelerini ve sert sağdan merkez sola kadar hükümetleri kapsıyor.
Ortak çağrı, Almanya‘nın tüm kara sınırlarında kontrolleri yeniden başlatması, Macaristan‘ın Belçika’ya karşı düzensiz göçmenleri araçsallaştırma tehdidinde bulunması ve Hollanda‘nın AB iltica kurallarından muaf tutulmayı talep etmesinden bu yana AB içişleri bakanlarının perşembe günü Lüksemburg’da bir araya geleceği ilk toplantıya denk geliyor.
Göç konusunun önümüzdeki hafta yapılacak iki günlük AB liderler zirvesinin gündeminde de yer alması bekleniyor.
Birbiri ardına yaşanan bu hızlı gelişmeler Schengen Bölgesi’nin ve bloğun mayıs ayında tamamladığı mevzuat revizyonu olan Yeni Göç ve İltica Paktı’nın uygulanabilirliği konusunda ciddi endişelere yol açtı.
Yeni Pakt, iltica ve geri dönüş prosedürleri arasındaki boşluğu kapatacak hükümler öngörüyor, ancak kamu ile paylaşılmayan anlaşmanın da yansıttığı üzere, üye devletler sınır dışı etme konusunu ele alacak ayrı bir mevzuat istiyor.
2008’deki Geri Gönderme Koşulları’nda reform yapılmasına yönelik bir teklif 2019’dan bu yana Avrupa Parlamentosu’nda bekliyor. 17 ülkeden oluşan grup için artık yepyeni bir metne ihtiyaç var.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ikinci dönemine ilişkin kılavuz ilkelerde “süreci hızlandıracak ve basitleştirecek, geri dönüşlerin onurlu bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacak, vaka yönetimini dijitalleştirecek ve geri dönüş kararlarının Avrupa çapında karşılıklı olarak tanınmasını sağlayacak yeni bir yasal çerçeve ile geri dönüşlere ilişkin yeni bir ortak yaklaşım” sözü verdi.
/euronews/