2025’te Avrupa Birliği’ni hangi sınamalar bekliyor?

DünyaGündem

🔴Avrupa Birliği yeni yıla sorunlar ve sınamalarla giriyor. AB’nin lider ülkeleri Almanya ve Fransa’da hükümetlerin zayıfladığı bir dönemde zorluklar nasıl aşılacak? AB’yi bekleyen zorlukları beş başlıkta derledik.

Bernd Riegert Deutsche Welle için yazdı:

Kırılgan bir Ukrayna, savaş çıkaran bir Rusya ve kendine hayran bir Donald Trump. Bu üçü 2025’te Avrupa Birliği’ni (AB) bekleyen en büyük zorluklar olacak. Bu uluslararası sorunlara ilaveten durağan ekonomi, yüksek borçlanma ve AB’nin önde gelen ülkeleri Fransa ile Almanya’da hükümetlerin kısıtlı icraat kabiliyeti de AB’yi bekleyen zorluklar olarak görülüyor. Dolasıyla gelecek yıla dair görünüm pek de iç açıcı değil.

Peki Brüksel’de yönetimi devralan yeni AB Komisyonu’nu neler bekliyor? AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas 1 Aralık 2024 itibarı ile görevlerine başladı. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen dışındaki tüm Komisyon üyeleri yenilendi. Merkezi Fransa’nın başkenti Paris’te olan Avrupa Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden Steven Everts, Brüksel’de yenilenen ekibin yeni bir başlangıç için bir fırsat olarak görülebileceğini söylüyor ve “AB’nin dış politikasını gözden geçirme gerekli değişiklikleri yapma ve yeniden canlandırma zamanı olarak da görebiliriz” diyor.

1-Ukrayna’ya yardımlar

AB’nin “2025’te yapılacaklar” listesinin başında Rusya’nın savaş açtığı Ukrayna’ya mali ve askeri yardımlar yer alıyor. Brüksel, Kiev’in devlet kasasına her ay kendi bütçesinden 1,5 milyar euro havale edecek. Bu desteğe ilaveten gelişmiş yedi sanayi ülkesinden oluşan G7 ülkelerinin, dondurulmuş Rusya varlıklarının gelirinden sağlanan parayla finanse ettiği 50 milyar euro kredi de var. AB’ye aday ülke statüsündeki Ukrayna’ya ayrıca Birlik üyesi ülkelerin finanse ettiği silah ve askeri teçhizatların aktarılmasına da devam edilecek.

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın tehditlerini hayata geçirip de ülkesinin Ukrayna’ya yönelik kapsamlı yardımlarını azaltması veya tamamen kesmesi halinde AB’nin Ukrayna’ya yönelik desteğinin kapsamının çok daha fazla olabileceği de tahmin ediliyor.

Şimdiye kadar Ukrayna’ya yönelik uluslararası yardımların neredeyse yarısı ABD tarafından karşılandı. Bunun son bulması halinde AB’nin karşılaması gereken miktarın ne kadar olabileceği konusunda Brüksel’de spekülasyonlar yapılıyor. 2025’te bu alanda tam olarak ne tür gelişmeler yaşanacağını kimse tam olarak kestiremiyor. Adının verilmesini istemeyen bir diplomat “Öncelikle beklenecek. Ancak Trump dönemine tam olarak hazırlanılmış da değil” diyor.

2- Savunma

Ukrayna dışında AB’nin Rusya’ya karşı kendini nasıl savunacağı meselesi de 2025’in önemli başlıklarından biri olarak kalmayı sürdürecek.

AB, tarihinde ilk kez savunma ve uzay konularından sorumlu bir komiser atadı. Resmi adı AB Komisyonu Savunma ve Uzay Komiserliği olan göreve Litvanyalı Andrius Kubilius getirildi. Kubilius’un, AB için özel bir ordu kurması öngörülmüyor, ancak AB üyelerinin silah ve askeri teçhizat tedariğinin koordinasyonunu sağlaması hedefleniyor. Hızlıca silah tedarik etmek ya da daha fazla asker görevlendirmek için birçok üye ülkenin bütçesi küçük kalıyor.

ABD’nin 20 Ocak’ta görevi devralacak seçilmiş Başkanı Trump’ın Avrupa’nın savunmasına ayrılan bütçeyi azaltması ve Avrupalılardan bunu kendilerinin karşılamasını istemesi halinde AB üzerindeki baskının artacağı tahmin ediliyor. AB’den siyasetçiler bunun için nereden ek kaynak sağlanacağının henüz bilinmediğini belirtiyor.

Münih merkezli Almanya Ekonomi Araştırma Enstitüsü’nun (ifo) tahminlerine göre sadece Almanya’nın bile orta vadede savunma bütçesinde 230 milyar euroluk açık olacağı ifade ediliyor. Bu açığın İtalya’da 120 milyar, İspanya’da ise 80 milyar euro olacağı belirtiliyor. Bazı üye ülkelerin, askeri harcamaların ortak borçlanma usulüyle finanse edilmesi fikrine ise Almanya Maliye Bakanı Jörg Kukis derhal itiraz etmişti.

3- Borç yönetimi

Borçlar AB’de başlı başına bir konu. 2025’te sadece yeni askeri harcamaların finanse edilmesi değil, ekonominin iklim dostu hale getirilmesi ve canlandırılması ile Gazze, Lübnan ve Suriye’nin yeniden imarı için yatırım yapılması gerekiyor.

Avrupa Merkez Bankası eski Başkanı Mario Draghi AB’nin rekabet gücüne dair raporunda AB’de en az 800 milyar euro yatırımın şart olduğu tespitinde bulunuyor. Draghi, özel yatırımcıların kazanılması için bir başlangıç finansmanı ilkesiyle hareket etmeyi ve bunun için de ortak borçlanmayı öneriyor. Fransa ile İtalya, yüksek borçlanma oranları nedeniyle AB İstikrar ve Büyüme Paktı’nı ihlal soruşturmasıyla karşı karşıya. Yakın zamanda İspanya’nın da aynı sorunla karşı karşıya kalması muhtemel.

Her ne kadar Almanya AB’nin borçlanma sınırı altında kaldıysa da erken seçimler nedeniyle mali açıdan eylem kabiliyeti bulunmuyor. 23 Şubat seçimleri sonrasında kurulacak hükümetin 2025 bütçesini önümüzdeki yıl Temmuz veya Eylül’de sunması bekleniyor. Almanya’daki erken genel seçimler ve hükümet kurulması süreci nedeniyle AB’nin yeni bütçe müzakerelerinin de sarkmasına kesin gözüyle bakılıyor

4- Ticaret savaşını engellemek

2025, ticaret politikası konusunda da AB için zor bir sene olacak. Çin ile elektrikli araçlar konusunda yaşanan gerilim artabilir. Donald Trump’ın Avrupa, Çin, Meksika ve Kanada’ya uygulamak istediği ek gümrük vergileri nedeniyle ABD ile de gerginlik yaşanabilir.

AB Komisyonu’nun ekonomiden sorumlu üyesi Valdis Dombrovskis, 20 Ocak’ta başkanlık görevini devralacak olan Trump’ın danışmanlarına, ek vergilerin kendilerine zarar vereceğini açık şekilde anlatmayı amaçlıyor. Dombrovskis, 1930’lu yıllardaki ekonomik krizi ve Nasyonal Sosyalizmin güçlenmesini hatırlatarak şöyle konuşuyor:

“Bir ticaret savaşının kimseye faydası olmaz. Trump’a olası sonuçlarına dair verileri sunmak gerekiyor. Dünya ticaretinin parçalanması kimseye yaramaz. Ek vergiler küresel çapta gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 7’sini yok edecek. Böylece 1930’larda yaşanan ve izolasyonun moda olduğu dönemlere benzer durum ortaya çıkacak.”

2025’e dair olumsuz tabloya karşılık bir parça da olsa umut veren, son aylarda Güney Amerika ülkeleri ile yıllar süren pazarlıklar sonucu imzalanan Mercosur Anlaşması oldu. Bazı AB üyesi ülkelerin kendi yerel ekonomilerinin zarar göreceği gerekçesiyle karşı çıktığı anlaşmanın 2025’te AB içinde de onaylanması gerekiyor.

5- Birliği korumak

Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi’nin (European Policy Centre) AB uzmanlarından Janis Emmanouilidis de 2025’e iyimser bakmayanlardan. Emmanouilidis, Aralık başında Brüksel’de düzenlenen bir etkinlikte AB’nin dış politikada ve askeri alanda karşılaştığı sınamalara işaret ederek “AB şimdiye kadar hep uzlaşıların garantörü olmuştu. Ancak bu yeteneğini yitirdi” tespitinde bulundu. “AB birçok soruna artık cevap değil. Siyaset daha milliyetçi bir hal aldı” diyen Emmanouilidis, AB’ye üye olmak isteyen Balkan ülkelerinde de AB’nin sözünü tutup onları alacağına yönelik umutların yok olduğunu dile getirdi.

AB’nin lider ülkeleri Fransa ve Almanya ise kendi sorunlarını çözmek için uğraşıyor. Fransa ülkedeki hükümet krizi nedeniyle zayıfladı. Almanya’nın ise 23 Şubat’ta yapılacak erken genel seçimler nedeniyle eylem kabiliyeti sınırlı. İspanya’daki azınlık hükümetinin bütçe tartışmaları nedeniyle dağılması ihtimali söz konusu. İtalya’da aşırı sağcı bir hükümet iktidarda. Belçika ve Avusturya’da hâlâ hükümet kurulamadı ve geçici hükümetler işbaşında. Romanya’da da siyasi durumdaki gidişat belirsiz. Hollanda, Macaristan ve Slovakya’da ise AB’ye şüpheyle bakan yönetimler iktidarda. AB’nin dönem başkanlığını yürüten Macaristan’ın Başbakanı Viktor Orban, kendi dönem başkanlığında Rusya ile yakınlaşarak Ukrayna’da barışın sağlanmasını olası hale getirdiğini iddia ediyor. Orban yakında ruh ikizi Donald Trump’ın göreve gelecek olmasından da memnun. Özetle 2025 AB için fırtınalı ve epeyce de ilginç bir yıl olacak.

 

 

 

Etiketler: Öne çıkanlar

İlginizi Çekebilir

Kürt Dili Çalışma Ağı: Kürtçe için daha çok çaba harcanmalı
Rojava: Uçuşa yasak bölge talebi yayılıyor

Öne Çıkanlar