Her ne kadar henüz resmi sonuçlar açıklanmamış olsa bile gelen bilgiler ABD seçimlerini büyük ölçüde Joe Biden’ın kazandığı yönünde.
Biden kazanınca büyük bir çoğunluk ABD’nin dış politikasının başkanlara göre değişmediğini ve dış politikanın Pentagon tarafından belirlendiği için aynı politikaların devam edeceğini düşünüyor.
Bu görüş kısmen haklı olsa da bu tutum Trump sonrası için geçerli olmayacak ve ben ABD’nin Trump döneminin yarattığı olumsuz etkileri silmek ve sarsılan ABD prestijinin yeniden tesisi için radikal değişiklikler olacağını düşünüyorum.
ABD’nin kaybolan süper güç imajının yeni bir restorasyona ihtiyacı olduğu aşikar ve bu yüzden ABD politikaları belki de ilk defa bu kadar belirgin olarak değişecek
Çünkü Trump döneminde işler Pentagon’un çizdiği çerçevede yürümedi. Bunları bazı başlıklar altında değerlendirirsek:
*Çin’in Trump döneminde büyüyen ticari hacmi ve pazarı ABD’yi ve dünyayı geleceği belirsiz bir ikileme sürükledi.
* Dünyanın en büyük askeri gücü olan NATO’da dahi sözü geçmeyen bir ABD ağır itibar kaybına uğradı.
* Trump dönemi Amerika’sı ilk defa Rusya’nın dış politikası ve müdahaleleri karşısında bu kadar çaresiz ve aciz kaldı.
* Trump’ın Ortadoğu politikası ise neredeyse ABD’yi Ortadoğu’da ciddiye alınmayan bir güç haline getirdi.
* Trump’ın Kürt politikası ise hem Kürtleri, hem de Amerika’yı çok zor durumlara düşürdü. Sürekli ‘Çekilirim, çekilecem, çekiliyorum, çekildim’ şeklinde süren politika Türkiye’nin Rojava ve Suriye’de eline güçlendirirken ona geniş müdahale alanları da açtı ve ABD’nin özellikle Obama döneminde Kürtlerle kurduğu yakın ilişkilere ağır zararlar verdi.
* Dış politika da kaybeden ABD son 4 yılda iç politika da büyük sorunlar yaşadı. Yabancı düşmanlığı ve özellikle siyahilere karşı polisin vahşi tutumu ve akabinde buna karşı gelişen isyan hareketleri dünyada zaten yaygın olan ABD karşıtlığını daha da körükledi.
BİDEN DELİ TRUMP’IN KUYUYA ATTIĞI TAŞI ÇIKARMAKLA UĞRAŞACAK
Peki, Joe Biden başkanlığı sırasında Trump’ın yarattığı bu büyük zararları tamir edebilecek mi?.. yaşayıp göreceğiz. Biden döneminde yeni bir Ronald Reagen ve baba Bush dönemi yaşayacağız diyebilirim. ABD dış politika da sertleşirken, içeride daha da ılımlı bir politika yürütecek. Trump’ın minör politikalarının yerini Biden’ın majör politikaları alacak. Yani anlayacağınız Biden, delinin kuyuya attığı taşları çıkarmakla uzun süre meşgul olacak.
TRUMP’A TUTARSIZ KÜRT POLİTİKASI KAYBETTİRDİ
3 Kasım ABD seçimlerinin en dikkat çeken yönlerinin başında Kürtlerin ilk defa ABD seçimlerini bu kadar yakından takip etmesi oldu. Kürt kamuoyunun büyük bir çoğunluğu Trump’a karşı Bıdenı destekledi. Bunun nedeni ise Trump’ın Başur ve Rojava’da yürüttüğü güven vermeyen politikası ve Türkiye’nin buralarda yürüttüğü müdahale politikalarına karşı toleranslı tutumu oldu. Başka bir deyişle Trump’a Kürtler kaybettirdi de diyebiliriz. ‘Suriye’den çekilebiliriz’ diyen Trump kaybederken, ‘Suriye’den çıkmayacağız’ diyen Biden ABD’nin yeni Başkanı oldu.
Kürtlerin 3 Kasım seçimlerine bu kadar yoğun ilgi göstermesinin başka bir sebebi ise ABD ve Suriye Kürtleri arasında son yıllarda yakınlaşan ilişkiler ve Kürt sorununun ulaştığı küresel boyut. Bu yüzden Kürtler sorunlarının çözümünün artık sadece bağlı oldukları devletler (Türkiye, Suriye, İran ve Irak) ile sınırlı olmadığını ve dolayısıyla çözümün de küresel olacağını düşünüyor.
BİDEN’IN KÜRT POLİTİKASI NE OLACAK?
Bir başka soru ise Biden’ın Türkiye politikasının nasıl olacağı yönünde. Biden, Türkiye’yi NATO içinde tutmak ve son yıllardır zarar gören müttefik politikasını daha fazla benimseyecek. Türkiye’yi içinde bulunduğu durumdan kurtarmak isteyecek ama bunu Erdoğan ve AKP ile yapmayacak. Biden’ın kafasında Erdoğan ’sız bir Türkiye planı var. 3 Kasım 2002’de iktidara gelen AKP’nin sonunun başlangıcı 3 Kasım 2020 ABD seçimleri olabilir. Türkiye’nin iç siyasetinde Biden’ın düşündüğü plan gerçekleşir ve Türkiye AKP’siz bir döneme girerse bunun içeride Kürt sorununa yansımaları da olumlu olacak.
Biden hem bölgede Kürtlerle hem de Türkiye ile iyi ilişkiler kurarak Rusya, İran ve Çin üçlüsünün dünyaya olan siyasi, askeri ve ekonomik gücünü sınırlandırmaya çalışacak. Bu da Türkiye içinde Kürt sorununa dair yeni çözüm arayışlarını gündeme getirecektir.