🔴 HDP’nin eski milletvekili Hüda Kaya 25 Haziran’da hakim karşısına çıkacak. Hakkında ağır cezalar istenen Kaya’ya yöneltilen suçlamalara dayanak olarak katıldığı etkinlikler gösteriliyor…
Deutsche Welle’den Alican Uludağ’ın haberi:
HDP’nin eski İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, 6-8 Ekim Kobani olayları nedeniyle hakkında açılan dava kapsamında 25 Haziran’da hâkim karşısına çıkacak. Kobani olaylarına ilişkin ana davada 37 kişinin ölümünden dolayı tüm sanıklar beraat etmesine karşın Hüda Kaya, aynı suçlamayla tekrardan tutuklu yargılanacak. Hakkında hazırlanan ek iddianamede Kaya’nın “PKK güdümünde hareket ettiği” suçlamasının delili olarak milletvekili olarak katıldığı 33 etkinlik gösteriliyor. Kaya’nın avukatı Nuray Özdoğan, bu nedenle müvekkilinin “siyasi bir kumpas aklıyla” tutuklandığını düşünüyor.
Hüda Kaya, yaklaşık altı ay önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü Kobani soruşturması kapsamında 1 Kasım 2023 tarihinde tutuklandı. Tutuklama kararına Kobani olayları sırasında yaşanan ölümler de gerekçe gösterildi. 22 Mayıs 2024 tarihinde Hüda Kaya’nın arasında bulunduğu beş eski HDP’li siyasetçi hakkında hazırlanan ek iddianamede, o dönem HDP MYK üyesi olan Hüda Kaya, Kobani olayları sırasında hayatını kaybeden 37 kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Bu nedenle hakkında 37 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Ayrıca “devletin birliğini ve ülkü bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla da bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, hakkındaki diğer suçlamalardan da 19 bin 680’er yıl hapis cezası talep ediliyor.
Katıldığı etkinlikler yargılama konusu
Peki Hüda Kaya hakkında böyle ağır cezalar istenmesine neden olan suçlamalar ve bunlara gösterilen deliller tam olarak neler?
Beş kişi hakkında hazırlanan 481 sayfalık iddianamede Hüda Kaya’nın adı 28 kez geçiyor. “PKK’nin güdümünde hareket ettiği” iddia edilen iddianamede, Kaya’nın PKK’den talimat aldığı suçlamasına gerekçe olarak 2013-2020 yılları arasında milletvekili olarak katıldığı etkinlikler sıralanıyor.
Siyasi faaliyetleri yargılama konusu yapılan Kaya’nın toplantı, miting, eylem ve basın açıklaması gibi katıldığı etkinlikler iddianamede delil olarak yer alıyor. İddianamede Kaya’nın Kobani olayları sırasında Muş’un Altınova ilçesinde bir konferansta olması da suçlama olarak yönetiliyor. Ancak o dönem Kaya, bu etkinliğe dönemin HDP yöneticisi Ayhan Bilgen ile katılmıştı. Bilgen, Kobani davasında beraat eden isimler arasında.
“HDP İzmir İl Örgütü’nün ‘Demokrasi Buluşmaları’ kapsamında 2020’de Gündoğdu Meydanı’nda düzenlediği forum için Barış Anneleri ile kahvaltında buluşmak ve konuşma yapmak, 2020’de cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin sorunlarıyla ilgili HDP Fatih İlçe Örgütü önünde düzenlediği eyleme katılmak ve konuşma yapmak, HDP Kadın Meclisi öncülüğünde yeni infaz düzenlemesini protesto etmek amacıyla Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi ve Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi önünde 2020 yılında basın açıklaması yapmak, 2019’da kayyım atamalarına karşı HDP’nin başlattığı Demokrasi Nöbeti’nin 19’uncu gününde Mardin Karayolları Parkı’nda yapılan oturma eylemine katılmak ve konuşma yapmak, eş sözcülüğünü yaptığı Demokratik İslam Kongresi’nin Ankara’da 22 Eylül 2018 tarihinde düzenlediği ‘İktidar İslamcılığı ve Takva’ adlı çalıştayda konuşma yapmak ve ayrıca arasında gazeteci ve yazarların da bulunduğu 132 aydının 1 Şubat 2016’da ‘Cizre’de insanlık ölüyor’ başlıklı bildirisine imza atmak” Kaya hakkında delil olarak gösterilen eylemlerden bazıları.
Hüda Kaya’nın cezaevinde “darp, hakaret ve işkence” olduğu iddiasıyla yapılan açlık grevlerle ilgili sosyal medya paylaşımları da iddianamede delil olarak sunuldu. 2014-2016 yılları arasında dokuz kez yurt dışı çıkış/giriş kaydığı olduğuna işaret edildi.
Tanığın Kandil iddiası
İddianamede PKK üyesi olduğu belirtilen “Zeynep Maria Mazlum” kod adlı Gül Tanrıverdi adlı kişinin Hüda Kaya aleyhinde yaptığı bir teşhis ve ifade “delil” olarak yer aldı. İddianameye göre Tanrıverdi, ifadesinde “Bana 237 numaralı teşhis işleminde gösterdiğiniz fotoğraflardan üç numaralı fotoğraftaki şahıs, HDP Milletvekili olarak bildiğim Hüda Kaya isimli şahıstır. Bu şahsı Kandil İnançlar Komitesi’ne 2-3 kez geldiğini ve KJK-KCK yönetimleriyle toplantı yaptığını biliyorum. En son 2017 yılında Kandil’e geldiğini biliyorum” iddiasında bulundu.
Çözüm sürecinin sürdüğü 2013 yılında Hüda Kaya’nın Hür Bakış internet sitesinin yazarı olarak Kandil’e giderek PKK’lılarla görüştüğüne ilişkin haber de iddianameye girdi. Kobani davasında eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın çözüm sürecinde Kandil’de giderek PKK yöneticileriyle fotoğraf çektirmesi nedeniyle beraat etmişti.
Hüda Kaya savunmasında ne dedi?
Hüda Kaya’nın tutuklandığında Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğine verdiği ifade de iddianamede yer aldı. Kaya, ne 2014 Kobani olayları sırasında ne de hayatının hiçbir yerinde ölümü desteklemediğini belirterek “Her zaman barışı destekledim. Hiçbir zaman ölümün yanında olmadım. Hiçbir zaman böyle bir çağrıda bulunmadım. Bu iddialara konu olmam, Türkiye açısından ve hukuk açısından aciz bir durumdur” dedi.
Kobani olaylarının aydınlatılması için TBMM’de defalarca araştırma önergesi verdiklerini belirten Kaya, ancak bunun iktidar partileri tarafından reddedildiğini söyledi. Kaya, “Biz aydınlatılsın dedik. Nasıl oluyor da öldüren ben oluyorum? Biz ülkemiz huzur içinde olsun derken adam öldürmek nedir? Ben hayatımda sinek bile öldürmedim. Adam öldürmek nedir, ben çete miyim, mafya mıyım?” diye sordu.
“Suç iddiası devam ediyorsa ana dava ile birleşmeliydi”
Hüda Kaya’nın arasında bulunduğu beş eski HDP’li siyasetçinin yargılanacağı Kobani davasının ilk duruşması 25 Haziran’da Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Kaya’nın avukatlarından Nuray Özdoğan, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, Kaya’nın tutuklanmasının bu dosyanın “siyasi bir kumpas aklıyla” yürütüldüğünün göstergesi olduğunu düşünüyor. Kobani soruşturmasının 2014 yılında açıldığını, Hüda Kaya’nın ilk Kobani iddianamesinden üç yıl sonra tutuklandığını hatırlatan Özdoğan, Hüda Kaya açısından 2014’ten bu yana hiçbir şeyin değişmediğini belirterek “Dosyaya gelen hiçbir delil yoktu. Dava başlamadan önce dosyada gizlilik kararı nedeniyle dosyayı göremedik. Ancak dava başladıktan sonra mahkemenin ve savcılığın şunu yapması gerekirdi. O dönem HDP MYK üyesi olduğu için hakkındaki suç iddiası devam edecekse, hukuken bunu bir iddianameye bağlayıp ana davayla birleştirmesi gerekirdi” dedi.
Ama siyasetin Hüda Kaya hakkındaki soruşturmasını elinde beklettiğini söyleyen Özdoğan, “Hüda Hanım, aslında hiçbir kaçma ihtimali yokken, defalarca yurt dışına gidip gelmesine karşın yurt dışına giderken, üstelik pasaport kontrol işleminden geçtikten sonra tam bir yakalama görüntüsü yaratmak amaçlı gözaltına alındı. Üstelik Hüda Hanım hakkında yeni bir delil olmamasına karşın tutuklama kararı verildi” eleştirisini dile getirdi.
Avukat Özdoğan, Kobani davasında Hüda Kaya konumunda olan siyasetçiler hakkında beraat kararı verildiğine dikkati çekti. Ayrıca 37 kişinin ölümünden dolayı tüm sanıkların beraat ettiğine dikkat çeken Özdoğan, “Buna rağmen Hüda Hanım, halen 37 kişinin ölümünden dolayı tutuklu yargılanıyor. Bu iddia ile iddianame hazırlandı. Gerçekten bu hukuk dışı bir durumdur. Tam anlamıyla siyasi bir tablodur” ifadesini kullandı.