DEM Parti’den Türkiye’ye çağrı: SDG ile diyalog kurun

GündemPolitika

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin Suriye politikasına tepki gösteren Doğan, “Eğer gerçekten çatışmacı ve yayılmacı bir politikaya sahip değilseniz; buyurun diyalog kurun” diye konuştu.

Doğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Temas kurun”

Biz Suriye’de en tutarlı politikaya sahip olan siyasi partiyiz. Keşke kayyımlarda olduğu gibi bugün Suriye’de yaşananlar bizi yanıltsaydı. Şimdi yapılan açıklamalara bakarsak ‘Türkiye’nin güvenliği için Suriye’deyiz’ deniyor. ‘Türkiye’nin meşru hakları için Suriye’deyiz’ deniyor. Biz DEM Parti olarak şöyle diyoruz; Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit eden bir durum söz konusu değil. Bu açıklamalar yapılırken deniyor ki ‘Orada YPG, YPJ Türkiye’nin sınır güvenliğini tehdit ediyor. O yüzden de biz sınır güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz.’ Ve 30 kilometre derinlik vurgusu yapılıyor. Eğer gerçekten bir derinlik aranıyorsa; derinliği bu şekilde değil irtibat kurarak, temasla, diyalogla sağlamak gerekir. DEM Parti olarak diyoruz ki, şayet çatışmacı ve yayılmacı bir politikaya sahip değilseniz Suriye’nin tüm farklılıkları, kimlikleri ve inançlarıyla eşit ve özgür bir şekilde yaşamalı. Eğer gerçekten çatışmacı ve yayılmacı bir politikaya sahip değilseniz; buyurun diyalog kurun, temas kurun. Biz bunu arzu ediyoruz. DEM Parti olarak. Türkiye kamuoyunun da beklentisi bu. Halkların kazanımlarının tehdit olarak değerlendirilmemesi, siyasi ifadelerinin tanınması ve kabul edilmesidir. 

“Kayyum talandır”

Kayyum politikasına dair de değerlendirmeler yapan Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:

2016’dan bu yana bu ülkenin bir coğrafyası ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı coğrafyada kayyım eliyle bir yönetim modeli hayata geçirilmeye çalışılıyor. Binlerce insanın oyu yok sayılıyor seçme ve seçilme hakkı yok sayılıyor. Kendini yönetme hakkı yok sayılıyor. Belediye eşbaşkanlarımıza söylenebilecek hiç bir şey yok.  Çünkü tüm hukuki prosedürlerden geçerek aday oldular. Hep söyledik, yine söylüyoruz. Kayyım kötülüktür, yıkımdır, talandır. Kürt-Türk ittifakının güçlenmesi değil ancak bunun zayıflatılmasını isteyenler bunu yaparlar. Biz ne diyoruz? Gelin bu ittifakı güçlendirelim. Gelin bu tarihsel birlikteliği bu tarihsel beraberliği eşit, adil, onurlu, sahici bir yaklaşımla güçlendirelim. Gelin buna güven yaratacak güvenceler oluşturalım diyoruz. Kayyım uygulamalarından vazgeçin artık. 

“Makul süre nedir?”

İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan’la görüşme başvurusuna ilişkin de konuşan Doğan, şu vurguları yaptı:

DEM Parti grubu olarak daha önce de bir başvuru yaptık. Birkaç kez yinelendi bu başvurular. Bu başvuruları yaptığımız zaman kamuoyuna da açıklamalar yaptı. Grup Başkan Vekillerimiz bizzat kendileri Adalet Bakanlığı’na iletti. O nedenle bu temas hem gecikmiş bir temas hem de tecridi sürdürmek bir insan hakkı ihlalidir. Bu işkence yönteminden vazgeçmek gerekiyor artık. Hakikatle kapıların açılması gerekiyor. Bizim için esas mesele bu. İmralı’nın kapılarının açılması gerekiyor. Ama bu konuya dair somut bir şey söylenmedi. Adalet Bakanı makul süre diyor. ‘Değerlendiriyoruz makul sürede cevap vereceğiz’ diyor. Nedir bu makul süre, DEM Parti olarak soruyoruz?  10 gün geçti makul süre tanımlaması nedir? Türkiye’de yargı sistemini düşündüğümüz zaman makul süre hiç de iyi bir şey çağrıştırmıyor. İstediğimiz, keyfilik çağrıştırıyor makul süre Türkiye’deki yargı sistemini düşündüğümüzde. eğer keyfilik çağrıştıran bir uygulama ya da bir söylem olmasın istiyorsanız, o makul süreyi tanımlamanız, uzatmamanız ya da geciktirmemeniniz gerekli ki bir an önce DEM Parti’nin önceliği şu. İmralı adasının kapılarını açılması, Sayın Öcalan’ın özgür söylem koşullarının oluşturulması gerekiyor.

Van’da neler oluyor?

Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Abdullah Zeydan ile ilgili olası kayyum iddialarına dair de bilgi veren Ayşegül Doğan şu ifadeleri kullandı:

Abdullah Zeydan’ı seçen iradeyi yok saymaya çalışıyorlar. Buna Van halkı izin vermedi, Kürtler izin vermedi, demokrasi güçleri izin vermedi, siyasal ve toplumsal muhalefet buna izin vermedi.  Emin olun bundan sonra da izin vermeyecektir. Çünkü demokratik olan meşru olan seçme ve seçilme hakkını tanımaktır, gasp etmek değildir. Buradan bir kayyım gerekçesi çıkartamazsınız çıkartamayacaksanız. Asıl tanınması gereken halkın iradesi, halkın tercihi ve demokratik değerleri sahip çıkmaktan vazgeçmeyişidir. İktidar blokunu buna saygı duymaya tekrar davet ediyorum. Yerel mahkemeden ne çıkarsa çıksın bu Abdullah Zeydan’ın Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlığı yapmasına engel bir durum teşkil etmeyeceği gibi bir kayyım gerekçesi de yapılamaz. 
 

/Independent Türkçe/

İlginizi Çekebilir

OPEC+ grubu, petrol üretim kesintisini 2026 sonuna kadar uzattı
Almanya’da kürtaj reformu meclis gündeminde

Öne Çıkanlar