Kongre üyelerinden Türkiye’nin Orta Doğu ülkesi statüsüne alınmasına dair yasa tasarısı

DünyaGündem

ABD dış politikasında Türkiye’nin bir Orta Doğu ülkesi olarak yeniden sınıflandırılması amacıyla Perşembe günü Temsilciler Meclisi’nde iki partili yasa tasarısı sunuldu.

Temsilciler Meclisi üyeleri Gus Bilirakis ve Brad Schneider tarafından sunulan ‘Türkiye ile Diplomatik İlişkileri Yeniden Düzenleme Yasası’ ile Türkiye’nin ABD Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Avrupa ve Avrasya Bürosu’ndan (EUR) Yakın Doğu Bürosu’na (NEA) taşınması öngörülüyor. Böylece Türkiye’nin diplomatik statüsünün İran, Suriye ve Libya ile aynı bölgede tanımlanması amaçlanıyor.

Yasa tasarısına gerekçe olarak, “Türkiye’nin Orta Doğu’ya yöneldiği ve artık Avrupa ile ilişkilerine öncelik vermediği” belirtiliyor.

Aynı zamanda Ankara’nın “Rusya, Çin ve İran ile derinleşen bağlarına”, Hamas’a verdiği desteğe ve Doğu Akdeniz’deki anlaşmazlıklara atıfta bulunularak, Türkiye’nin dış politikasının “Batı’nın güvenlik çıkarlarıyla temelde çeliştiğine” değiniliyor.

Kongre üyesi Bilirakis, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’nin çıkarlarına aykırı hareket ettiğini savunarak, “Türkiye, uluslararası hukuku takip etme konusunda sürekli olarak saygısızlık gösterdi,” dedi.

“Türkiye bir dönüm noktasında, ancak [Cumhurbaşkanı] Erdoğan seçimini yaptı,” diyen Kongre üyesi Schneider ise Türkiye’nin Hamas militanlarına ev sahipliği yaptığını, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e destek vererek “NATO ittifakının birliğini engellediğini” iddia etti. “Amerikan diplomasisinin Türkiye’nin hala Avrupa’nın bir parçası olduğu iddiasını bırakmasının zamanı geldi,” diye ekledi.

Yasa tasarısına göre, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’nin diplomatik statüsünü 90 gün içinde yeniden ataması ve Türkiye’nin dış politikasında Rusya, Çin ve İran ile yakınlaştığı iddialarıyla ilgili bir rapor sunması gerekiyor.

ABD-Türkiye ilişkileri

Ortadoğu’da güvenliğin sağlanması konusunda Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı mücadelede Suriye, ABD-Türkiye ilişkilerinde önemli bi yer tutuyor. Ancak, yıllardır devam eden anlaşmazlıklarda herhangi bir ilerleme kaydedilmesi zor görünüyor.

ABD, Suriye’deki varlığını IŞİD’le mücadele olarak gerekçelendiriyor. Pentagon’a göre ABD’nin Suriye’deki askeri misyonu, IŞİD’i zayıflatmak ve bölgede faaliyet gösteren yerel ortakları desteklemek. Bu ortaklar arasında Kürtlerin öncülüğünde kurulan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) de bulunuyor.

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, görevine başlamadan önce 15 Ocak günü Senato’daki oturumda, IŞİD ile mücadelede SDG’ye desteğin “kesinlikle” süreceğini belirterek, IŞİD’e karşı kazanılan başarının SDG’nin fedakarlığı sonucunda elde edildiğini açıklamıştı.

Türkiye, güney komşusu Suriye’nin kuzeyinde bulunan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altındaki en faal ve hakim konumdaki silahlı örgüt Halk Savunma Birlikleri’ni (YPG), Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) Suriye kolu olarak tanıyor.

Ancak Batılı ülkeler SDG’ye aynı tavrı göstermiyor.

ABD’den Türkiye’ye yaptırımlar

ABD, Türkiye’ye Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi satın alması nedeniyle yaptırım uygulamış, F-35 savaş uçaklarının ya da F-35 destek teçhizatının transferi yasaklanmıştı.

Eski ABD Başkanı Joe Biden yönetimi döneminde 2021 yılında, Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşılık Verme Yasası (CAATSA) kapsamında “Rusya ile kurulan ilişkiler” nedeniyle bir dizi yaptırım yürürlüğe girmişti.

Donald Trump ilk döneminde CAATSA yaptırımlarının Türkiye’ye karşı uygulanmasını engellemişti.

/euronews/

İlginizi Çekebilir

Newroz bu yıl 89 merkezde kutlanacak
Diyarbakır’da aranan Mehmet Batman’da ölü bulundu

Öne Çıkanlar