Alattin Bilgiç: İslam ve Milliyetçilik Kıskacında 74 Katliam; Êzîdiler…

Yazarlar

Toplumlar, tarih boyunca çeşitli altyapılar ve karakteristik özelliklerle tanımlanmıştır. Bu tanımlamada kültürel değerler, tarih, dini inançlar ve iktisadi alt yapılar gibi unsurlar önemli rol oynamaktadır. Ancak tarih bize, bazı toplumların yok olma tehdidi altında olduğunu ve soykırıma maruz kaldığını öğretmektedir.

Soykırımlar ve katliamlar, tarihsel süreçlerde hâkim toplulukların egemenliklerini sürdürmek adına kullandıkları yöntemlerden biri olmuştur. Günümüzde de bu tür olaylar, hâkim güçlerin zayıf ve farklı toplulukları yok etme çabalarıyla devam etmektedir. Maalesef, Êzidî halkı da tarih boyunca sürekli katliamlarla karşı karşıya kalan bir topluluktur.

Tarihte bilinen Êzidî fermanları arasında sayısız soykırım ve katliam örneği bulunmaktadır. Êzidîler, dini inançlarına karşı tahammül edemeyen egemen toplulukların hedefi haline gelmişlerdir. Yaşadıkları acılar ve dramatik olaylar, onların tarih boyunca defalarca kıyıma uğramasına yol açmıştır. Êzidîler’in soykırıma uğramalarının altında tek başına dini inançları yatmıyor, aynı zamanda onların çevreleyen en önemli olgusu Kürt olmaları ve  Kürtçe din olmasıdır. Egemenlerin asırlardır Kürtlere karşıtlığı ve alerjisi, Êzidîlik inancıyla birleştiğinde iki kez kıyım gerekçesi oluşmaktadır.

Kürtlük suç, Êzidî olmak ise daha büyük suç sayılmaktadır. Êzidîleri katletmek, Kürtleri katletmek demektir ve Kürtlerin kökünü kazımaktadır. Bu sebeple bir tahammülsüzlük vardır ve tarih boyunca onların yok edilmeye çalışıldığı görülmüştür. Nasıl ki Kürtlerin tüm tarihi ve kültürel değerleri tek tek tecavüze uğradı, kimi yerlerde fiziki saldırılar ve talan gerçekleşirken, kimi yerlerde de asimilasyona tabi tutuldukları görülmüştür. İşte Êzidîlik, bunun en can alıcı tarafını oluşturmaktadır. Êzidiyi yok ederek, Kürdün tarihle olan bağını yok etmeyi, Êzidiyi silerek Kürdü köksüz ve hafızasız bırakmayı hedeflemişlerdir. Bir toplumun köklerini kurutursanız, o toplumu kurutursunuz. Egemenler, Êzidîlere bu motto ile yaklaştılar. Aslında Kürtler açısından anlaşılması zor olabilen ama egemenler açısından son derece planlı bir mühendislik içeren doğru hedefi Êzidîler oluşturmuşlardır.

Bu soykırım ve katliamların arkasında birçok düşünce sistemi bulunmaktadır. Ortaçağ’da feodal sistemlerin ideolojik zırhları olan din, kapitalist sistemin rahminden doğan milliyetçilik olgusu gibi. Her iki ideolojik zırh düşünce sistemlerini daha da sistematize ederek dinsel-milliyetçi temaları ortaya çıkarmıştır. Örneğin, Avrupa kökenli makyavelist düşünce sistemi, Ortadoğu kökenli Türk-İslam düşünce akımı, Arap-İslam yayılmacı ve fetihçi düşünce yapısı, kendi iktidar ve egemenlikleri için her türlü yöntemi meşru görmeyi savunmuştur. Bu anlayışlar, diktatörlerin ve hastalıklı ideolojik yapıların kendilerini var etmek için kullandığı temel bir ilke olmuştur. Bu anlayışların etkisi ve bizzat değer yapılanmaları Êzidî topluluklara karşı kesintisiz korkunç eylemleri getirmiştir.

Êzidî halkı, aslında sahip olduğu toprakları dejenere eden veya egemenlik kurmaya çalışan bir toplum değildir. Onların zenginliği, atalarından gelen dini ve kültürel mirastır. Dejenerasyona karşı gösterdikleri direnç ve kendi dinlerini yaşatma çabaları, hâkim güçleri rahatsız etmiştir. Soykırım ve acılarının temel nedeni, hâkim toplulukların Êzidîleri Müslümanlaştırma politikasıdır.

Êzidîler, tarih boyunca Müslümanlaştırma politikalarına karşı askeri veya siyasi bir güçle direnç göstermemişler ve daha çok pasif ve edilgen bir tutum sergilemişlerdir. Bu durum, onların parçalanmasına, göçe zorlanmasına ve neredeyse yok olmanın eşiğine gelmelerine yol açmıştır.

Êzidî halkının yüzyıllardır yaşadığı bu zulüm ve acılar, onların değerli miraslarının tehlikeye girmesine sebep olmuştur. Bu durum, insanlığın da bir parçasının kaybı anlamına gelmektedir. Bu nedenle, tarihsel süreçte Êzidîlerin maruz kaldığı soykırım ve zulümleri hatırlamak ve gelecek nesillerle paylaşmak önemlidir. Bu şekilde, insanlık tarihinin acı hatıralarından dersler çıkarabilir ve benzer felaketlerin bir daha yaşanmaması için çaba sarf edebiliriz.

Özellikle 3 Ağustos 2014 tarihinde yaşanan Şengal Katliamı, Êzidîler için en acı verici olaylardan biri olmuştur. DAİŞ çetelerinin gerçekleştirdiği bu soykırımda binlerce Êzidî katledilmiş, savaş ganimeti sayılarak kadınlara tecavüz edilmiş, zorla cariye sistemiyle evlendirilmiş ve köle olarak satılmışlardır. 5 bin kişi DAİŞ tarafından katledildi. Katliamın ardından 87 toplu mezar bulundu. Kayıp olan yaklaşık 3 bin kişinin sağ mı ölü mü olduğuna dair bir bilgiye ulaşılamadı. 400 bin Êzidî göç etti, halen birçok kampta Êzidîler yaşamaktadır. Bu olay, Êzidî halkının 74. kez yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı acı bir anıdır. En büyük acı ise kendi soydaşları tarafından terk edilmeleri ve yalnız bırakılmalarıdır. Bu durum bir utanç vesikası olarak kayıtlara geçmiştir.

Asırlar boyunca kıyımdan geçirilen ve kimsenin sahiplenmediği bu kadim toplum her şeye rağmen son Şengal katliamı ile beraber dünyanın DAİŞ’e karşı birleşmesinin yarattığı atmosfer ile Êzidîlerin sesi daha çok çıktı ve yaşadıkları acı dünya gündeminde yer edindi. Özellikle Kürt diasporası ve Rojava devriminin bunda çok büyük katkıları olmuştur.

Tarihte Êzidî halkı birçok ferman ve zulümle karşılaşmış olmasına rağmen, pasif bir şekilde direniş göstermiştir. Özellikle son Şengal katliamı, Êzidî halkının kendi öz savunma sistemlerini kurma ve kendilerini savunma konusunda önemli bir adım atmalarını sağlamıştır. Bu olay, Êzidîlerin barışçıl çizgisine rağmen, kendilerini korumanın ve savunmanın gerekliliğini öğretmiştir.

Aslında Êzidîlerin eline silah almamaları, onların dinlerinin getirdiği barışçıl ve hoşgörülü yaklaşımından kaynaklanmaktadır. Ancak tarihsel olarak maruz kaldıkları acı tecrübeler ve Şengal katliamı gibi trajik olaylar, onlara pasifliğin bir çok zaman tehlikeli ve bedelinin ağır olacağını göstermiştir. Kendi varlıklarını ve kültürlerini korumak adına kendi öz savunma mekanizmalarını geliştirmeleri, birçok topluluk için önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Bu süreç, Êzidîlerin değişen dünya şartlarına ve tehditlere karşı kendilerini koruma arayışında olduğunu ve barışçıl çizgilerini de sürdürürken aynı zamanda kendi güvenliklerini sağlama ihtiyacını anlatmaktadır. Öz savunma sistemlerinin kurulması, Êzidî halkının direnme iradesini ve dayanışmasını da göstermektedir.

Ancak yine de önemli olan, Êzidî halkının barışçıl ve hoşgörülü kimliğini korurken, kendi savunmalarını oluşturarak gelecekte yaşanabilecek olumsuz durumlara karşı daha hazırlıklı olmalarıdır. Tarihlerine ve inançlarına bağlı kalarak, insani ve evrensel değerlerden sapmadan kendi kimliklerini koruma ve savunma yolunda adımlar atmaları, onların özgünlüğünü ve direnişlerini daha da önemli kılmaktadır.

Êzidî halkının asırlardır yaşadığı zulümler ve acılar, tarihin en önemli mirasının yok olmasını da beraberinde getirir. Unutulmamalıdır ki, bir toplumun yok olması, insanlığın da bir parçasının kaybıdır. Dolayısıyla Êzidî halkının yaşadığı ana merkez olan Şengal’in özerkliği korunmalı, desteklenmeli, güçlendirilmelidir. Buradaki öz yönetim Kürtlerin tarih sahnesindeki en önemli bağıdır.

İşte bu mazlum halk 74 defa yeryüzünden silinmek istenmekte.

Tarihte bilinen bazı Êzidî fermanları; Bu fermanların çoğu son 700 yılda gerçekleşti. Fermanlarda Müslüman Araplar, Türkler, Farslar ve Kürtler de yer almaktadır.

 

  • 906 yılında Musul Valisi Hamadani’nin İslamiyet’i kabul etmeyen bin Êzidî ailesini katletti.
  • 1221’de Êzidîlerin dini lideri Şêx Adî 1162’de vefat etti ve Laliş’de defnedildi. Laliş Êzidî inancının merkezi olarak kabul edildi. Êzidîlere yönelik ilk büyük kıyımlardan birisi Moğallar’ın 1221 yılında bölgeyi talan ettiği yıl yaşandı. Aynı yıl Şex Hesen kaçırılıp idam edildi.
  • 12571258 yılları arasında Moğollar bölgeyi yakıp yıkmaları bu tarihte de sürdü. Şêx Adî’nin soyundan gelen Şerefedîn Moğollara karşı direnirken katledildi.
  • 1415’de Êzidîlerin komşuları yani Müslümanlar ortak bir ordu kurarak Êzidîleri kıyımdan geçirdiler ve Şêx Adî’nin türbesini yakıp-yıktılar.
  • 16401641 yılları arasında Şengal Êzidîlerinin Mardin civarında bazı köylere saldırdığı gerekçesiyle Diyarbakır Valisi Ahmet Paşa 70 bin kişilik bir orduyla Êzidîlerin yaşadığı bölgelere saldırdı, binlerce Êzidî kıyımdan geçirildi.
  • 16471648 yılları arasında Musul valiliğini isteyen Şêxan Emiri Mirza Bey isteğinin reddedilmesi üzerine baş kaldırdı. Bu isyanın bastırılmasında çok sayıda Êzidî öldürüldü.
  • 1715‘de Bağdat Valisi Hasan Paşa’nın Şengal’de gerçekleştirdiği katliam. 
  • 17321733 yılları arasında Nadir Şah’ın Surdaş ve Kerkük arasında yönelik katliamı. 
  • 1735‘te Nadir Şah’ın fermanıyla Mahabad yönelik katliamı. 
  • 1743‘te Nadir Şah’ın Kerkük, Erbil yönelik katliamı. 
  • 1743‘te Nadir Şah’a Zap kıyısında  yapılan Êzidîlere yönelik katliamı. 
  • 17521754 yılları arasında de Bağdat Valisi Süleyman Paşa’nın Şengal Êzidîlerine saldırarak, çoluk çocuk demeden bu bölgedeki Êzidîlerin büyük kısmını kılıçtan geçirdi.
  • 17671768 yılları arasında Emin Paşa’nın liderliğinde Êzidîleri hedef alan saldırılar oldu.
  • 17701771 yılları arasında Şêxan Emiri Bedax Bey’in başkaldırısı kanlı şekilde bastırılarak birçok Êzidî öldürüldü.
  • 1773-1774 yılları arasında Musul Valisi ufak tefek bahaneler ile Şengal’i talan ederek büyük bir kıyımda bulundu.
  • 1779’de Bu kez de Musul valisinin kardeşi benzer gerekçelerle Şengal bölgesini talan etti.
  • 17791792 yılları arasında Birçok bahaneyle 4 ayrı katliamda binlerce Êzîdî kılıçtan geçirdi.
  • 1787‘de Celîlîlerin Şêxan’da Denanî Êzidîlerine yönelik katliamı. 
  • 17921793 yılları arasında Musul Valisi Muhammed Paşa Şengali talan ederek 8 köyü yerle bir etti.
  • 17941795 yılları arasında Bağdat’taki Süleyman Paşa’nın liderliğinde Êzidîlere saldırılar oldu.
  • 17991800 yılları arasında Bağdat’lı  Abdulaziz Bey Şêxan bölgesindeki bütün yerleşim merkezlerini kırıp geçirerek 25 köyü haritadan sildi.
  • 18021803 yılları arasında Musullu Ali Paşa’nın liderliğinde Şengal Êzidîlerine katliamlar yapıldı.
  • 18091810 yılları arasında Bağdat Valisi Süleyman Şengal’i talan ederek çok sayıda Êzidî’yi kıyımdan geçirildi.
  • 1824‘te Bağdat Valisi Alî Paşa’nın Şengal’e yönelik katliamı. 
  • 18321834 yıllarında Soran Beyi Muhammed Paşa’nın katliamları. 
  • 1832’de Êzidîlerin tarihindeki en kanlı olaylarından biri yaşandı. Botan miri Bedirxan Bey Şexan’ı istila etti. Şêxan halkı Şengal’e ulaşmaya çalıştı. Fakat Musul kapılarına vardıklarında Dicle nehrinin yükselmesinden dolayı büyük bir kesim karşıya geçemedi. Geriye kalanlar Bedirxan Bey’in ordusu tarafından katledildi.
  • 1835′te Musul Valisi Muhammed İnce Bayraktar’ın Şengal’e yönelik katliamı. 
  • 1836‘da Reşîd Paşa’nın Şengal’e yönelik katliamı. 
  • 1838’de Musul Valisi Tayyar Paşa Êzidî köylerine sefer düzenledi.
  • 1837‘de Hafız Paşa’nın Şengal’e yönelik katliamı. 
  • 1844’de Botan’daki Êzidîlere yönelik katliam. 
  • 1892‘de 2’nci Abdülhamit’in Êzidîleri zorla Müslümanlaştırma politikası çerçevesinde geciken vergilerin toplanması için görevlendirilen General Ömer Vehbi Bey Êzidîlerin İslamiyet’e geçmesini istedi. Fakat Êzidîlerin bunu ret etmesi üzerine Ömer Vehbi Bey Şengal ve Şêxan’i istila ederek Êzidîleri kıyımdan geçirdi. Yaklaşık 15 bin Êzidî katliamdan kurtulmak için dinlerini değiştirdi.
  • 1911’de Osmanlı imparatorluğunun çöküş ve dağılma yıllarında büyük bir inisiyatif sahibi olan General Faruk Paşa Êzîdîlerin yanı sıra Ermeni, Nasturi ve Kızılbaş katliamı da gerçekleştirmiştir. Faruk paşa komutasında onlarca Êzîdî köyü yakılmış yıkılmış, yüzlerce Êzîdî katledilmiş, yüzlerce aile yurtlarını bırakarak göç etmek zorunda kalmıştır.
  • 1918’de Osmanlı Devletinin katliamlarından kaçarak Ermenistan’a sığınan Êzîdî Kürtlere orada da saldıran Osmanlılarla Êzîdîler arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalarda Sardarabat ve Ağbaran Êzîdîleri büyük bir direniş sergilemişlerdir. Osmanlı ordusuna büyük kayıplar verdiren Cihangir Axa da birçok Êzîdîyle birlikte yaşamını yitirmiştir.
  • 1940’de Mardin’in Hezex ilçesine bağlı bulunan Kîwexê köyüne baskın yapanaskerler 29 Êzîdîyi bir mağaraya kapatıp diri diri yakmışlardır. Bu köy daha sonraları yine 3 kez askerlerin baskınına uğramış, her baskında birçok Êzîdî öldürülmüştür.
  • 2007’de Ağustos ayında Şengal’de bulunan Siba Şêx Xıdır ile Tilezer katliamında resmi rakamlara göre 500’e yakın Êzîdî katledildi, bir o kadarı yaralandı, birçoğundan ise hala haber alınamamıştır.

 

03.08.2023

 

Katliam kronolojisi

*Kaynak Kürt tarihi dergisi Kadri Yıldırım

*Mezopotamya Ajansı Arjin Dilek Öncel

 

 

İlginizi Çekebilir

Diyarbakır Barosu’ndan Şengal açıklaması
Peskov: Putin-Erdoğan buluşmasının yeri ve zamanı belli değil

Öne Çıkanlar