Neue Osnabrücker Zeitung‘da yer alan yorumda şöyle deniyor:
“Kulağa görev icabı yapılmış gibi gelen uyarılar bir yana bırakılırsa, Avrupa başkentlerinden kamuoyu önünde ifade edilen öfke sınırlı. Evet, en önemli muhalefet siyasetçisinin devre dışı bırakılması, Başbakan Olaf Scholz’un ifade ettiği gibi ‘Türkiye’deki demokrasi için üzüntü verici.’ Ama şurası da doğru ki siyasi rakiplere yönelik şiddet, yargının hizaya çekilmesi, basın özgürlüğünün kısıtlanması Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde bir haftadır olan bir durum değil. Her ne kadar Ankara ile ilişkiler yıllardır zor yürüse de belli ki Brüksel de jeopolitik meydan okumalarla birlikte ahlaki-demokrat uyarıcı rolünden gitgide daha fazla uzaklaştı.”
taz: Avrupa tercihte bulunmalı
Die Tageszeitung (taz) gazetesi ise Avrupa Birliği‘nin bir tercihte bulunması gerektiğine işaret ediyor yorumunda:
“Avrupa genelinde belediye başkanlarının İmamoğlu ile dayanışma çağrısı yapması iyi ancak bu Erdoğan’ı durdurmaya yetmeyecek. Çatışma daha da keskinleşecek ve sonunda Avrupa Birliği ayan beyan gerekçelerle bir otokratı desteklemekle bir aday ülkenin demokrasisini savunmak arasında bir tercihte bulunmak zorunda kalacak. Otokrat Putin Brüksel’in iddia ettiği gibi büyük bir tehditse Erdoğan daha da büyük bir tehdittir. Ve Rusya’dakinden farklı olarak AB’nin Türkiye’de demokrasi için bir şeyler yapma imkanı var. Nihayetinde Erdoğan ekonomik açıdan AB’ye bağımlı.”
Die Welt gazetesinde yer alan analizde Erdoğan’ın dış politikada Türkiye’nin jeostratejik önemini kullanmayı başardığına dikkat çekiyor:
“Erdoğan son yıllarda yaşanan uluslararası krizlerde Türkiye’nin jeostratejik öneminin altını çizmeyi ustalıkla başardı. Kendisi nadiren takdir edilse de ona her yerde ihtiyaç duyuluyor. Sadece Türk toplumu onu durdurabilir. İnsanlar biliyor ki İmamoğlu’nun başına gelebiliyorsa, herkesin başına gelebilir.”
Die Glocke: Erdoğan’ın iki kozu var
Die Glocke gazetesinde yer alan yorum ise şöyle:
“Neyse ki Türk sivil toplumu İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto ediyor. Yasaklara rağmen devam eden gösteriler cesaret verici bir işaret. Bir şeyleri gerçekten değiştirip değiştiremeyecekleri ise şüpheli. Aynı durum yargı için de geçerli. Yargıçların verecekleri kararda ne kadar bağımsız olduklarını yakında göreceğiz. Avrupa’nın eleştirisi Erdoğan’ı sadece sınırlı derecede ürkütebilir, çünkü elinde iki önemli koz var. Bir yandan NATO’nun güneydoğu kanadını güvence altına almak için Türkiye’ye ihtiyaç var. Diğer yandan da ülke, Erdoğan’ın işine yaraması halinde Avrupa’ya geçmelerine izin verebileceği milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapıyor.”
/Deutsche Welle/