Almanya’da Bavyera eyaletindeki Ascheffenburg kentinde geçen hafta Afgan kökenli bir sığınmacının 2 yaşında bir çocuk ve bir yetişkinin ölümüne yol açan saldırısı, göçmen politikalarında köklü değişiklikleri ülkenin gündemine taşıdı.
VOA Türkçe’den Cem Dalaman’ın haberi:
Erken genel seçimlere dört haftadan az bir süre kala Hristiyan Birlik’in başbakan adayı Friedrich Merz’in önerileri, sığınmacıların ülkeye girişinin ciddi şekilde kısıtlanmasını, sınır kontrollerinin arttırılmasını ve geri gönderme işlemlerinin hızlandırılmasını içeriyor.
Amacının Almanya’ya gelen düzensiz göçü önemli ölçüde azaltmak olduğunu ifade eden Merz, ulusal güvenliğini korumak için ülkeye gelen her bireyin yasal yollarla ve belirli denetimlerden geçerek Almanya’ya kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. Bu tasarının kabul edilmesi durumunda, Almanya’nın göçmen kabul politikasını radikal şekilde değiştireceği belirtiliyor.
Merz’in önerilerine AfD desteği tartışılıyor
23 Şubat seçimlerinin favorisi Merz’in önerilerinin bu hafta içinde seçimden önce son kez biraraya gelecek olan Federal Meclis’te oylanacağı belirtiliyor. Ancak önerilerin kabul edilip edilmeyeceği henüz bilinmiyor.
Merz, konuyla ilgili açıklamalarında, SPD ve Yeşiller hükümetinin göçmenlik politikalarını eleştirdiği için bu iki partinin desteği olasılık dışı görülüyor. Buna karşılık başta göçmen karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi olmak üzere, milliyetçi-sol BSW ve liberal FDP, Merz’in teklifine destek vereceklerini açıkladılar. Fakat bu partilerin desteğiyle oluşabilecek çoğunluk, özellikle Merz’in AfD ile aktif işbirliğini kesin bir şekilde reddetmesi nedeniyle sorunlu olarak kabul ediliyor.
CDU, AfD ile herhangi bir koalisyon kurmayı kesin bir şekilde reddetse de Merz’in sunacakları önergenin AfD’nin de desteğiyle kabul edilmesinde bir sakınca görmediğini açıklaması, Merz’in AfD ile dolaylı işbirliği yapılabileceği yönünde yorumlara yol açtı.
Friedrich Merz, “Bu önergeyi, kimin destek vereceğini göz önünde bulundurmadan sunacağız. Reddetmek isteyen reddetsin, onaylayan da onaylasın. Ben sağa sola bakmam. Bu konuda sadece önüme bakarım” dedi.
AfD Eş Başkanı ve başbakan adayı Alice Weidel de partisinin Merz’in önerisine destek vereceğini duyurdu.
Scholz: “AfD ile işbirliği yıkıcı olur”
Çarşamba günü düzensiz göçmenler konusunda bir hükümet açıklaması yapacağını duyuran Başbakan Olaf Scholz, Merz’in önerilerini eleştirdi. Scholz, kendi hükümeti tarafından Almanya’nın dış sınırlarında sınır kontrollerinin devreye alındığını ve bunun sonucunda Almanya’ya düzensiz giriş yapanların sayısının yüzde 30 azaldığını vurguladı. Scholz ayrıca geri gönderme sayılarının da arttığını ifade etti.
Merz’in önerilerinin Almanya’nın demokratik değerleriyle çeliştiğini belirten Scholz, AfD ile dolaylı destek ilişkisinin yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini savundu.
Yeşiller’in başbakan adayı Robert Habeck ise Merz’in politikalarının Almanya’nın değerlerine ve AB normlarına aykırı olduğunu dile getirerek, sağ popülist politikalara karşı uyarılarda bulundu.
SPD Eş Başkanı Saskia Esken, Friedrich Merz’i “aslında gizlice AfD’li faşistlerle işbirliği yapmak istemekle” suçladı. SPD Genel Sekreteri Matthias Miersch de Birlik partilerini, sağ popülist AfD ile ilişkilerinde şimdiye kadar kabul edilen sınırları aşmakla suçladı. Miersch, “Friedrich Merz ve CDU/CSU’nun şu anda yapmayı düşündüğü şey, Almanya Federal Cumhuriyeti’nin savaş sonrası tarihindeki eşi benzeri görülmemiş bir tabudur” dedi.
Merz AfD ile işbirliği yapacak mı?
Yaşanan son tartışmalar ve Friedrich Merz’in önerileri, seçim öncesi siyasi belirsizliği arttırarak, koalisyon hesaplarını daha da karmaşık hale getirdi.
Son anketler ve siyasi analizler, 23 Şubat sonrasında birkaç koalisyon seçeneğinin mümkün olduğunu gösteriyor ancak hiçbiri halk arasında net bir şekilde tercih edilmiyor.
Partiler arasında CDU/CSU yüzde 30 ile hala birinci sırada. AfD yüzde 21 ile ikinci sırada yer alırken, SPD yüzde 15’e yükselerek Yeşiller’i geçti. Yeşiller yüzde 14’e düştü, BSW yüzde 7 destek bulurken, Sol Parti yüzde 5’e çıkarak FDP’yi (yüzde 4) geride bıraktı.
Bu sonuçlardan yola çıkarak, hangi koalisyonların seçim sonrası matematiksel olarak mümkün olacağını tahmin etmek zor.
CDU/CSU ile SPD arasındaki bir koalisyon en yakın ihtimal ancak iki parti arasındaki ilişkilerdeki gerginlik ve federal düzeydeki siyasi çekişmeler bu tür bir işbirliğinin önünde engel teşkil ediyor.
Ayrıca Olaf Scholz, Friedrich Merz’in başkanlığındaki bir hükümette bakanlık görevini kabul etmeyeceğini daha önce açıklamıştı.
CDU/CSU, FDP ve Yeşiller’in bir araya gelebileceği koalisyon daha önce de gündemde olmuştu. Ancak bu partiler arasındaki ideolojik farklılıklar, özellikle çevre politikaları ve ekonomi konusunda anlaşmazlıklar ve gerilimler de bu koalisyonun gerçekleşmesini zorlaştırıyor.
Son siyasi gelişmeler ve tartışmalar, Merz’in AfD’nin dolaylı desteği ve işbirliğiyle başbakanlık koltuğuna oturmayı planladığına dair olasılığı gündeme getirdi.
Merz, özellikle SPD ve Yeşiller gibi partilerden gelen yoğun eleştiriler ve AfD ile herhangi bir yakınlaşmaya karşı duyulan hassasiyet göz önüne alındığında böyle bir işbirliğinin önünü açmayı şimdilik reddediyor.
Ancak Berlin’deki yorumcular, seçim sonrası olası siyasi ittifakların, sonuçlara ve müzakerelere bağlı olarak şekilleneceğine vurgu yapıyor.