Hindistan’daki seçimlerde zaferini ilan eden Başbakan Narendra Modi, üçüncü döneminin gündemi hakkında çok az ayrıntı verdi, ancak ülkenin askeri hazırlığını ve gücünü artırmaya odaklanmaya devam edeceğinin altını çizdi.
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından partisinin genel merkezinde konuşan Modi, “Hükümet savunma üretimini ve ihracatını arttırmaya odaklanacak” dedi.
Hindistan’ın silah ithalatına olan bağımlılığını azaltma planından bahseden Başbakan, “Savunma sektörü kendi kendine yeterli hale gelene kadar durmayacağız” ifadesini kullandı.
Çin’in Hint-Pasifik bölgesindeki giderek artan iddialı davranışlarını kontrol altında tutmaya odaklanan ABD ve diğer müttefikleri için bu, iyi bir haber olmalı.
Hindistan’ın ABD ile savunma alanında işbirliği, Modi döneminde, özellikle de Avustralya ve Japonya’nın da dahil olduğu Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QSD ya da Quad) aracılığıyla büyük ölçüde arttı.
Bu işbirliğinin iki tarafın da yararına olacağı düşünülüyor. ABD’ye, Washington’un “tempolu mücadele” olarak adlandırdığı Çin’e komşu güçlü bir ortak verirken, Hindistan’ın çok daha güçlü bir rakibe karşı savunma güvenilirliğini güçlendiriyor.
Yeni Delhi merkezli bir savunma analisti olan Rahul Bedi, “Hindistan şu anda Amerikalılar açısından bir cephe ülkesi konumunda. Hint donanması Hint Okyanusu bölgesinde önemli bir oyuncu” diyor.
Beyaz Saray, seçim sonrasında Başkan Biden ile Modi’yi arasındaki konuşmaya dair, “İki lider ABD-Hindistan kapsamlı ve küresel stratejik ortaklığını derinleştirmeyi ve özgür, açık ve müreffeh bir Hint-Pasifik bölgesine yönelik ortak vizyonlarını ilerletmeyi vurguladı” açıklaması yaptı.
Açıklamada Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın yakında Yeni Delhi’ye gideceği de belirtildi.
Hint Okyanusu’nda askeri rekabet: Çin ve Hindistan
Hindistan’ın savunma odağı Modi’nin ikinci döneminde keskin bir şekilde Çin’e döndü. İki nükleer komşunun birlikleri 2020’de Ladakh’ın tartışmalı kuzey sınır bölgesindeki Galwan Vadisi’nde çatıştı ve 20 Hint askeri öldürüldü.
Londra merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü uzmanı Viraj Solanki’ye göre “Bu durum Hindistan’ın bir dizi savunma ortaklığının değişmesine ya da sadece Çin’in Hint-Pasifik bölgesinde artan etkisine karşı koymaya odaklanmasına neden oldu.”
Pekin’in, Hindistan’ın geleneksel rakibi Pakistan ile yakın bir ilişkisi var ve Çin, Nepal ve Bangladeş’in yanı sıra Maldivler ve Sri Lanka da dahil olmak üzere Hindistan’ın komşularıyla savunma işbirliğini artırıyor.
Solanki’ye göre Çin’in bu ülkelerde nüfuzunu ve varlığını geliştirmeye çalışması, Yeni Delhi için bir endişe kaynağı ve birkaç yıl içinde Hint Okyanusu’nda rekabetin artmasına yol açacak bir politika.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, Modi’yi seçim sonuçlarından dolayı tebrik ederken Hindistan ve Çin arasındaki “sağlam ve istikrarlı” ilişkinin “her iki ülkenin de çıkarına olduğunu ve bölgenin barış ve kalkınmasına yardımcı olacağını” söyledi.
Çin’in “Hindistan’la birlikte çalışmaya hazır” olduğunu da sözlerine ekleyen Mao Ning’in yorumları, Dışişleri Bakanlığı’nın, sınır kavgasının henüz yaşanmadığı Modi’nin 2019’daki son zaferinde yaptığı açıklamalardan çok daha sessizdi.
O dönemde Dışişleri Bakanlığı iki ülkeyi “önemli komşular” olarak nitelendirmiş ve Çin’in “siyasi karşılıklı güveni derinleştirmek, karşılıklı fayda sağlayan işbirliği yürütmek ve iki ülke arasındaki daha yakın ortaklığı ilerletmek” istediğini söylemişti.
Modi’nin içerideki rakibi, güçlenen muhalefet
Her zaman partisinin çoğunlukta olduğu bir hükümet kuran Modi, seçimlerdeki cansız performansının ardından şimdi koalisyon ortaklarına güvenmek zorunda kalacak ve daha güçlü ve canlanmış bir muhalefetle karşı karşıya kalacak.
Rahul Bedi, ana muhalefet Kongre partisinin Modi’nin savunma reformlarına karşı çıkma ihtimalinin düşük olduğunu, ancak Çin ile sınır sorununu ele alış biçimini eleştirdiğini ve bu konuda kendisine baskı yapabileceğini söyledi.
“Modi, Ladakh’taki durum söz konusu olduğunda tamamen dürüst davranmadı ya da gerçeği çok ekonomik bir şekilde ifade etmedi” dedi. İnternette yayınlanan ve kısa sürede kaldırılan, Çin birliklerinin 2020 çatışması sırasında Hindistan topraklarına girdiğini öne süren bir Savunma Bakanlığı belgesine atıfta bulundu.
Rahul Bedi, muhalefetin sorular soracağından ve hükümetten gerçek durumun ne olduğunu açıklamasını isteyeceğinden emin olduğunu söylüyor.
Modi hükümeti, daha önce yalnızca devlet tarafından işletilen savunma imalat sektörünü büyütmeye çalıştı ve şirketleri teşvik etmek için Hindistan’daki yabancı yatırım düzenlemelerini hafifletti.
Amiral gemisi niteliğindeki bir projede ülke, Çin’in yükselen deniz gücüne karşı imal ettiği iki yerli uçak gemisinden ilkini 2022’de suya indirdi.
Solanki, Hindistan’ın askeri teçhizatının çoğunun Rus menşeli olduğunu ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle teslimatta yaşanan gecikmeler ve yedek parça temininde yaşanan zorlukların da Hindistan’ın savunma tedarikini çeşitlendirmesi ve ABD, Fransa, İsrail ve diğer ülkelere daha fazla yönelmesi için itici güç oluşturduğunu söyledi.
Hindistan ile bağlarını güçlendirmeye çalışan Washington, General Electric’in Hindustan Aeronautics ile savaş uçağı motorları üretmek üzere işbirliği yapmasını sağlayacak bir anlaşmayı kabul etti.
Geçtiğimiz hafta sonu Singapur’da düzenlenen Shangri-La savunma konferansında konuşan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, iki ülkenin ortak zırhlı araçlar da ürettiğini belirtti. Austin, “Hindistan ile şu anda sahip olduğumuz ilişki, ilişkimizin hiç olmadığı kadar iyi ya da daha iyi. Gerçekten çok güçlü” dedi.
/VOA/