Avrupa Adalet Divanı Suriyeli vicdani retçiler lehine karar verdi

Avrupa Adalet Divanı, Almanya’yı iltica başvurusu reddedilen Suriyeli vicdani retçilerin başvurularını yeniden incelemeye zorlayan bir karar aldı.

Avrupa Adalet Divanı, Almanya’da iltica başvurusu reddedilmiş bazı Suriyelilerin Federal Göç ve Mülteciler Dairesi’ne (BAMF) yeniden başvuruda bulunmalarının önünü açan bir karar aldı. Lüksemburg’daki mahkeme, Suriye ordusunda askerlik yapmayı reddettikleri gerekçesiyle Almanya’ya sığınan Suriyelilerin, eğer ilk başvuruları reddedilmişse yeniden iltica başvurusunda bulunabileceğine hükmetti.

Ne olmuştu?

Avrupa Adalet Divanı’nın önüne ikinci kez gelen olay 2017 yılında yaşandı. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi bir Suriyelinin iltica başvurusuyla ilgili kararında, askere alınmayı reddetmeyi sığınmacı olma kriteri saymamıştı. BAMF söz konusu kişinin başvurusunda tam koruma yerine geçici koruma kararı vermişti.

Avrupa Adalet Divanı ise konuyla ilgili 2020 yılında aldığı kararda, Suriye’deki iç savaş bağlamında değerlendirildiğinde askere gitmemenin “siyasi takibata uğrama” ile sonuçlanmasının “güçlü bir olasılık” olduğuna hükmetti. Dolayısıyla Suriyeli vicdani retçilerin sığınmacı özelliği taşıdığı ve bu kişilere tam koruma sağlanması gerektiğine karar verdi.

Avrupa Adalet Divanı’nın milat niteliğindeki bu kararı üzerine Almanya’da daha önce başvurusu reddedilen binlerce Suriyeli vicdani retçi BAMF’ye yeniden iltica başvurusunda bulundu. Ancak BAMF “hukuki durumun değişmediğini” ileri sürerek yapılan bu yeni başvuruları kabul etmedi. Dolayısıyla konu bir kez daha Avrupa Adalet Divanı’na taşındı.

Almanya’da sığınmacılar yararına faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu ProAsyl, Avrupa Adalet Divanı’nın yeni kararı üzerine daha önce reddedilmiş binlerce iltica başvurusunun yeniden işleme konabileceğini duyurdu.

Mültecilik, tam ve geçici koruma statüsü

Almanya’da iltica başvurusunda bulunanlara ya mülteci statüsü ya tam koruma ya da geçici koruma statüsü verilebiliyor.

Geçici koruma statüsünde başvurucuya bir yıl ikamet izni tanınıyor. Bu iznin iki yıllık dilimler halinde uzatılması ve geçim şartlarının oluşturulması, Almanca öğrenilmesi gibi koşulların sağlanması halinde beş yılın sonunda kalıcı ikamet iznine dönüştürülmesi mümkün. Geçici koruma statüsündekiler ayrıca çalışma iznine sahip oluyorlar. Ancak ailelerini Almanya’ya getirme hakkına sahip olmuyorlar.

Tam korumaya sahip olanlara ise üç yıllık ikamet izni tanınıyor. Geçim şartlarının sağlanması ve C1 seviyesinde Almanca öğrenilmesi halinde ise kalıcı ikamet izninin üçüncü yılın sonunda edinilmesi mümkün. Bu statüdekiler ailelerini de Almanya’ya getirebiliyorlar.

Mülteci statüsü ise tanınan haklar bakımından tam koruma statüsünden büyük farklılık taşımıyor. Bir kişinin mülteci olarak tanınması için uyruğu bulunduğu devlet tarafından takibata uğrama şartı aranırken tam koruma statüsü sahiplerinin resmi olmayan aktörler tarafından da takibata uğraması yeterli bir şart olarak görülüyor.

 

/DW/

İlginizi Çekebilir

İsrail’den Hizbullah’a SİHA saldırısı
Nükleer füzyondan elde edilen enerjide yeni dünya rekoru kırıldı

Öne Çıkanlar