Amerikan merkezli Newsweek dergisinin bugün yayınladığı habere göre Iraklı milisler, Ortadoğu’da krizlere yol açan Gazze savaşı nedeniyle tansiyon yükselmeye devam ederken ABD askerlerine yönelik saldırılara yeniden başlayabilecekleri uyarısında bulundu.
Iraklı milislerin ABD güçlerine yönelik saldırıları, Ürdün-Suriye sınırındaki bir saldırıda üç ABD askerinin öldürülmesinin ardından ABD’nin Irak’taki milis mevzilerine yönelik yoğun hava saldırılarıyla Şubat ayında büyük ölçüde durmuştu.
Ancak Pazartesi günü ABD’nin Irak’taki yeni saldırıları bir kez daha öfkeye yol açtı ve milislerin uluslararası hukuka aykırı işgalci güçler olarak tanımladıkları ABD güçlerine karşı operasyonların yeniden başlatılması çağrılarına neden oldu.
ABD saldırılarının Hamas’ın politbüro şefi İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da öldürülmesi ve 24 saat geçmeden İsrail ordusunun Lübnan Hizbullah’ının üst düzey liderlerinden Fuad Şükür’ü Beyrut’ta öldürdüğünü açıklamasıyla aynı güne denk gelmesi öfkeyi daha da arttırdı.
Her iki cinayet de İran, Hizbullah ve aralarında savaşçılarının ölümüyle daha da öfkelenen Irak İslami Direnişi’nin de bulunduğu diğer grupların intikam açıklamaları arttı.
Şarku’l Avsat’ın Newsweek’ten aktardığı habere göre Nuceba Hareketi’nin siyasi büro başkanı Şeyh Ali el-Esedi’nin şu açıklamalarda bulundu: “Bu yasadışı ve gayrimeşru varlık Irak topraklarında ve güvenlik güçleri mensuplarına Irak hükümetinin bilgisi dışında suikastlar düzenliyor. Tüm bunlar, direniş gruplarına ve Irak halkına, Iraklıların haklarını ve onurunu ihlal eden bu güçlerle yüzleşmek ve topraklarını bu güçlerden kurtarmak için haklılık kazandırıyor. ABD’nin Irak’taki askeri varlığının sona erdirilmesine yönelik parlamento kararının ve Irak halkının işgal güçlerini kovmak için yaptığı milyonlarca gösterinin ardından, ABD varlığının kaynağı yasadışı ve gayrimeşrudur. Nihai hale getirilecek olan stratejik çerçeve anlaşması temelindeki varlıkları ise, Irak’ın semalarını işgal ettikleri ve hava sahasını ihlal ettikleri için artık yasadışıdır ve uluslararası yasalara aykırıdır.”
Yaklaşık 2 bin 500 ABD askeri eğitim ve danışmanlık misyonuyla Irak’ta kalmaya devam ediyor. Bu askerlerin akıbeti ABD-Irak Stratejik Çerçeve Anlaşması çerçevsinde bu yılın başlarında ABD-Irak Yüksek Askeri Komisyonu aracılığıyla başladı. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ABD askerlerinin tamamen geri çekilmesine ilişkin herhangi bir plan belirtmedi. Bu da milislerle gayrı resmi ateşkesin sona erdirilmesi çağrılarını arttırdı.
ABD’li yetkililer Irak’taki son saldırıların sahadaki kimliği belirsiz güçler tarafından drone saldırısı düzenlendiğini iddia etti.
ABD’li bir savunma yetkilisi Newsweek’e şunları söyledi “Irak’taki ABD güçleri Babil vilayetinde hava sistemleriyle saldırı düzenlemeye çalışan militanları hedef alan savunma amaçlı bir hava saldırısı gerçekleştirmiştir; meşru müdafaa hakkımızı saklı tutuyoruz ve uygun adımları atmakta tereddüt etmeyeceğiz.”
Aynı zamanda Irak İslami Direnişi’nin bir üyesi olan Ketaib Hizbullah, saldırının Kerbela kentine gelen ziyaretçilerin güvenliğini sağlamak üzere gönderilen keşif uçaklarını test eden uzmanları hedef aldığını iddia etti. Halk Seferberlik Güçleri (PMF) milisleri saldırıyı kınadı ve ABD güçlerinin geri çekilmesini talep etti.
Resmi olarak Irak ordu sözcüsü Tümgeneral Yahya Resul Salı günü yaptığı açıklamada şunları söyledi “Koalisyon güçleri iğrenç bir suç işledi ve bariz bir saldırganlık sergiledi. Bu tür vahim ve hesapsız ihlallerin Irak ve Suriye’de DEAŞ’la mücadeleye yönelik tüm ortak güvenlik çabalarını, önemli ölçüde zayıflatabileceği, Irak’ı ve tüm bölgeyi tehlikeli çatışmalara ve savaşlara sürükleme riski taşıyor. Bu nedenle koalisyon güçlerini bu bariz saldırganlığın sonuçlarından tamamen sorumlu tutuyoruz.”
/Sarkul Avsat/