Kobani Davasında aralarında eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu siyasetçilere uzun süreli hapis cezaları çıkmasına ilk tepkiler DEM Parti’den geldi.
Karar sonrasında konuşan DEM Parti eş genel başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, kararı tanımadıklarını açıkladı.
Bakırhan, “Türkiye hukuk, yargı tarihine yine kara bir leke sürüldü. Çetelerin mafyaların, güpegündüz kent meydanlarında çakarlı araçlarla insanları katledenlerin serbest dolaştığı, serbest bırakıldığı, Kürtleri asit kuyularında katleden, binlerce faili meçhul cinayeti işleyen Jitem davalarının aklandığı bir süreçte Kürtler, devrimciler, Kürt ve devrimci siyaseti bugün cezalandırıldı. Biz bu cezaları, bu kararı tanımıyoruz. Selahattinler, Figenler, Kobani kumpas davasında yargılananlar Kürtlerin, Türklerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin gönlünde yüreğinde beraat etmişlerdir, özgürlerdir” dedi.
Bugün Sincan’daki mahkeme salonunda “İstiklal mahkemelerinin ruhunun, 12 Eylül, 12 Mart darbelerindeki yargılamaların ruhunun yeniden hortladığını” dile getiren Bakırhan, “21’inci yüzyılda normalleşme, yumuşama mesajlarının verildiği bu süreçte HDP, Kürt siyaseti, devrimciler, demokratlar siyaset sahnesinden silinmeye çalışılmıştır” diye konuştu.
Hatimoğulları: Hukuki ve siyasi darbe gerçekleşmiştir
Hatimoğulları da sanıkların yüzlerce yıl hapis cezasına çarptırıldığını belirterek, “Bugün Sincan adliyesinde bir hukuk katliamına tanıklık ettik hep beraber. Tıpkı iddianame Saray’da ve MHP Genel Merkezi’nde yazıldıysa bu karar da aynı odaklar tarafından yazılmıştır. Türkiye’de yargı diye bir şey kalmamıştır. Türkiye’de şu an yargının almış olduğu bu karar, askeri cuntanın mahkemelerine rahmet okutacak bir karardır. Şu an bir hukuki darbe, bir siyasi darbe daha gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı.
Hatimoğulları, mahkemenin verdiği kararın bir kez daha “IŞİD ve faşizmin yanında olduklarını gösterdiğini” savunarak kararı yok hükmünde saydıklarını vurguladı.
DEM Parti’nin X hesabından yapılan açıklamada da mücadelenin devam edeceği vurgusu yapıldı:
