DEM Parti’nin Mardin Milletvekili George Aslan, 6-7 Eylül 1955 tarihinde İstanbul’da Rumlara ve Hırisyiyan azınlıklara uygulanan Pogroma ilişkin olarak Meclis araştırması için önerge verdi.
Aslan önergesinde, 6-7 Eylül 1955’te yaşanan Pogrom’un faillerinin ortaya çıkartılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdurların maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesini talep etti.
Önerge şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
6-7 Eylül 1955’te yaşanan Pogrom’un faillerinin ortaya çıkartılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdurların maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi amacıyla Anayasa’nın 98. ve TBMM İç Tüzüğün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim.
George ASLAN
GEREKÇE
Son yüzyılda pek çok saldırı ve katliama maruz kalan Ermeni, Rum, Süryani ve Yahudi halkları 6-7 Eylül Pogromu ile yıkıcı bir saldırı daha yaşamışlardır.
6-7 Eylül 1955 tarihinde İstanbul, İzmir ve Türkiye’nin birçok yerinde yaşayan Rum ve Ermeniler başta olmak üzere Hristiyan ve Musevi yurttaşlar planlı ve sistematik saldırılara maruz kalmıştır. Saldırılarda binlerce ev, işyeri, okul, mezarlık, kilise ve sinagog yakılıp yağmalanmış, onlarca kişi öldürülmüş ve birçok kadın tecavüze uğramıştır.
Resmi verilere göre yalnızca İstanbul’da 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır, 3.584’ü Rumlara ait olmak üzere 5.538 ev ve işyeri yakılıp yıkılmıştır. Failler ise cezalandırılmamış, aksine söz konusu olaylara karışan bazı kişiler daha sonra terfi ettirilmiştir. Nitekim “6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı” diyen ve 6-7 Eylül Pogromu sırasında Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli olan Sabri Yirmibeşoğlu daha sonra MGK genel sekreterliğine terfi ettirilmiştir.
6-7 Eylül Pogromu’nun Hristiyan ve Musevi yurttaşların üzerinde çok yönlü etkileri olmuştur. Yaşanan saldırı ve şiddet olaylarıyla yüzleşilmemiş olması ve faillerin cezasız bırakılması, on binlerce Rum, Ermeni, Yahudi ve Süryani yurttaşın baskılara ve can güvenliği tehdidine karşı ülkeyi terk etmek zorunda kalmasına neden olmuştur. Hristiyan ve Musevi yurttaşların maddi kayıplarının yanı sıra yaşanan manevi yıkım ve psikolojik travma uzunca bir zaman endişe ve güvensizlik duyguları taşımalarına ve toplumsal aidiyet duygularının kaybolmasına sebep olmuştur.
Binlerce yıllık kolektif hafızanın yok edilmeye çalışıldığı 6-7 Eylül Pogromu şimdiye kadar resmi olarak kınanmamış ve tazminat veya özür için herhangi bir adım atılmamıştır. 6-7 Eylül saldırılarının geride bıraktığı yıkım ve toplumsal yaralar bugün bile izlerini korumaya devam ederken, yaşanan bu şiddet sarmalına zemin hazırlayan faillerin açığa çıkarılması ve mağdurların zararının tazmin edilmesi konusunda bütünlüklü bir somut girişim söz konusu olmamıştır. Oysa ki yaşananlarla yüzleşmek ve mağdurların kaybını/acısını maddi ve zihinsel olarak onarmak için adım atılmasını sağlamak, toplumsal barış ve bir arada yaşam için son derece hayatidir.
Bu nedenle 6-7 Eylül 1955’te yaşanan Pogrom’un faillerinin ortaya çıkartılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdurların maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi için bir Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederim.