Türkiye’nin gündemi çok karışık. Zıvanadan çıkanların kaynattığı kazan kapak tutmuyor.
İktidar Demirtaş’ın AİHM Büyük Daire kararını uygalamıyor.Kavala’nın kararı da uygulanmıyor
AYM ikinci kez ihlal kararı veriyor,CHP’li Berberoğlu kararını alt mahkeme ve Meclis Başkanlığı uygulamıyor.
Boğaziçi Üniversitesine atanan kayyum Rektör için öğretim üyelerinin gençlerin itirazları protestoları sürüyor. İktidar tüm gücüyle saldırıyor herkesi terörist ilan ediyor.LGBT başta olmak üzere farklılıklara nefret kusuyor.
Cezaevinde ki tecrit uygulamalarına karşı açlık grevi 72.gününe girerken yaprak kımıldamıyor.
HDP ve bileşenlerinin Kadıköy rıhtımında yapacağı basın açıklamasını polis ablukaya alıyor. Pandemi koşullarını hiçe sayarak milletvekillerine saldırıyor,kadın milletvekilleri göz altına alınmaya çalışılıyor.
Adliyede rektör protestosunda bulunan gençler serbest bırakılınca koridorda kalkanlarıyla dolan polis savunma avukatlarına saldırıyor.
Twitter seçimi kaybedince kendini kaybeden ABD Kongresini basan yandaşlarının durumunu dikkate alarak,Trump’ın söylemlerini yasaklıyor.
Türkiye’de gençleri bazı ezilecek zehirli yılan diyen devlet Bahçeli ile nefret söylemi nedeniyle İçişleri Bakanı S.Soylu’nun sözlerini yasaklıyor.
AKP’nin Başkanı yeni bir anayasa yapacağız diye bu karambolda gündem saptırmaya çalışıyor.
Cumhur Başkanlığı seçimini değiştirmek,başkanlık rejimini kalıcı hale getirmek,faşizmi kökleştirmek istiyor.
AKP 290+MHP 49+BBP 1=339 oyları var.600 üyeli Mecliste belediye başkanlığı ve bakanlık nedeniyle 9 milletvekili istifa etmiş 2 milletvekili ölmüş. 11 üye boşalmış.
Anayasanın değişmesi için 3/5 oy yani 360 oy çıkarsa,değişiklik halk oylamasına gidebilecek. İktidarın 20 oya ihtiyacı var.
2/3 oy yani 400 oy çıkarsa Anayasa değişmiş olacak. Bunun için de 60 oya ihtiyaç var.
Mebus pazarları yeniden kurulurmu? Şantaj ve tehditler devreye girermi? Önümüzde ki günler gösterecek.
Erdoğan, Bahçeli bu konuda ilk görüşmeyi yaptılar mutabık kaldılar.Muhalefet cephesinde bu tezgaha karşı ne yapılacağı belli değil.
Türkiye bu karambolda,kaynayan kazan gündemi içinde Şengal’e, Rojava’da Derka Xemo’ya girme savaş hesapları yapıyor.
2023 yılında seçimlerin yapılması uzak bir ihtimal.Herkes olası bir erken seçimi konuşuyor.Anketler iktidarın her geçen gün güç kaybetiğini yazıyor.
Mevcut anaysaya göre Erdoğan iki dönem Cumhur Başkanaı seçildiği için üçüncü kez aday olamıyor.Anayasa değişikliği ile buna formül aranıyor.
Savaş Hali yaratarak, iktidarlarını sürdürmek isteyen Cumhur ittfakı,temel hak ve özgürlüklere tahammülü kalmamış.
Savaş koşullarında bir erken seçime giderek,seçimlere müdahele ederek her türlü hile ile kazanmak için elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Bütün gücüyle saldırıyor,anayasaya yasalara uymayarak kendi hukukunu çiğniyor.
Yüce Divan’a sevkin ihanetin her türlü koşullarının yaratıldığı bu ortamda,Cumhur Başkanının hakkında soruşturma açılması için 301 milletvekili oyu ile soruşturma önergesi verilebiliyor.
360 milletvekili oyu ile Meclis Soruşturma açılmasına karar verilse bile 2/3 çoğunluk yani 400 milletvekili oyu gerekiyor.Muhalefette bu yok.
Muhalefet AKP’nin küçük ortağı MHP’nin Devlet Bahçeli’nin arıza çıkarmasını bekliyor.Olası bir erken seçimde seçimleri kazanacağını sanıyor.
Adalet, Eşitlik ve Özgürlükler için seçim yetmiyor.Muhalefetin arkasında güçlü bir sivil toplum haeketi,basın desteği olmadan bu iktidarı al aşağı etmesi çok zor.
Başkanlık rejimine karşı,Parlamenter rejimi savunan muhalefet hala ortak ilkeler ve bir program etrafında birleşmeyi başaramadı.
İktidar ve Cumhur İttifakı bir yandan HDP’yi kapattırmak diğer yandan fiilen çalışamaz hale sokmak için, tüm gücüyle hukuksuz saldırılarını sürdürüyor.
Yüzde on seçim barajını HDP ve diğer küçük partiler baraj altında kalsın diye tutmak istiyor.
Diğer yandan 50+1 CB seçim oranını ayakta tutmak istemesi karşısında güçlü bir ittfak oluşmasın diyedir.
CHP ve İYİ partiye HDP üzerinden saldıran iktidar,seçimin kilit oylarının Kürt oyları olduğunun farkındadır.
Kürt şehirlerinde son yapılan bir anket AKP’nin çok büyük oy kayıpları yaşadığını gösteriyor.
Türkiye’nin kaynayan kazan gündeminde muhalefeti çok zor günler bekliyor.
Ya farklılıklarını bir kenara bırakıp,savaşa karşı barışı,otakrasiye karşı demokrasiyi savunacak ilkelerde buluşacaklar, ya da hep beraber kaybedecekler.
